Macron bu cüreti kimden alıyor?
Barış Doster
Son Köşe Yazıları

Macron bu cüreti kimden alıyor?

12.09.2020 06:15
Güncellenme:
Takip Et:

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye karşıtı açıklamalarını sürdürüyor. Bu çıkışlarının birkaç hedefi var: İç kamuoyuna oynuyor. Ülkesinin bölgesel ve küresel ölçekte gerileyişini durdurmaya çalışıyor. Avrupa Birliği’nde (AB) Almanya ile Fransa arasında açılan makası saklamak istiyor. Akdeniz’de elini güçlendirmeye, Afrika’da yeniden varlık göstermeye çabalıyor. Şansı var mı? Yok. Çünkü emperyalist Fransa’nın devlet kapasitesi geriliyor. Macron da bunu biliyor. O yüzden öfkeli ve endişeli...  

Gelelim bize. AB’nin Türkiye karşıtı tutumunda, ülkemizi asla üye yapmayacağını bildiğimiz halde, Gümrük Birliği’ne (GB) taraf olmamızın hiç mi etkisi yok? AB üyesi olmadan GB üyesi olan, yani kararların alındığı masada oturmadığı halde, alınan kararları uygulamak zorunda olan Türkiye’yi yönetenlerin hiç mi sorumluluğu yok? GB’nin altında imzası bulunan Tansu Çiller – Murat Karayalçın ikilisinden “Avrupa Birliği’nin yolu Diyarbakır’dan geçer” diyen Mesut Yılmaz’a, Bülent Ecevit’ten mevcut iktidara dek ülkemizi yönetenlerin hiç mi kusuru yok? GB sayesinde, Türkiye’nin iç pazarı, dış ticaret rejimi, gümrük rejimi üzerinde vesayet kuran AB’nin tüm politikalarını tartışmasız destekleyen ikinci cumhuriyetçilerin, liberal solcuların (ne demekse o), yetmez ama evet güruhunun hiç mi kabahati yok? Türkiye’nin, Avrupa kapılarına tek yanlı bağlanmasını alkışlayan, asla gerçekleşmeyecek AB üyeliği uğruna, KKTC’nin varlığını tartışmaya açan, milli kahraman Rauf Denktaş’ı devre dışı bırakan, Kıbrıs’ta Annan Planı’nı destekleyenlerin hiç mi hatası yok? 

Hafızamızı tazeleyelim. AB, 2004’te Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) üye yaparken, sadece Türkiye ile Yunanistan arasındaki antlaşmaları değil, kendi hukukunu, kendi ilkelerini de çiğnemişti. O güne değin, “komşularıyla sınır sorunları olan ülkeleri üye yapmam” diyen AB, Kıbrıs Rumlarını tam üye yapmıştı. Türkiye’ye karşı da sürekli yeni koşullar öne sürmeye başlamıştı. Türkiye’yle yürütülen müzakerelerin üyelik güvencesi içermediğini; Türkiye’nin üye yapılmasa bile AB kurumlarına sıkı sıkıya bağlanması gerektiğini; AB’de hükümetler, parlamentolar Türkiye’nin üyeliğini kabul etse de üyelerinin bu üyeliği referanduma götürebileceğini açıklamıştı. Yani, Türkiye’yi üye yapmayacağını, üyelik vaadiyle bekleme odasında oturtup, Türkiye’den her türlü ödünü koparacağını duyurmuştu. Amacına da ulaştı.  

AB destekçisi iktidar ve liberaller 

Dahası var. Yunanistan, AB üyelerine, özellikle de AB’nin patronu Almanya’ya, GKRY’nin tam üyeliği konusunda şantaj yaptığında, Türkiye hiçbir şey yapmadı. Atina, Brüksel’e, “Sen Güney Kıbrıs’ı, AB üyesi yapmazsan, ben de senin üye yapmak istediğin Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Baltık üçüzlerinin üyeliğini veto ederim” dediğinde, gerçekte yaşanan danışıklı dövüş idi. Çünkü Almanya da Yunanistan gibi Türkiye’nin üyeliğine karşıydı. İki ülke işbölümü yapılmıştı. Türkiye’ye karşı iyi polis - kötü polis oyunu oynamıştı. İktidar ve destekçisi liberaller, AB’nin bu siyasetini desteklemişti.  

