Hukukun hukuk dışı kullanımı

Hukukun hukuk dışı kullanımı

12.11.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

CHP’de henüz kurultayın analizi yapılmaktaydı. Değişimin nasıl, ne yolla, ne zaman geleceği üzerinde durulmaktaydı... Ana muhalefet saflarında bunlar olurken değişim iktidarın girişimiyle pat diye geliverdi! Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin ve onu destekleyen Saray’ın, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay’la ilgili verdiği hak ihlali kararının gereğini yapmamakta direnmesi üzerine patlak veren kriz bir değişim olarak siyasi yaşamımıza girdi.

Öncelikle bir noktayı görmemiz gerek. Söz konusu olan bir yargı krizi değildir. Aslında hukuk kullanılarak yapılan bir darbeyle karşı karşıyayız ve bu bunalım sırasında garip olaylara tanık olmaktayız. 

Gerek Yargıtay gerekse krize taraf olmuş diğer kurumlar karşı taraf hakkında suç duyurusunda bulunmaktadır. Ortada garip bir durum var. Yargıtay, AYM’nin kararı hakkında suç duyurusunda bulunmakta, buna karşılık AYM de Yargıtay’ın suç işlediğini ileri sürmektedir.

***

Burada sorunun hukuki ayrıntıları üzerinde duracak değiliz. Onu uzmanları gereğince yapmaktadırlar. Ama görünen odur ki AKP’nin 22 yıllık iktidarı süresince hep yinelediği bir davranışla karşı karşıyayız: Hukukun hukuk dışı amaçlar ve yöntemlerle kullanılması. Nitekim bu defa da böyle olmuş, AKP denetimi altına aldığı yargının da yardımıyla bir rejim krizi yaratmayı başarmıştır. Nitekim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu krizi, istediği anayasa değişikliğini hayata geçirmek için kullanacağını yaptığı açıklamada belli etmiştir. Aslında burada önemli sorun şudur: Hukukun hukuka karşı kullanılmasında çözüm mercisi neresidir?

CHP’nin yeni genel başkanı olayın bir darbe olduğunu düşünmekte, buna karşılık çözüm mercisinin de halkın demokratik bilinci olduğu gerçeğinden yola çıkarak onu harekete getirmeye çalışmaktadır. 

Gerçekten de ortada demokratik rejime karşı bir darbe söz konusudur. Burada darbenin bütün unsurları açık seçik görülmektedir. Darbelerin gerçekleşmesi için şart olan cebir şiddet unsuru da mevcuttur. Nitekim Can Atalay, hürriyeti gasp edilerek hak ihlaline maruz kalmaktadır. Buradaki cebir şiddet devletin yargı erkini elinde tutanlar tarafından kullanılmaktadır. 

Demokrasilerin gerçek güvenceleri halkın bilinci olduğundan onun savunma gücü de yine halkın kendisi olmaktadır. Toplantı ve gösteri yürüyüşü gibi demokratik direnme hakları bu gerekçeyle getirilmiştir.

Ne var ki hukukun hukuk dışı kullanımında her davranışı kendine mubah gören ama vatandaşın demokratik haklarını kullanmasına tahammülü olmayan AKP bu defa kendine karşı olanları terörist, yasadışı ve demokrasi karşıtı olarak görmek ve göstermek istemektedir. Böyle bir ortamda, sivil darbeye karşı demokratik direnme hakkını kullanan halkın ne kadar kırılgan bir durumda olduğu kolayca görülmektedir.

***

Öyle görünüyor ki Can Atalay hakkındaki AYM kararını uygulamamakta (oysa anayasa gereği uygulamak zorunludur) direnen iktidar bu davranışından doğan kriz sırasında kendi görüşüne karşı olan herkesi yabancıların oyuncağı olmakla ve suç işlemekle itham yöntemini sıkça kullanacaktır.

Bütün bunlar önümüzdeki günlerin çok mihnetli ve baskılı geçeceğinin işaretleridir. Yargının kendi içinde çözebileceği bir krizi büyüterek sokağa taşıyan AKP olmuştur.

Bu durumun doğuracağı baskı ortamı Türkiye’yi daha da sancılı bir ortama sürükleyecektir. AKP iktidarının böyle bir kriz ortamında gerilimi daha da tırmandırması çıkarına değildir.

CHP’nin ise siyasetin yapısında değişimi fazla aramasına gerek kalmamıştır. Yeni genel başkan daha koltuğa oturur oturmaz değişimi kapıda bekler bulmuştur.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023