Sorunun özü üretim

Sorunun özü üretim

02.05.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bu yıl da 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı işçilere kapalıydı. Özgürlüğe ve emeğe düşman bir iktidarın saplantısının ürünü olan, Taksim yasaklı 1 Mayısların sonuncusunu yaşıyoruz umarım.

2023 yılında Türkiye’de yaşananlar demokrasi ve emek düşmanlığının, gerici iktidarları mukadder akıbetlerinden kurtaramadığını kanıtlıyor.

Yaşananlar göstermiştir ki emekçilere Taksim’i yasaklamak yağma ve talan iktidarının önünü açmaya yetmiyor. Dikta ne yaparsa yapsın “Geliyor gelmekte olan”.

Gelmekte olan, başlı başına gelişinin kalmaya yetmeyeceğini görüyor, bu kez onun için gelmesini de sonrasını da sağlam kazığa bağlamaya çalışıyor.

Kemal Bey şarkılarla türkülerle, güler yüzle, baharlar vaat ederek, birleşe birleşe, büyüyerek geliyor.

Millet İttifakı’nın seçim kampanyası, güler yüzlü, birleşmeye uzlaşmaya çağırıyor; demokrasi, adalet, eşitlik ve zenginlik vaat ediyor; yoksullara, mağdurlara sesleniyor, yoksulluğu, yolsuzluğu ortadan kaldıracak yeni bir düzeni muştuluyor; yarının Türkiye’si için, adalet, kardeşlik, eşitlik, özgürlük ve de zenginlik vaat ediyor.

Bu hedefe yoksulluğu bölüştürerek ulaşamazsın, fakirliği zenginliğe çevirmek zorundasın.

***

Ürettiğinden çok tüketen düzenlerle zengin mutlu toplumlara ulaşamazsın.

Yağma ve talan ekonomisinin politikasını uygulayarak ürettiğinden çok tüketen Türkiye’si zenginliğe ulaşamaz, insanların daha müreffeh bir topluma daha adil, daha eşit bir ülkeye erişebilmeleri için daha fazla üretmeleri gerek. Kılıçdaroğlu kampanyasında söyledikleri ile çizdiği hedeflerle bu gerçeği gördüğünü kanıtlıyor.

Kemal Bey sorunun özünü kavramış, burada anahtar sözcük üretimdir.

Türkiye zenginleşmek zorundadır.

Zenginleşme ancak üretimi hem miktar hem de kalite olarak artırmakla mümkündür.

Yağma ve talan ile üretmeden tüketerek sürdürülebilir bir kalkınmaya da adil eşit bir topluma da özgürlüklere de ulaşılamaz.

Adil bir topluma ulaşmak için üretimin artması şarttır.

Eğitim düzeyinin yükselmesi için üretimin kalitesinin yükselmesi şarttır.

Vatandaşın çarşıda pazarda etiketlere yutkunarak bakmayıp insanca yaşayabilmesi için üretimin artması zorunludur.

Çağın düzeyine erişebilmek için, depremle başa çıkabilmek için üretimin miktarını ve kalitesini yükseltmek şarttır.

Talan ve yağma ekonomilerinin vatandaşın tasarruflarını yandaşa akıtan kokuşmuş yolsuz politikalarını ayakta tutmak için yurttaşın özgürlüklerini ezen, adaleti gasp eden politikalarıyla tasarrufu, yatırımı, üretimi engelleyen iktidara son vermek gerekmektedir. Bütün bunlar üretim artışının önünü açacak, katma değer yaratmaya yönelik üretimlerle zengin Türkiye’ye ulaşılacaktır.

***

Tarikatların ve cemaatlerin devlet içinde cirit attıkları, hacıların, hocaların egemenliğinde Türkiye zenginleşemez.

Sürdürülebilir bir kalkınmayı sağlayacak politikalar ancak emeğin ve üretimin yüce değer olduğu toplumlarda mümkündür.

CHP’nin ekonomi kurmaylarından Selin Sayek Böke geçen gün yaptığı televizyon söyleşisinde, üretimin anahtar kavram olduğunu söylüyordu.

Üretimin anahtar kavram, emeğin yüce değer olduğu toplumlarda demokrasinin, eşitliğin, adaletin ve özgürlüğün egemenliği sağlanabilir.

Ekonomik dayanakları olmayan, yeterince üretmeyen demokrasiler yaşayamazlar.

AKP gittikten sonra da Türkiye’de paylaşım tartışmaları ve mücadeleleri olacak.

Politika budur.

Ama üretimin olmadığı yağma ve talan toplumlarında bölüşüm mücadelesi demokratik olamaz. Yağma ve talan ekonomilerinde paylaşım mücadelesi diktaya yol açar, gücü gücüne yetenin, hükmü hükümran olur.

Evet özgür, adil, eşit, kardeşçe dayanışan bir Türkiye için üretimin miktarının da kalitesinin de artması şarttır.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023