Anımsayalım, AB temsilcileri, tüm diplomatik kuralları, gelenekleri, temayülleri çiğneyerek KKTC’de Annan Planı kabul edilsin diye çalışmışlardı. KKTC iç siyasetinde taraf olmuşlardı. Güneydeki Rumlar plana hayır deyince de “Rumlar Annan Planı’na evet oyu vermeyerek bizi aldattılar” demişlerdi. “Bundan böyle KKTC için elimizden geleni yapacağız” diyerek de bize yalan söylemişlerdi. Türkiye’nin AB üyesi olması için Kıbrıs’tan tamamen çekilmesini, sözde soykırım iddialarını kabul etmesini, PKK terörüyle mücadeleden vazgeçip, müzakere etmesini istemişlerdi.   

Kıbrıs’taki Rumlar Annan Planı’na hayır diyerek pazarlık çıtasını yükselttiler. Türkler evet diyerek ödün vermeye hazır olduklarını dünyaya ilan ettiler. Rumlar Güzelyurt’u istediler. Türk askerinin adadan çekilmesini şart koştular. Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün kalkmasını talep ettiler. AB, Rum kesimini öyle destekledi, KKTC’nin işlerine öyle küstahça karıştı ki dönemin AB komiseri Günter Verheugen, “KKTC’de seçimleri Mehmet Ali Talat kazanırsa, ancak o zaman bizim için geçerli sayılır” dedi. Rauf Denktaş’ı devre dışı bırakan Türk hükümeti bu sözlere tepki vermedi. Talat da cumhurbaşkanı seçilince, Türk hükümeti ve AB’den aldığı destekle, Türk askerinin adadaki varlığını eleştirdi. Rumlara ödün vermeye hazır olduğunu kanıtladı. Aynen Türkiye’deki liberal solcu dostları gibi, tarikat ve cemaat övgüsünü öyle ileri taşıdı ki İngilizlere yakınlığıyla bilinen Nakşibendi şeyhi Nazım Kıbrısi’den destek istedi.  

O dönemde dikkat çeken isimlerden biri de erkânı harbiye umum reisi idi. Türk Ordusu’nun en yurtsever, en başarılı, en Cumhuriyetçi subayları, kumpas davalarında tasfiye edilirken, “kasaptaki ete soğan doğramam”, “darbe iddiaları için var da diyemem, yok da diyemem” şeklinde konuşmaktaydı. Sonuç ortada... 

Sözün özü, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a çok haklı olarak tepki gösterirken, ona bu cüreti kimlerin verdiğini de sorgulamak gerekir.  

Yazarın Son Yazıları

Muhalefet ve değişimin yönü

Muhalefet ve değişimin yönü

Devamını Oku
14.06.2023
İktidar ve anayasa değişikliği

İktidar ve anayasa değişikliği

Devamını Oku
10.06.2023
Mehmet Şimşek’ten kimler, ne bekliyor?

Mehmet Şimşek’ten kimler, ne bekliyor?

Devamını Oku
07.06.2023
Yeni CHP, başkalaşan CHP, dönüşen CHP

Yeni CHP, başkalaşan CHP, dönüşen CHP

Devamını Oku
03.06.2023
Seçmenle inatlaşmak

Seçmenle inatlaşmak

Devamını Oku
31.05.2023
İttifakın etkisiz elemanı

İttifakın etkisiz elemanı

Devamını Oku
27.05.2023
Sinan Oğan, iktidar ve itibar

Sinan Oğan, iktidar ve itibar

Devamını Oku
24.05.2023
Hangi CHP? Yenisi mi? Gerçeği mi?

Hangi CHP? Yenisi mi? Gerçeği mi?

