Kimin toprağı?

Kimin toprağı?

07.06.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Son günlerde malum çevrelerin fiştekledikleri Abdülhamit tartışmaları yine kızışınca, hamakatın kör kuyusuna düşmeler de sıklaştı. “Ulu Hakan” ile ilgili hele bir tartışma var ki konusu bile abesle iştigal. 

Neymiş efendim, Abdülhamit Han 33 yıllık saltanatı süresince bir karış toprak bile kaybetmemişmiş.

Böyle kof böbürlenmeye, karşı çıkıp da “Osmanlı en fazla toprak kaybına Abdülhamit ile uğramıştır” diyerek gerçeği söylemenin de anlamı yok.

Her şeyden önce Osmanlı dediğimiz kim?

Osmanlı bir zamanlar bu bölgeyi de kapsayan, üç kıtaya yayılan, çokuluslu imparatorluğun hanedanıdır.

Bu çokuluslu imparatorluktan, ayrılanlar kendi ulus devletlerini kurmuşlardır ki bunların sonuncusu da Türkiye Cumhuriyeti’dir. Osmanlı hanedanının çokuluslu imparatorluğunun egemen olduğu topraklar bir sürü ulusun vatanı olmuştur. Yani Tanzimat aydınlarının bir zamanlar, “Vatan elden gidiyor” diye ah vah edip, hayıflandıkları topraklar, aslında başkalarının vatanlarıydı.

Hıfzı Topuz, Namık Kemal ile ilgili yapıtının sonunda, Dandrino’nun ağzından “vatan şairimiz” Namık Kemal’e şunları söyletir:

- Vatanım diye andığın topraklar bile senin değil, başkalarının vatanı...

Dandrino ne kadar hayali, bir kahraman ise bu söyledikleri de o denli açık bir tarihi gerçektir.

***

Evet imparatorluğun Türk kökenli kimi uyruklarının, başka uluslar bağımsızlıklarını ilan ettiklerinde vatan elden gidiyor diye hayıflandıkları topraklar başka insanların vatanıydı. Kimi Osmanlı aydınları bu gerçeği tam olarak kavramasalar bile sezmişlerdi, Osmanlıların güya egemenliğindeki topraklar üstünde yaşayanlarda bir Osmanlılık bilinci yaratmak için çok uğraştılar. Çokuluslu imparatorlukların sonunu getiren ulus bilincinin, ancak imparatorlukların antitezi olan ulus birimlerine özgü olduğunu göremediler.

***

20. yüzyılın başlarında, Osmanlı ile birlikte, çokuluslu impartorluklar Çarlık Rusyası, Avusturya-Macaristan, Büyük Britanya hep birlikte çöktüler.

Sanayi Devrimi’nin öncüsü, zamanının en gelişmiş kapitalist ülkesi, üzerinde güneş batmayan imparatorluk Büyük Britanya’nın önleyemediği bu önüne geçilemez gelişmeyi Osmanlı nasıl engellesindi ki?

Kaldı ki imparatorluk sanına sahip Osmanlı, Anadolu’da ve de ileride Türk ulus bilincinin yeşereceği topraklar üzerinde de tam egemenliğe sahip bir devlet değildi. O, İngiliz sefirlerin sadrazam atayıp, değiştirdikleri yarı sömürge bir devletti ki başkenti İstanbul’da bile yargı yetkisine sahip olmayıp vergilerine Düyunu Umumiye’nin el koymasını kuzu kuzu izleme konumuna düşmüş durumdaydı.

Ürettiğinden çok üreyen, yoksulluk ve taasup çukurundan, çağdaşlık rayları üzerinden geleceğe doğru yol alanları eli böğründe izleyen, Osmanlı’nın “İmparatorluğunu!” bir yandan emperyalist güçler, bir yandan işgal altındaki ülkelerin yükselen ulusal bilinci, orasından burasından kemiriyor. Kendine bile hayrı dokunmayan zavallı Osmanlı ise bu tabloyu vatan elden gidiyor diye gözyaşları içinde izlerken Anadolu’nun yoksul evlatlarını olmayacak toprak kaybetmeme rüyası için orada burada kırdırıyordu.

Kendi küllerinden Aydınlanmacı bir Cumhuriyet oluşturan Kuvvacıların, kendi vatan toprakları üzerindeki bağımsızlığını haykırırken başka kimsenin vatan toprağında gözleri olmadığını Misakı Milli ile ilan edişinin üzerinden yüz yıl geçtikten sonra, şimdi Abdülhamit tutkunu kimileri çıkıp get get geğiriyorlar:

- Abdülhamit saltanatı sırasında hiç toprak kaybetmedi.

Şimdi bunlara sormak gerekir:

-Kimin toprağını kime karşı, kimin yararına koruyordu ki?

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023