Neden yıkıyorlar?

20 Mayıs 2022 Cuma

Atatürk Havalimanı’nın pistleri de dahil, yıkılmasına iktidar tarafından karar verilmesi ve dozerler, kepçelerle yıkım makinelerinin sahaya gönderilmesi büyük tepkilere yol açtı.

Yandaşlarına kamu kaynaklarını aktarmak için, gelir garantili köprüler, otoyollar, havaalanları, hastaneler vb. yapan AKP iktidarı, dört bir yana saldırması yüzünden de Vandalizmin, dönemimizdeki en çarpıcı örnekleri arasında yer almaktadır.

Vandalizm sözcüğü ilk kez 455 yılında Roma’daki sanat eserlerini yakıp yıkan Germen kavminden galat, papaz Abe Greogoire tarafından Cumhuriyetçiler için, kullanılmış ve zaman içinde Roma’ya saldıran ilkel Germen kavimlerin tümü Vandal olarak anılmıştır.

Daha sonra sanat yapıtlarını, mimari eserleri yakıp yıkarak, bunların sahiplerine meydan okuyan hareketler de her yerde Vandalizm olarak nitelenmiştir. Vandalizmin çağımızdaki en tipik uygulamacı ise kitap yakmalar ve Yahudilere ait eserleri tahrip ile Nazilerdir.

***

Çağdaş Vandalizmin bir başka örneği ise yirminci yüzyılın ortasında, 1955 yılının 6 ve 7 Eylül günlerinde İstanbul’daki gayri müslimlere ait olan veya olduğu sanılan mağazaların yakılıp yıkılması ve malların yağmalanması hareketidir.

Yağmanın kişisel çıkar için kullanılmayıp yalnızca üretilenin talan edilmesi yoluyla aşağılanması, başkasına ait izlerinin silinmesi demek olan Vandalizmin ayırt edici niteliği, yağmalamanın kişisel çıkarlara yönelik olmamasıdır. Nitekim, 6/7 Eylül olayları sırasında bazı münferit çalma ve yağma olaylarıyla karşılaşılsa bile asıl amacın buna yönelik olmadığı herkesçe kabul edilmektedir.

AKP’nin iktidara geldikten sonra, yandaşlara kaynak transfer etmek üzere girişilen,“imar!” hamlelerinin yanı sıra büyük bir yıkım harekâtına girişmesi, bazılarında bunların da vandalizm olarak nitelenmesinin mümkün olup olmayacağının sorusunun ortaya atılmasına neden olmuştur.

***

AKP’nin iktidara gelirken gizlemeyi başarıp sonradan açıkça gözler önüne serdiği gizli gündeminin, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetin yerine bir dinci cumhuriyet kurmak olduğu da artık herkesçe kabul edilmektedir.

Laik, aydınlanmacı Cumhuriyetin yerine bir dinci cumhuriyet kurma eylemi iki aşamalıdır. Birinci aşama ikincinin de kaçınılmaz kıldığı yıkma eylemidir. Yıkma eylemi Cumhuriyet devriminin bütün kazanım ve kurumlarının vahşi biçimde yok edilmesidir. Burada her yıkım din devleti savunucularının, Cumhuriyetçilere karşı bir zaferi olarak görülmektedir. Yıkma aşamasında, bir taşla iki kuş vurulmaya çalışılmakta, bir yandan geçmişi anımsatan ve özleten bütün kurum kurul ve kurallar unutturulmak istenirken aynı zamanda cumhuriyetçileri yıldırmak, sindirmek amaçlanmaktadır. 

***

Cumhuriyetin yıkılarak, yerine bir dinbaz rejimin kurulmasında, iktidara sandık dışı dolaylı yollardan gelme niyetlerinden de hiçbir zaman vazgeçmemiş olan AKP için yıkımla yaratılacak yılgınlık ve sinmişlik iktidar yolunun önemli bir öğesi olduğundan, Vandalizm olarak kabul edilebilir.

Böylelikle Vandalizm bir yandan Cumhuriyetçilere karşı aşağılayıcı bir davranış ve zafer olarak görülürken aynı zamanda, son hedefe yönelik girişimlerin önündeki engelleri kaldıracak bir sindirme ve yıldırma öğesi olarak da hizmet etmektedir.

Son zamanlarda toplumda belirmiş olan kaos endişesi de geniş kitleleri yıldırıp sindirecek havayı yaratacak her türlü gelişme Vandalların işine yarayacaktır.

Her şeyden önce AKP’nin her türlü olayın denetimini elinden kaçırdığı ve umarsızlık içinde bocaladığı bir dönemde bu sindirme ve yıldırma oyunlarına düşmekten kaçınmak gerek.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları