Kemal Bey’in seçilmemesi güç

Kemal Bey’in seçilmemesi güç

09.12.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Gelinim Deniz Sirmen ile her sabah telefonla görüşürüz. Zaman zaman, bir sorun var ise günün başka saatlerinde de Deniz’in kontrolü üstümdedir. Mine öldükten sonra sürünmüyorsam eğer, büyük ölçüde onun sayesindedir. Salı günü mutat görüşmemizden sonra bir daha aradı. Bu kez altılı masanın anayasa değişikliğiyle ilgili yazımdan konuştuk.

“Beğenmişsiniz” diyordu. Öyleydi. Ama sorun beğenmenin ötesinde, altılı masanın yeni anayasa önerisinin, hürriyetleri esas alan özünü, vatandaşı ve sivil toplumu güçlendirmeye yönelik tavrını olumlu bulmuştum. Hele hele, sosyal sınıf fobisinin egemenliğinde olan bir toplumun bu saplantısından kurtulduğunu gösteren 68. maddeyle ilgili düzenlemesini çok önemsemiştim. 

Ama buna karşılık yeni anayasa değişikliğinin, AKP öncesi döneme kıyasla parlamenter rejimi nasıl güçlendirdiğini anlamadığımı da belirtmek isterim. Cumhurbaşkanını halkın seçtiği sistemin, aynı seçimin Meclis tarafından yapıldığı AKP öncesi döneme kıyasla parlamentarizmi değil, Cumhurbaşkanlığı kurumunu güçlendirdiği kesindir. Halk tarafından seçilmiş cumhurbaşkanı, halk tarafından seçilmiş parlamento ile ters düştüğünde Meclis’in milli irade savını ileri sürmesi halinde, kendisinin de halk tarafından seçildiği yanıtını vererek dayatabilecektir:

-O milli iradeyse bu da milli irade.

***

Sorunumuz o olmadığı için, meselenin o yönü üzerinde durmadım, önerilen metni olumlu buldum.

Altılı masanın banisi ama muhalefet partisi genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 3 Aralık Cumartesi günü, “İkinci Yüzyıla Çağrı” başlığı altında açıkladığı ekonomik programı için de durum aynı. 3 Aralık açıklamalarında, hedeflenen amaçlara uygun görüşler ileri süren Kılıçdaroğlu, bu amacına nasıl ulaşacağını da anlattı. 70 kişilik uzman kadrosunu saydı ve krizden çıkmak için alınacak önlemlerin yanı sıra gerekli dış kaynağı nereden nasıl bulacağını da belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu birinci tekil şahıs konuşarak bunları yapmaya bizzat talip olduğunu da hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak açıklıkla ortaya koymuştur.

Başka bir deyişle Kemal Bey 3 Aralık’ta, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde altılı masanın ortak adayı olmak istediğini görkemli bir şekilde açıklamış, Türkiye’yi AKP’nin içine düşürmüş olduğu iflas çukurundan nasıl çıkaracağını anlatmış, bu iş için gerekli yerli yabancı kadroları saymış, gerekli iç ve dış bağlantıları kuracak etkinlikte olduğunu belirtmiş ve hepsinden sonra da gerekli dış kaynağı bulduğunu da açıklamıştır.

Kısacası Kemal Bey 3 Aralık’ta görkemli, biraz da kargaşalı bir ortamda çıkıp herkesin gözünün içine baka baka şunları söylemiştir:

-Arkadaş Türkiye’yi içine düşürüldüğü iflas çukurundan kurtarmaya talibim, bunun için programsa program, kadroysa kadro, dış kaynaksa dış kaynak. Hepsi de burada, hodri meydan!

Şimdi Kemal Bey’in bu meydan okuması açısından bakınca 3 Aralık gösterisinin amaca uygunluk açısından başarılı olduğu kesindir.

Artık Kemal Kılıçdaroğlu’nun altılı masanın adayı olmaması zor hem de çok zordur.

***

Pekiyi de o zaman, 3 Aralık’ta olumsuz veya soğuk ya da mesafeli yaklaşan yorumları yanlış olarak mı nitelemek gerek?

Hayır.

Bu tutumu benimseyenlerden biri olan Zülâl Kalkandelen 7 Aralık tarihli yazısında “CHP var olan düzeni restore ederek sürdürmeyi hedefliyor, onu emek yararına yeniden düzenlemeyi değil” diyerek eleştirisinin nedenlerini açıklarken de haklıydı.

Zaten sosyal demokrat CHP de bundan başka bir iddiada değildir.

Olmalı mıdır, olabilir mi??? Cumhuriyetin ikinci yüzyılında CHP ile ilgili tartışmalar bu noktada yoğunlaşacak. 

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023