Devamını Oku
20.05.2023
Seçimin sayısal ve siyasal tahlili

Seçimin sayısal ve siyasal tahlili

Devamını Oku
17.05.2023
Seçimler ve sosyal medya

Seçimler ve sosyal medya

Devamını Oku
13.05.2023
Seçimler ve seçim kampanyaları

Seçimler ve seçim kampanyaları

Devamını Oku
10.05.2023
Seçimler ve ulusal güvenlik

Seçimler ve ulusal güvenlik

Devamını Oku
06.05.2023
Seçimler ve milli savunma sanayimiz

Seçimler ve milli savunma sanayimiz

Devamını Oku
03.05.2023
Seçimler, dış politika ve küresel rekabet

Seçimler, dış politika ve küresel rekabet

Devamını Oku
29.04.2023
Milliyetçilik nedir? Ne değildir?

Milliyetçilik nedir? Ne değildir?

Devamını Oku
26.04.2023
Seçimler, devrimler ve bilinçli yurttaşlar

Seçimler, devrimler ve bilinçli yurttaşlar

Devamını Oku
22.04.2023
Seçimler, yurttaşlık bilinci ve kimlik siyaseti

Seçimler, yurttaşlık bilinci ve kimlik siyaseti

Devamını Oku
19.04.2023
Seçimler ve ekonomik vaatler

Seçimler ve ekonomik vaatler

Devamını Oku
15.04.2023
Aday listeleri, sultanlar ve kapıkulları

Aday listeleri, sultanlar ve kapıkulları

Devamını Oku
12.04.2023
Seçimler ve sahte demokratlar

Seçimler ve sahte demokratlar

Devamını Oku
08.04.2023
Seçim, demokrasi ve demagoji

Seçim, demokrasi ve demagoji

Devamını Oku
05.04.2023
Erol Bilbilik’in ardından

Erol Bilbilik’in ardından

Devamını Oku
01.04.2023
Seçimler ve pazarlıklar

Seçimler ve pazarlıklar

Devamını Oku
29.03.2023
Orhan Karaveli’nin ardından

Orhan Karaveli’nin ardından

Devamını Oku
25.03.2023
Seçimler, partiler ve adaylar

Seçimler, partiler ve adaylar

Devamını Oku
22.03.2023
Çanakkale Zaferi ve günümüz siyasetçileri

Çanakkale Zaferi ve günümüz siyasetçileri

Devamını Oku
18.03.2023
İttifaklar, siyaset ve Cumhuriyet

Hem Millet İttifakı hem Cumhur İttifakı, seçmen tabanlarını genişletmek ve bünyelerine yeni müttefikler katmak için çabalarını hızlandırdı. Altılı masada siyasal İslamcı gelenekten üç parti var; Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi. Cumhur İttifakı zaten siyasal İslamcı, muhafazakâr yönü çok daha baskın bir ittifak ve bunu daha da güçlü kılmak istiyor. Yeniden Refah Partisi ve HÜDA PAR’la görüşüyor.

Devamını Oku
15.03.2023
Seçimler ve ittifaklar

Seçimler ve ittifaklar

Devamını Oku
11.03.2023
Millet İttifakı ve olasılıklar

Millet İttifakı ve olasılıklar

Devamını Oku
08.03.2023
Dağılan masa ve İYİ Parti

Dağılan masa ve İYİ Parti

Devamını Oku
04.03.2023
Deprem ve ahlak

Deprem ve ahlak

Devamını Oku
01.03.2023
Deprem ve cehalet

Deprem ve cehalet

Devamını Oku
25.02.2023
Deprem, onur ve kader

Deprem, onur ve kader

Devamını Oku
22.02.2023
Deprem ve devlet (18 Şubat 2023)

Deprem ve devlet

Devamını Oku
18.02.2023
Deprem ve büyük yenilgimiz

Deprem ve büyük yenilgimiz

Devamını Oku
15.02.2023
Depremin gösterdikleri

Depremin gösterdikleri

Devamını Oku
11.02.2023
Deprem ve sorumlular

Deprem ve sorumlular

Devamını Oku
08.02.2023
6’lı masadaki çatlak

6’lı masadaki çatlak

Devamını Oku
04.02.2023
Fakir milletin zengin siyasetçileri

Fakir milletin zengin siyasetçileri

Devamını Oku
01.02.2023
Batı’dan Doğu’ya kayan güç ve Türkiye

Batı’dan Doğu’ya kayan güç ve Türkiye

Devamını Oku
28.01.2023