Kaldırım

Kaldırım

29.11.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Hayatımda en çok gittiğim, İstanbul’dan sonra en fazla kaldığım kent Paris’tir. 

Paris benim için her şeyden önce bir özgürlük cennetidir.

Doğduğum, büyüdüğüm kentte dolu dolu tattığım dönemlerini ancak artık hayal meyal hatırladığım özgürlüğün yıllar yılı Paris’te tadını çıkardım. Bu satırları okurken şimdi aklınıza, siyasi iktidarı özgürce eleştirilebildiği, her düşüncenin serbestçe öne sürüldüğü demokrasi, anayasal güvenceler, Meclis’in yüceliği falan gibi çok ulu seçkin kavramlar gelmesin sakın!

Ben, çok basit, diktaların baskı altında inleyen uyruklarının dahi bir gün kendilerinden esirgenebileceği endişesine kapılmadan kullanabilecekleri, hiçbir müstebitin yasaklamayı aklının ucundan bile geçiremeyeceği bir serbestlikten, yürümek (dilerseniz sokakta sürtmek de diyebilirsiniz) özgürlüğünden söz ediyorum. Ömrümün hangi döneminde olursa olsun, Paris’te bu özgürlüğü gönlümce tattım. İstanbul’da ise hep itilip kakıldım.

***

Fark çok basit bir nedenden kaynaklanıyordu. Kentlerde yürüyebilmek için kaldırım gerekiyordu. Kaldırım ise Paris’te var, İstanbul’da yoktu, daha doğrusu resmen var, fiilen yoktu.

Oysa, caddeyi veya sokağı, otoyol olmaktan çıkarıp sokak haline getiren esas bölümü kaldırımdı. Bir kentin kaldırımları, orada insana verilen önemin göstergesiydi.

Sokağı, caddeyi canlı kılan onun yayaya, insana ait olan kısmı, kaldırımıydı. Bir kenti (rejimleri de öyle) yaşanası kılan kaldırımlarıydı.  

İstanbul’un ecis-büçüş, delik-deşik, satıcılar tezgâhlarını yerleştirdiklerinde, gelip geçme imkânı kalmayan kaldırımları size yürüme imkânı vermeyen tuzaklarla dolu bir cangıl iken Paris’in geniş, düzgün kaldırımları, üzerlerine kafe ve restoran masalarının serpiştirildiği, manavları bakkaları, envaiçeşit dükkânıyla sizi sürtmeye davet eden bir cümbüş yeridir. Öyle olunca da bu kentlerin birinde tabii gezip, dolaşıyor öbüründe ise itilip kakılıyorsunuz.

Bende de öyle oldu. İstanbul’un kaldırımları bir zamanlar arabaların işgalinde olduğundan, yolun ortasında yayaların salındığı sokaklarında kendimi mümkün olduğunca ittirip kaktırtmamaya özen gösterirken Paris’in kaldırımlarında yıllar boyu gezip dolaşarak, yaşam sevincini tattım, bir yandan da “fahri kaldırım mühendisi doktorası” aldım.

***

Kaldırım konusunu gündeme getirmemin nedeni ise son terör eylemi üzerine, İstanbul’un en büyük yaya bölgesi, dolayısıyla kaldırımı İstiklal Caddesi’nde her şeyi yasaklayan ve iki gün önce açıklanan kararlar oldu.

Gerçekten de İstanbul Büyükşehir Belediyesi kenti yayalara açmak, kentte arabalara değil, insanlara öncelik vermek için birbiri ardına projeler geliştirirken son bombalı eylem üzerine güvenlik gerekçesiyle İstiklal Caddesi’nde bir kentin sokağında kaldırımında düşünebilecek her türü etkinlik yasaklandı. Oysa İstanbul’un en fazla ihtiyaç duyduğu şey kaldırımlarında yeni yasaklamalar değil, onları canlandıracak yeni düzenlemelerdi. Son dönemlerde birbirini izleyen ve can kayıplarına da yol açan skuter kazalarına karşı önlemler alınması ve kaldırımların yayalara bırakılması zamanının geldiği düşünülürken son terör saldırısı bahane edilerek, kaldırımlar, merkezi otorite tarafından her türlü etkinliğin yasaklandığı, sıkı yönetim alanlarına dönüştürüldü.

Oysa kaldırım bir kentin can damarıydı. 

Kaldırım deyip geçmeyin! Edebiyat tarihimizde de ayrı bir yeri vardır. Bir zamanlar Melih Cevdet Anday “kaldırım”ın Rumca “kaledromos”tan geldiğini ileri sürmüş. Sami Karaören de öyle olmayıp, Türkçe kaldırmak kökeninden geldiğini söylemişti ve de bu iki seçkin Türkçe tutkunumuz, kaldırım tartışması yüzünden iki yıl küs kalmışlardı. Neyse ki eş dost araya girip, bu iki dostu başka bir sözcük yüzünden yeniden küsmek üzere, barıştırmışlardı. 

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023