Bir üye şöyle diyordu, Mali Genel Kurul’daki ibra maddesi oylanırken... “Artık kimse niye kulüp batıyor demesin. Yönetimi ibra edenlerle, edemeyenleri sayamayıp evet diyenleri sola, hayır diyenleri sağa topluyorsak işimiz çok ama çok zor...”
Evet, Galatasaray Mali Genel Kurulu’na Ünal Aysal ve Duygun Yarsuvat yönetimlerinin ayrı ayrı oylanması sırasındaki sayım yöntemi damgasını vurdu. El kaldırma yoluyla yapılan ilk oylamadaki birbirine yakın tablo, Divan Kurulu’nun ”ibra edenler sola, etmeyenler sağa” önerisiyle şekil değiştirirken önce Aysal, sonra da Yarsuvat yönetimleri mali ve idari yönden geçer notu aldı. Ancak şu bir gerçek ki kongreye “ibra etmeyeceğim” diye gelen birçok üye, o anda salona yüzük dönük olan Aysal’ın gözünün içine baka baka “hayırcılar”ın tarafına geç(e)medi. Yönetim dahil birçok G.Saraylının güne ilişkin yorumu ise şöyleydi: “Sıradan yarışma programları digital oy kullanırken biz el kaldırma yöntemini bile beceremiyoruz.”

***

Mali Genel Kurul’un geneline bakarsak; öncelikle şunu belirtmekte fayda var ki katılım azdı. Aidatını yatıran üyelerin sadece yüzde 20’si gelmişti, rakamların su yüzüne çıktığı platforma... Demek ki üyeler gerçekle yüz yüze gelmek istememiş. “Gelen batırdı, gider batırdı” şeklindeki hayıflanmalar aslında kulübün içinde bulunduğu durumu özetliyor.

Ak Saray’a sarı-kırmızı kart
Kongrede 30’a yakın konuşmacının tamamı eleştirisel sözler sarf etti. Özellikle de Abdurrahim Albayrak menşeli Ak Saray ziyaretiyle başkan Duygun Yarsuvat’ın ‘3 Temmuz’ sürecinde F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım’dan yana tavır takınması tenkitlerin odağıydı mali tabloyla beraber.
Genç üye Timur Kuban şöyle dile getiriyordu düşüncelerini: “Nahoş bir saray ziyareti gerçekleşti. Ziyaret yetmedi, bu yapının ‘ak’lanması için kulübü alet ettiniz. Ne o? Kapılar G.Saray’a açılacakmış. Biz 500 yıllık camiayız, devletle kavgamız olmaz ama hükümete yakınlaşmak neyin nesi?” Hikmet Koyuncuoğlu da pekiştirdi eleştiriyi: “Saray’a gittik de metro mu açıldı! Ayrıca 3 Temmuz sürecindeki rakibi aklamak G.Saray Başkanı’na mı kaldı?”
Eski yöneticilerden Sedat Doğan’ın, “Bir hukukçuyum ama hukuk devleti değiliz. Önümüz kesiliyor; bunu artık görün, kurtuluşumuz bir önceki yılın reel geliri kadar gider yapmaktır” sözleri de iktidarı hedef alıyordu ve 3 konuşmacının söylemleri de dakikalarca alkışlandı, arka sıralardan Ak Saray ziyaretine ilişkin protesto içeren söylemler de duyuldu.

Kararsızları döndüren konuşma
Geçmiş dönemde görev alan yöneticilerden Mehmet Bilen; aşırı harcamaların denetleme heyetlerince doğru dürüst incelenmemesine dikkat çekerken, bir dahaki seçimde ‘adayım’ diyen Adnan Öztürk’ün “Bu düzen kulübümüzü batağa sürüklüyor. Öz kaynakları ekside, gelirleri temlikli, taşınmazları ipotekli tablodan kurtulmak elimizde. Ancak bu kötü tabloya karşın futbol takımımızı ve Hamza hocayı kutluyorum” sözleri de beğenildi.
Ne var ki tüm bu eleştiriler sonrası söz alan Ünal Aysal’ın, “Şampiyon olduk, vizyon tazeledik, marka değerimizi yükselttik. Şimdiki yönetim şemsiyesi altına girip ibra istemiyorum, ayrı ayrı ibraya razıyım” sözleri, kararsız üyelerin ‘lehte oy’ kullanmasını sağladı ve G.Saray, 2011’deki Adnan Polat döneminde yaşadığı ibrasızlık krizin eşiğinden döndü.