Malum seçim atmosferi hâkim Galatasaray semalarında...
Her yerde kulis rüzgârları esiyor...
“Falanca aday olacak, öteki olmayacak, onun listesi güçlü, bunun listesi zayıf” derken elbette ki tüm dikkatler şimdiki Başkan Ünal Aysal’ın yeniden aday olup olmayacağı noktasında.
Sözünün arkasında durup ‘Tamam’ mı diyecek Ünal Başkan, yoksa ‘Devam’ mı kestirmek güç ama dün akşam gördük ki Roberto Carlos’un Sivasspor’unu yenen Prandelli’nin Galatasaray’ı lige devam kararı aldı.
“Ben de varım” dedi bu kritik 3 puanla.
Zor da oldu elbette bu devam kararı.
Ölüp ölüp dirildiler; dakika, saniye saydılar, hatta hakemin verdiği ‘piyango’ penaltıya sığındılar.
Hele maçın ilk ve son çeyrekleri adeta kâbustu Galatasaray için. Başlama düdüğü sonrası Sivasspor’un kaçırdığı 3 netfırsat vardı. Özellikle Aatif, Tarık’ın hatasında Muslera ile karşı karşıya kaldığı anda doğru şut tercihi yapsa belki maçın senaryosu farklı yazılacaktı.
Sanırım ilk bölümde 3-5-1-1’e benzeyen yeni sistemini yadırgadı Galatasaray. Yoksa Şampiyonlar Ligi takımı bu kadar kombine hatayı üst üste yapmaz. Ancak bu acemilik, Chedjou’nun kafa golü ile yerini güven ortamına bırakınca, maçın seyri de belli oldu. Golde korneri kullanan Olcan’ın hızlı bir atakta İbrahim Toraman tarafından çekilip bırakılması “piyango” penaltıya dönüşünce Burak’ın çiftlediği ceza atışı farkı açtı ama maçı koparmaya yetmedi.
Çünkü Galatasaray’ın panik futbolu 2. yarının başlarında Sivas’ı yeniden oyuna ortak edecekti. Stopere çekilen Melo çok başarılı olsa da Dzemali ve Selçuk’tan ikinci bir Melo yaratılamayınca merkezdeki tüm kontrol konuk ekibin eline geçti. Bir de rakip kalede gol ararken Hakan Balta’nın kaptırdığı topun Chrisantus ile gole dönüşmesi skoru 2-1 yapınca bir anlamda maç yeniden başladı. Sarı-Kırmızılılar pozisyon buluyor (Burak-Sneijder) ama Sivas ev sahibi gibi oynuyordu... Da Costa’nın golü kaçırması, Semih’in çizgiden çıkardığı top derken son düdük galiba stattaki tüm Galatasaraylıların en mutlu anı oldu.