Düzenin özü

Düzenin özü

09.10.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Cumhuriyet, dün yine manşetinde bir talan haberiyle çıktı.

Artık yağma ve talan haberleri umuru adiyeden oldu. Toplum, bu alanda durmadan şamar yiyen, itilip kakılan, her türlü yağma, talan, avanta, lüpçülük, köşe dönücülük, dızdızcılık haberine alışmış, kanıksamış olduğundan, tepkisizleşmiş dayak arsızına dönüştü. 

Cumhuriyet’in dünkü manşeti de bu tür alışılmış haberdendi ve aralarında, Bodrum, Mazı, Bafa, Türkbükü, Dalyan, Datça ve Marmaris de olmak üzere Muğla’ya bağlı 32 sahanın jeotermal enerji santralı için imara açıldığının, ilana çıkarılarak duyurulduğunu bildiriyordu.

Haberde belirtildiğine göre, CHP Muğla milletvekilleri Süleyman Girgin ve Mürsel Alban, Kemer’den Bodrum’a kadar her yerin ihaleye açıldığını söylemişlerdir.

Adı geçen milletvekillerinin de belirttikleri gibi olay yalnız Muğla ile sınırlı kalmayan AKP’nin genel politikasının bir yansımasıdır.

Sahilinden yaylasına, dağından ırmağına kadar tüm Türkiye düzeyinde AKP’nin yağma ve talan düzeni yürürlüktedir. 

***

Doğrusu AKP’nin de günahını almayalım, yağma-talan düzeni salt ona özgü bir uygulama değildir. Yağma-talan düzeni, bir türlü çoğunlukçuluktan çoğulculuğa geçememiş olan kendimize özgü demokrasimizin bütün partilerinin içinde katkısının bulunduğu bir buluşudur.

Ekonominin üretime değil, avanta, talan ve yağmaya dayandığı bu sistemi AKP kendi başına bulmamış, ama doruğa taşımak beceresini göstermiştir.

AKP’nin inşaat sektörüyle el ele vererek geliştirdiği ve büyük projelerde kamu özel sektör ortaklığıyla yap-işlet- devret modeliyle yürüttüğü bu sistemde, emek kutsal bir kavram değildir. Ülkenin doğal, tarihsel, kültürel zenginliklerinin amansız bir yağma ve talana kurban edildiği düzende, partiye ve tarikatlara yakınlık önemlidir.

Asıl olan alın teri ve emek olmadığından, hukukun üstünlüğü, güvenilirlik, temel hak ve özgürlüklere saygı, yargı bağımsızlığı, toplumsal istikrar gibi kimi kavramların hiç önemi yoktur. Çünkü bunlar üretimin söz konusu olduğu düzenler için zorunlu olan kurumlar ve kavramlardır. Kaba gücün egemen olduğu avanta-yağma-talan düzenleri için bu kavramlar gibi liyakate de ihtiyaç duyulmaz.

Yağma ve talan düzeninin elden geldiğince sürmesi ve toplumsal mutabakat ile desteklenmesi için talandan geniş kitlelere de partinin veya tarikatın önde gelenlerinin hisselerine oranla devede kulak kalan cüzi bir kısmının tabanın sözcüsü durumundakilere dağıtılması gerekir.

Yıllar yılı sürmüş olan gecekondu egemenliği biçiminde ortaya çıkan düzenin bu emniyet supabının adı talan sosyal adaletidir.

***

Her düzen gibi yağma-talan sisteminin kendine özgü etiği, estetiğini ve kurumlarının niteliğini de etkiler. Çarpık yapılaşmanın kurbanı Türkiye’de yağma-talan düzeni kentsel dönüşümü rantsal dönüşüme çevirdiğinden bu ucube yerleşim alanları oluşmuştur.

Temeli üretim olmayan ekonominin yeni teknolojiler geliştirmeye ihtiyacı olmadığından, hüneri dışarıda geliştirilmiş teknolojileri kullanmakla sınırlı bireylerle yetinen bu düzenlerde eğitimin seviyesi de ihtiyaç duyulanın üstüne çıkmaz.

Yağma ve talan düzeninin sürdürülebilirliği yoktur ve bir yerde kaynakların azalması veya tükenmesiyle çıkmaza saplanması kaçınılmazdır.

Bütün bu özellikleri dolayısıyla, yağma ve talan toplulukları sonunda arkalarında, tüm kurumları ve değer yargıları çökmüş, kural tanımazların egemen olduğu kaotik toplumlar bırakarak göçerler.

Talan-yağma-avanta düzenlerinin en tehlikeli, en zarar vermeye yatkın aşamaları da işte budur. 

Şu anda AKP’nin yağma-talan-avanta düzeninin tam da bu aşamasındayız.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023