E-Devletimi az daha çete kapıyordu!

E-Devletimi az daha çete kapıyordu!

21.11.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Siyasi konular birazcık beklesin. Mesela kahraman kadın teğmenlerimiz hakkındaki disiplin suçuna dair ne düşündüğümü çok iyi biliyorsunuz. Keza CHP belediyeleri için tezgahlanan oyunlar hakkında da… Bu konular hakkındaki düşüncelerimi siz benim adıma kaleme alıp, bana atabilecek kadar yazarınızı tanıyorsunuz bence… 

Bugün, başıma bela olmayı deneyen bir telefon çetesi ile yaşadıklarımı size aktaracağım. Kimsenin benzer oyunlara gelmesini istemiyorum; bu makalem sayesinde şayet 100 kişiyi ya da yalnız sizi bu tuzaktan kurtarabilirsem, ne mutlu bana! Gazetelerde okuduğunuz “şu profesör, bu sanatçı dolandırıldı” haberleri var ya… İşte benzer bir haberin öznesi olmak noktasında ben de direkten döndüm.

Olay geçtiğimiz çarşamba günü yaşandı ve perşembe günü ise Adalet Sarayı’na gidip savcıya hem aşağıda okuyacağınız metni, hem de ifademi verdim, şikayetimi yaptım. Kendisine polis süsü veren bir telefon çetesinin, hangi taktiklerle sizin e-Devlet’inizi ele geçirmeye çalışacağını göstermek istiyorum.

“Dün saat 12.06’da beni arayan bir numara polis olduğunu ve ‘Anadolu Adalet Sarayı Evrakta Sahtecilik Amirliği, Terörle Mücadele Şubesi’nden aradıklarını söylediler. Arayan numara 053* 74* 81 5* idi. Büyük bir çeteyle karşı karşıya olduklarını, aralarında benim de olduğum 48 vatandaşın kimlik bilgilerinin çalındığını ve olaya büyük bir gizlilik içinde acil müdahale etmek durumunda olduklarını anlattılar. İkide bir soruşturmanın tam bir gizlilik içinde yürütüldüğünü, dolayısıyla hiç kimseye haber vermemem gerektiğini söylediler. Avukatıma iletebileceğimi söyledim, ‘hayır, kesinlikle avukatınızın da haberi olmaması gerekiyor’ dediler. Adının İ.K. olduğunu söyleyen bir görevli bana WhatsApp’tan kimlik fotoğrafını attı ama ekran görüntüsü almadım. Orada ismi İ.K. görünüyordu ve önümdeki bir sözde MİT kimliği veya benzetilmiş sahtesiydi. Bu arada İ.K. adını Google’dan aramamı istediler. Böylece karşımda o adı taşıyan gerçek bir polis olduğunun güvencesini bana bu şekilde vermek istediler; sonra benle konuşurken bu kimlik fotoğrafını sildiler. Verdikleri hava ‘Bakın size kimliğimizi bile açıklıyoruz ama büyük bir gizlilik olduğu için siliyoruz’ şeklindeydi. Soruşturmayı önce 72 saat, sonra da belki uzarsa 14 gün tam bir gizlilikle yürüteceklerini ve beni arada bir arayacaklarını söylediler. O gün ne zaman dolu olduğumu öğrendiler ve beni saat kaçta arayabileceklerini birkaç kere sordular. Bu ilk görüşme 24 dakika sürdü. Öğleden sonra bir randevumu müteakiben dediğime yakın bir saatte beni aynı numaradan aradılar. Bu sefer farklı isimdeki bir komisere telefonu verdiklerini söylediler. Bu seferki isim, “komiser A.Ş”. idi… Tekrar bana 48 kimliğin ve 58 pasaportun çalınıp kafa resmi değiştirildiğini söylediler ve bu sefer benim kimliğimin kafa resmi değiştirilmiş sahte halini bana WhatsApp’tan attılar. Bu sefer ekran görüntüsü aldım. Bana M.S.’yi tanıyıp tanımadığımı sordular. Tanımıyorum, dedim. Ardından bana ekran görüntüleri, fotoğraf ve video atarak bazı kişiler gösterdiler ve tanıyıp tanımadığımı sordular. Hiçbirini tanımadığımı söyledim. Bu sefer bana kimliğimin nerede kopyalanmış olduğunu anlayabilmek için bir boş kağıda söylediklerini yazmamı istediler. Önce o kağıda ‘Türkiye Cumhuriyeti adına’ şeklinde bir cümle yazmamı istediler. Niye? dedim. Yanıt vermeden ‘En son nerede kullanmış olabilirsiniz kimliği?’ diye çeşitli bütün alternatifleri yazdıracaklarını söylediler. ‘Yazın: 1 noter/ 2 hastane/ 3 yurt dışı/ 4 kargo/ 5 otel/ 6 tapu genel müdürlüğü/ 7 online/ 8 bankalar’. ‘Şimdi sırayla her birinin yanına en son neredekine gittiğinizi yazacaksınız’ dediler. En son nerede hangi notere gittiniz, hangi otele gittiniz vs. o kağıda yazmamı istediler. Tam o noktada ‘Şimdi cep telefonunuza bir mesaj geldi oraya bakın’ dedi sözde komiser ve o anda gerçekten bana e-Devlet’ten bir mesaj gelmişti. Bu bir onay koduydu. O onay kodunu sordular. Zaten şüphelerim arttığı için Allah’tan o anda durumu anladım ve kendilerine ‘hayır, o bilgiyi sizinle paylaşamam çünkü e-Devlet’ten gelen bilgileri polis dahil hiç kimseye verme hakkımız yok, e-Devlet’e girerken böyle bir söz verdik’ dedim. Karşımdaki sözde komiser olayın en başından beri benim üzerimde yaratmaya çalıştıkları otorite ve her söylenileni eksiksiz yapma fiilinden dışarı çıktığımı görerek sertleşmeye kalkıştı, ben de kendisine benimle böyle konuşamayacağını söyledim. … Artık anlamıştım ki, o bilgiyi versem başıma gelmedik olay kalmayacaktı… Ayrıca yine bu sözde polislerden şüphelendiğim için ve birkaç kere benim her bilgime sahip olduklarını kanıtlamak için oğlumun ve eşimin doğum tarihlerini, annemin ve babamın isimlerini ve evimin ada parsel numarasını saydıklarından zaten arabayla Beşiktaş Tapu Müdürlüğü’ne gelmiştim; arabadan indim ‘Şu anda 20 dakika boyunca konuşamam’ dedim ve durumu Tapu Müdürlüğü’nde anlattım ve buraya bizzat gelmem dışında hiçbir işlem yapılmaması gerektiğini onlara söyledim. Bu arada sözde polisler beni dört kez daha aradı, ama artık telefonlarına yanıt vermedim. Taksim’deki iş yerimde, asistanımla, bu şerhi tapuya koyduk ve ayrıca e-Devlet şifremi değiştirdik. Aynı zamanda durumdan yaşadığım ağır rahatsızlık ve şüphe nedeniyle eşim ve oğlumun da e-Devlet şifrelerini değiştirmelerini istedim.

