O zaman sorun çözülür mü?

O zaman sorun çözülür mü?

05.10.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Dünyaca ünlü Foreign Policy dergisinin son sayısında yayımlanan Steven A.Cook ve Enrico Mattel imzalı bir yazıda, Tayyip Erdoğan’ın sağlık durumunun yeni bir seçime katılmasına imkân vermeyecek kadar bozuk olduğu ve yerine de MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun aday oldukları ileri sürülmüş.

ABD’de haber alma örgütlerinin, dünyadaki siyasi liderlerin sağlık durumlarını fotoğrafları, film görüntüleri ve kimi başka ipuçlarından elde ettikleri verilerle yakından izledikleri bilinen bir husustur. ABD istihbarat birimlerinin de takipleri sırasında böyle bir kanaat edinmiş olmaları mümkün olduğu gibi haberin de “nasıl” değil de “kim” toplumu kafa yapısında olan Türkiye’de heyecan yaratması büyük olasılıktır. Gerçekten de bir sorunla karşılaştığında o sorunun nasıl giderileceğini değil de kimin tarafından giderileceğini soran bir toplum olan Türkiye’de, insanlar yıllar yılı siyasi gelişmeleri hep “ah şundan bir kurtulsak” saplantısıyla izlediklerinden bugün içinde bulunduğumuz duruma düşmemizin sorumlusu olarak Tayyip Bey’i görüp dolayısıyla da onun gitmesi halinde de bütün sorunun çözüleceğini düşünebilirler kolaylıkla.

Bugün Tayyip Bey’in “Şahsım Devleti”nin bizi duçar ettiği durumda, Reis’in çok büyük pay sahibi olduğu yadsınamasa bile acaba böyle bir düşünce doğru olabilir mi?

Bu soru bizi, Tayyip Bey bir neden midir, sonuç mu, sorusuna götürüyor kaçınılmaz olarak.

***

AKP’nin 20 yıl iktidarda kalmasında da Türkiye’nin bugün çıkmaza sürüklenmiş olmasında da büyük payı bulunmasına rağmen, Tayyip Bey’i, içinde bulunulan durumun tek sorumlusu olarak görmek yanlıştır. İçinde bulunduğumuz durumdan kurtulmak için yirmi yıllık AKP iktidarı olgusunu iyi kavramak zorundayız. Bunu başaramadan çıkmazdan kurtulmak mümkün değildir.

Bu yüzden kurtuluşu Tayyip Erdoğan’ın sağlık durumuna bağlamak yanlış olduğundan, bu belirleyici niteliği olmayacak konuyla ilgilenip uğraşmayı bir yana bırakmalıyız.

Tayyip Erdoğan faktörünün AKP iktidarı olgusuna etkisinin ise zaman içinde farklılıklar gösterdiğini de kabul etmek gerekmektedir.

AKP gibi homojen olmayan büyük bir koalisyonu bunca yıl başarıyla bir arada tutmuş olan Tayyip Bey’in geniş yandaş topluluğunu bu kadar uzun süre peşinden sürükleme başarısını göstererek uzun zaman AKP’nin iktidarda kalma başarısının en büyük unsuru olduğu yadsınamaz. Uzun süre oy oranı partisinin önünde olan Tayyip Bey, AKP’yi başarıyla çeken bir lokomotif konumundaydı.

AMA ARTIK AYNI DURUMUN 

devam ettiğini söylemek güçtür. Her şeyin tek hâkimi ve tek sorumlusu olduğunu herkesin gözüne sokan Tayyip Bey’in, artık partiyi başarıya sürükleyen bir lokomotif olmaktan çıkıp partinin oy oranını düşüren bir etken haline gelmiş olduğunu söylemek mümkündür.

Yıllar yılı, “Söyle ayna, benden çok desteklenen var mı” sorusunu her sorduğunda “Yok” yanıtını alan Tayyip Bey, şimdi bütün aynaların “Çok” dediğini duymaktadır. Bu durumda artık başarısızlığın canlı simgesi haline gelmiş olan Erdoğan’ın siyaset sahnesinden çekilmesi AKP’nin zararına değil, yararına bir etken olacaktır.

Kaldı ki Türkiye’de seçimlerin muhalefetin önünü açacak bir doğrultuya girebilmesi için yalnız iktidarın tökezlemesi yetmemekte, aynı zamanda muhalefetin de oluşturulmuş olan demokrasi cephesinin oy verme gününe kadar kararlılık ve enerjisinin yanı sıra demokratik birlik azmini de koruması gerekmektedir.

Erdoğan faktörünün ortadan kalkması tek başına sorunların çözülmesine yetmeyeceğinden Tayyip Bey’in sağlık durumuna bel bağlamak yanlış ve sağlıksızdır. 

Asıl sorun olan yeniden yapılaşma, ondan sonra başlayacaktır.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023