Varna’da ne oldu?
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Varna’da ne oldu?

29.03.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Avrupa Birliği sürecini iyi bilen dış politika yazarları bir bir tasfiye olduğu için, Bulgaristan’ın Varna kentinde yapılan AB zirvesiyle ilgili yalan yanlış haberler okuyorum. Sanki Avrupa’da vizesiz seyahat hakkı kazanmamıza ramak kalmış, sanki Avrupa Birliği süreci yeniden ivme kazanmış gibi yorumlar var televizyonlarda. Oysa bakın Varna’da ne oldu, ne olmadı...
EN ÖNEMLİ KAZANIM, O FOTOĞRAF: Varna zirvesi, Ankara’nın ısrarı ve AB dönem başkanı Bulgaristan’ın çabalarıyla gerçekleşti. Avrupalılar, son derece düşük beklentilerle geldi görüşmeye. Avrupa Birliği’nde, Türkiye insan hakları ve hukuk devleti normlarına dönene kadar Türkiye’yle ilişkilerin ‘derin dondurucuda’ kalması konusunda kararlılık var. Türkiye ‘normalleşmediği’ sürece AB yolu kapalı. Varna’daki zirveden birkaç gün önce yapılan AB Konseyi toplantısında, tüm AB ülkeleri ortak karar alarak, Türkiye’nin Kıbrıs açıklarındaki tutumunu ‘yasadışı’ diye tanımladı ve tutuklanan Yunan askerlerinin bırakılmasını istedi. Haliyle Türkiye açısından bu zirvenin en önemli yanı, gerçekleşmiş olması.
MÜLTECİ ANLAŞMASINA DEVAM: Ankara açısından zirvenin diğer kazanımı da, AB’yle 2016’da yapılan mülteci anlaşması çerçevesinde vaat edilen ikinci 3 milyar Euro’luk dilimin yapılacağı sözünün alınmış olması. Bu anlaşma, zamanında çok eleştirildi. Malum, Türkiye Suriyeli mültecileri burada tutma karşılığında Avrupa’ya fatura kesiyor. Türkiye’nin
3.5 milyon mülteciyi barındırarak yaptığı fedakârlık karşısında Avrupa’dan maddi yardım alması, iyi. Ancak korkarım bu, Türkiye ve AB ilişkisinin yeni şeklini tanımlıyor. Avrupa’yla parasal bir al-ver ilişkisi olan bir komşuyuz; ancak AB kulübünde değiliz. Avrupalılar, bu meblağın ödenmesi için proje ve kalem kalem harcama görmek istiyor. Bizim hükümet buna itiraz ediyor, ‘Ben sana IBAN yollayayım sen havale yap’ demeye getiriyor. Ancak AB, eli sıkı bir yapı; Türkiye’nin ise bu paraya ihtiyacı var. Bu yüzden belli ki 3 milyar Euro’luk yardım paketi, Avrupa’nın kuralları çerçevesinde dağıtılacak.
AVRUPA YOLU KAPANDI: Benim için zirvenin en önemli yanı Türkiye ile kullanılan terminolojiydi. Doğrusunu söylemek gerekirse Varna’da net bir biçimde Türkiye’nin AB yolunun kapalı olduğunu işittik. Nasıl mı? Anlatayım. 2004’ten bu yana gazeteci olarak Türkiye’nin AB serüvenini takip ediyorum. Geçmişte bu tarz zirvelerde Türkiye’nin AB’ye ‘tam üyelik’ için ‘aday’ statüsünde olduğu teyit edilir, ‘genişlemeden’ söz edilir, Türkiye’den beklentiler sıralansa bile bunun ‘üyelik sürecinin’ bir parçası olduğu anlatılırdı. Bu sefer ne ‘tam üyelik’ ne de müzakere sürecinden söz edildi. AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker açıklamasında, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin ‘müttefiki’ ve ‘stratejik ortağı’ olduğunu söyledi. Bu ne demek? ‘Bizden biri değilsin ancak seninle yakın iş tutmak istiyoruz’ demek. ‘Üyelik kapısını kapattık’ demek. Bundan sonra Türkiye ve Avrupa arasında, Türkiye ve ABD arasındakine benzer bir stratejik ortaklık kurulabilir, ancak ‘üyelik’ olmaz demek. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ise bir yerde Türkiye’nin ‘aday ülke’ olduğuna atıfta bulundu. (Türkiye aday ülke olarak demokrasisini en üst seviyeye çıkarmayı ve burada tutmaya söz vermişti.) Ancak daha sonra Türkiye’nin bunu yapmadığını anlattı. Sorulara cevap verirken net bir ifadeyle bu konuda hiçbir ‘ilerleme’ kaydedilmediğini söyledi. Kimse Türkiye’nin üyeliği ya da donmuş müzakerelerin açılmasıyla ilgili tek bir laf etmedi; yolun sonunda ‘tam üyelik’ olabileceğine dair bir söz telaffuz edilmedi.
ERDOĞAN’IN ÜSLUBU: Bütün bunlara karşın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın üslubu, son dönemlerde hiç görmediğimiz şekilde mutedildi. Medyayı selamlarken, AB sürecini anlatırken, Türkiye’nin nihai hedefini belirtirken, miting meydanlarındaki Erdoğan değil, tatlı tatlı konuşan bir Erdoğan vardı karşımızda. Ancak sanırım bunun için artık çok geç. Cumhurbaşkanı’nın deyimiyle ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti.’ Geçen yaz Almanya’yla yapılan kavgaların tortusu, Türkiye’nin Kopenhag Kriterleri ve demokrasiye dönmeme konusundaki ısrarı ve Avrupa kamuoyundaki Türkiye algısı, bu süreci bitirdi.
İşte bu yüzden, basın toplantısını izlerken hüzünlendim. Korkarım Avrupa kapısı, bir daha açılmayacak şekilde kapandı...

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018