(…) Ertesi sabah yani bugün önce tekrar Tapu Müdürlüğü’ne sonra da Adalet Sarayı’na gelerek bu ifademi sayın emniyet mensuplarına iletmek istedim. Görüldüğü gibi bu çok tehlikeli çetenin tüm hedefi, ele geçirdikleri kimlik bilgileri ile kendilerine polis süsü -ve üstelik mağdur vatandaşı korumaya çalışan polis süsü- vererek vatandaşları psikolojik olarak ağlarına düşürme ve ardından e-Devlet şifrelerini değiştirme hamlesi ile kurbanın zaaf anında o bilgiyi vermelerini talep etme senaryosu üzerine kurulu. Bu ve benzeri dolandırıcılık metotlarını sözde çok iyi bilen biri olarak beni bile o uçurumun kenarına getirebildiklerine inanamıyorum. Bu şekilde şifresini değiştirdikleri kişinin e-Devleti’ne girerek kendisine her türlü maddi zararı verebileceklerini, belki adına şirket kurup, borçlanıp, bankadan para çekip, tapularını satıp her şeyi yapabileceklerini korkuyla müşahede ettim. Gerçekten hayatım kararabilirdi.

Bu verdiğim ifade üzerinden beni arayan numaradan ve bu numarayı kullanan çeteden şikayetçi olduğumu bildiririm ve durumu gereği için arz ederim.

 

Bedri Baykam 

Ressam-yazar”

 

Beni ilk aradıklarında, önce bana resmi evrakla bilgi yolladıklarını ve emniyete davet ettiklerini söylediler, hem de iki kere yolladıklarını söylediler, tabii ki öyle bir şey yollanmamıştı.

Bu arada daha da ürkmem için benim kimliğimin üstüne alakasız bir adamın fotoğrafını monte edip bu sahte kimliğin ortada dolaştırıldığını söyleyerek beni korkutmak istediler. Bütün taktikleri karşılarındaki kurban adayını otomatiğe bağlayıp her dediklerini o anda mekanik olarak yerine getiren itaatkâr bir vatandaş konumuna sıkıştırmaktı. 

T.C. kimlik numaranızı ele geçirmiş bu kişiler anladığım kadarıyla e-Devlet’e girip bu kimlik numarasını yazıyorlar, sonra da şifremi unuttum butonunu tıklıyorlar. E-Devlet ise, o anda hemen sizin kayıtlı cep telefonunuza yeni şifre verebilmek için onay kodu yolluyor. Normalde psikolojik olarak manipüle edilmiş kişi o saniyede otomatik pilota bağlanmış gibi e-Devlet’ten gelen şifreyi de verir, polis bunu doğal akışta bir şeyi teyit etmek için yolladı diye. Ben o tuzağa düşmedim. Hâlbuki o şifreyi o anda onlara versem e-Devlet’imi ele geçirmiş olacaklardı ve sonrasını düşünmek bile istemeyiz. Belki ipotek, belki 100 milyon borç, belki illegal şirket kurmak, aklınıza ne gelirse… 

Peki çeteler bütün bu kişisel bilgileri nereden bilebiliyorlar? Bu yılın Eylül ayında, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu “85 milyon vatandaşın kimlik bilgilerinin çalındığını” itiraf etmişti. İşte bu nedenle bütün bu bilgiler ahlaksız dolandırıcıların elinde dolaşıp duruyor… 

Bugünkü yazımın tek hedefi, sizlerin bir zaaf anında böyle bir dev tuzağa düşmemeniz, kendilerine polis süsü verenlere karşı sonsuz dikkatli olmanız ve bu bilinçlenmeyi etrafa yaymanız. Bilhassa çalınan kişisel verilerimizin temel bir milli güvenlik sorunu haline geldiği şu günlerde, çağımızın en büyük tehlikeleri telefon çeteleri, siber çeteler, kripto dünyasının çeteleri ve benzerleri…

Umarım hiçbir zaman bu makaleyi hatırlamanıza gerek olmaz.

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025