Mucize beklerken

Mucize beklerken

15.12.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Asgari (en düşük) ar ve hayâ duygusundan yoksun, asgari ücret görüşmeleri olayını izliyor musunuz? İzliyorsanız eğer, yüzünüz gülmekten mi buruşuyor, yoksa tiksintiden mi? Son sözü hükümet temsilcisinin söyleyeceği “müzakere(!)”nin en ilgi çekici yanının, en işçiden yana teklifin kabul edilmesi halinde bile “insan haysiyetine yaraşır” bir çözüme ulaşılmış olunmayacak olmasıdır. Kapitalizm “insan haysiyetine yaraşır ücret” kavramını artık içini boşaltarak anlamsızlaştırmıştır. Çalışanların çoğunluğuna uygulandığına göre, artık fiiliyatta neredeyse “ortalama ücret” olmuş olan asgari ücret tartışmaları bana her yıl “dalga boyu geçmiş, ha bir karış, ha bin karış” deyişini anımsatır. Öyle ya, hangi teklif kabul edilirse edilsin, ücretli için dalga zaten boyu aşmıştır. Onun aldığı ücret ile yaşaması bir mucizeyi gerektirir. Tıpkı, borcu borçla çeviren Türkiye’nin ekonomisinin ayakta durdurulabilmesi gibi...

***

Evet, Türkiye, Suriye batağı, Suriyeli sığınmacılar sorunu, AB ve ABD ile yaptırımlar konusu, daha bir türlü tanımını bile yapamadığımız (kimse de yapmak istemiyor) Kürt sorunu, Doğu Akdeniz’in enerji yatakları konusunda içine düşürüldüğü yalnızlık çukurunun yanı sıra bir de “ekonomik kriz”, daha doğrusu İlhan Kesici’nin düzelterek altını çizdiği gibi bir ekonomik buhran (bunalım) ile karşı karşıyadır.

İlhan Kesici, Aytunç Ergin ile yaptığı söyleşide, pandeminin ardından gelmekte olan 1929’dakine benzer büyük bir ekonomik bunalımın her şeyi allak bullak edeceğini söylüyor.

Türkiye, ürettiğinden çok üreyen ve tüketen bir ülke olduğu 1950’li yılların ikinci yarısından beri yapısal bir çıkmazın kör kuyusunda debelenmektedir. O tarihlerden bu yana yatırım oranları, üretkenliği düşük, ürettiğinden çok üreyip tüketen ülkelerden hiçbirinin çıkamadığı sürdürülebilir kalkınma modeli oluşturamama çukurundan kurtulamayan Türkiye’nin, büyük bir bunalıma gireceği görülüyordu.

Popülist sağ iktidarlar, bu üretmeyen demokrasi modelini, bunalımı iyi kötü öteleyerek kendilerince sürdürdüler.

Ama aydınlanmacı laik Cumhuriyetin bütün kazanımlarını silmek ve Cumhuriyetçilerle hesaplaşmak peşinde olan AKP’nin üretmeyen totaliter rejim modeliyle kaçınılmaz bir çıkmaza saplanmakta olduğu herkesçe görülmekteydi.

AKP hakkındaki büyük yanılgılardan biri de önceleri iyi olan ekonomi politikasının sonradan bozulduğu düşüncesidir.

Hayır, öyle değildi. Modelin iflası daha o zamandan belliydi ve gerekli uyarılar da yapılmaktaydı.

Ama AKP girdiği çıkmaz yolda gözü kara ilerliyordu ve sonunda duvara tosladı.

Şimdi Cumhuriyet tarihinin en kötü açmazıyla karşı karşıyayız ve bu durumdan nasıl kurtulacağımızı bilemiyoruz.

Henüz doruğuna varmadığımız bunalımdan çıkmak için bir mucizenin gerekliliğini düşünürken, asgari ücretlileri görünce biraz umutlandım.

***

Evet, aranan kurtarıcı bulunmuştu: Asgari ücretli. Yapılacak iş basitti, asgari ücretliler içinden kendini ve ailesini o ücretle ve insan haysiyetine uygun biçimde geçindirebilen birini bulup, ekonomiyi tam yetkiyle ona teslim etmek.

Asgari ücretle insanca yaşama mucizesini gerçekleştiren, elbette, üretmeden demokrasiye, el kesesiyle refaha ulaşmak ve borcu borçla çevirmek mucizesini de gerçekleştirebilir.

Böylece ekonomimizi olduğu kadar, sosyal yaşamımızı uçuruma sürükleyecek kaotik despotizmin çıkmazından sıyrılmamız da mümkün olacak, bir anda iki mucize birden gerçekleşecektir.

İyi de “mucize”nin gerçekçi tanımı şudur: “Koşulları oluşmadığı halde oluşması istenen ve gerçekleşmesi pek olanaklı görünmeyen sonuç”.

Peki, bu durumda nasıl olacak?

Daha ne kadar bekleyeceğiz?

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023