Murat Balkan ve Selçuk Altun: İki güzel insan...

Murat Balkan ve Selçuk Altun: İki güzel insan...

23.09.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bildiğiniz gibi ülkemizde haksızlıklar, alaturkalıklar, sinirimizi her gün geren adaletsizlikler hiçbir zaman tükenmez. Bunların yaşanmadığı bir günün ütopyasını cebime koyarak, size iki güzel insandan söz edeceğim... İlki, ne yazık ki elim bir trafik kazası sonucunda bu yıl 74 yaşındayken aramızdan ayrılan iş insanı, Murat Balkan. Diğeri ise Selçuk Altun, İstanbul’da oturuyor ve tartışmasız Türkiye’nin en iyi yazarlarından biri olduğu kadar, edebiyat dünyamızın en yetkili birkaç gurusundan biri... Bugün size bu iki değerli insandan bahsetmeden önce hatırlamanızı istediğim tek veri var: Atatürk, bu Cumhuriyeti bir kültür devrimi üstüne inşa etti. Onun dönemindeki öncelikler arasında, sanat bugünkü gibi 39. sırada değildi! Atatürk bize yukarıdan bakıyorsa, her disiplinden sanatçılarına, Balkan ve Altun gibi vatandaşlarına sonsuz değer veren bir ülke görmek istiyor, inanın bana!

MURAT BALKAN ANISINA DUYGU DOLU BİR GECE

Murat Balkan, Türkiye’de sanat koleksiyonculuğu yapan önemli bir iş insanıydı. Medyada fazla göz önünde olmayı seven biri değildi. Ankara’da ikamet eden ve yaşamının önemli bir kısmını Bodrum’da geçiren, aktif işlerinin çoğunu tasfiye etmiş ve kendini artık yalnız sanat koleksiyonerliğinin taşıdığı hedeflere yönlendirmeyi başarmış çok değerli bir kişiydi. Bodrum’da Aspat Koyu’nda yıllardır birçok sanatçıya çalışma ve üretme imkânı sunmuş, o koyda kalıcı heykel sergileri düzenlemişti. Esas hedefi, elindeki üç bini aşkın sanat eserini Aspat’ta açmak istediği mükemmel bir müzede değerlendirmekti. Son yıllarda ne zaman bir araya gelsek, bu konuda kat ettiği ilerlemeleri ama öte yandan ortaya çıkan bürokratik sorunları ve diğer engelleri gündeme getiriyordu.

Ne yazık ki kader kendisini bu müzeyi gerçekleştirmek için Muğla’da yaptığı bir bürokratik görüşmeden dönerken yakaladı. Çağımızın vebalarından trafik, inanılmaz derecede zamansız bir anda tüm projelerinin ortasından onu çekti, aramızdan aldı, götürdü...

Sanat tarihçi ve küratör Kıymet Giray, evvelsi gün Bodrum Turgutreis’teki Şevket Sabancı Kültür ve Sanat Merkezi’nde Balkan’ın anısına koleksiyonundan bir seçki sergisi düzenledi. Birçok değerli sanatçı, koleksiyonerler, dostları, sanatseverler ve yakın akrabaları onun doğum gününde bir araya geldi. Ardından Aspat Koyu’nda 80 civarında kişi beraberce yemek yedik ve çeşitli konuşmacılar Balkan’ın zarafetini, insanseverliğini ve muhteşem sanat gözünü nasıl olağandışı bir koleksiyonda bir araya getirdiğini, bulabildikleri en güzel kelimelerle anlattılar.

Balkan’ın kaybı benim için de korkunç bir acı, büyük bir boşluk duygusu yarattı. Son yıllarda giderek gelişen dostluğumuz harika bir diyaloğa dönüşmüştü. Balkan’ın bir koleksiyoner olarak en önemli özelliği, sanatçıyla olan ilişkisindeki içtenliği ve samimiyetiydi. Sanatçıya olan saygısı, özgün dostluğu ve içerikli sohbetleri çok değerliydi. Onunla bu diyaloğu sürdüren sanatçı meslektaşlarım ne demek istediğimi çok iyi bilirler. Anma gecesinde de Devrim Erbil, Hanefi Yeter, Ali Kotan, İbrahim Örs ve ben bunu kısa da olsa aktarmak istedik.

Koleksiyonerler ile sanatçılar arasında süren kesintili diyaloglar vardır. Bir iş insanı olarak Balkan, alışılageldiği gibi kendi sosyal çevresi ve iş hayatından daha çok sanatçılar ve sanat dünyasından insanlarla vakit geçirmeyi tercih ediyor, sanatı öğrenmeye devam ediyordu. Sanırım anlatabildim. Bilin ki bu insanlar bir elin parmağını geçmez.

Şimdi Türk sanat ortamı, Ankara ve Bodrum Aspat’ta Balkan koleksiyonundan oluşacak iki modern sanat müzesini bekliyor. Hangi Türkiye’de? Bugüne kadar Atatürk’ün açtığı müzelerden sonra tek modern veya çağdaş sanat müzesi kurmamış bir devletin topraklarında... Değerli çocukları Fırat Balkan ve Naz Balkan Gürses’in, sanat tarihçi Kıymet Giray ve sergi açılışına katılan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın da desteğiyle bu projeyi gün ışığına kavuşturacaklarından hiçbir şüphem yok.

SELÇUK ALTUN: YAZAR, KOLEKSİYONER, ‘DÜNYA KÜLTÜR BAŞHAKEMİ’

Selçuk Altun, benim gibi Fenerbahçelilik hastalığından mustarip bir aydın. Biliyorsunuz, dünyada her yazar çizer sporla ilgilenmez, ilgilenmeyenlerin bir kısmı da agresif bir şekilde ilgilenenleri aşağılamayı sever. Biz de onlara güler geçeriz. Bir gün bu konuyu da detaylı yazmak isterim. 

Onun üstün yazarlık düzeyini ailede önce ben keşfettim. İddialı bir okur ve mütevazı ancak çok başarılı bir yazar olan eşimin eline heyecanla Altun’un “Yalnızlık, Gittiğin Yoldan Gelir” kitabını tutuşturduğumda bana şüpheli gözlerle bakmıştı. Birkaç gün sonra kendisi peşimden koşuyordu, “Bu kitap muhteşem, nereden buldun bunu?” diye... Artık Sibel, bir Selçuk Altun fanatiği! Beni de solladı! 

Güzel bir metin okumak, bazen yediğiniz nefis kokulu yemekler gibidir. Bir somon veya Bolonez soslu bir spaghetti veya rokforlu, balzamik soslu, avokadolu, hindibağlı, cevizli, mısırlı bir salatanın midenize iniş yaptığı gibi giriş yapar beyninize sözcükler. Altun’un kitapları inanılmaz kokulu bir çikolatalı sufle gibi süzülür benliğinize. Yutmaya kıyamazsınız. Aforizmaları ise her biri ayrı bir lezzet taşımayı başaran dolgun kirazlara benzer. Uzun yıllar Cumhuriyet Kitap’ta yazan Altun’u, şimdi Ot dergisinden takip edebiliyoruz. Benim de Altun’la dostluğum önce kendisinin güzel sanatlara olan yoğun ilgisinden başlamış, ardından Cumhuriyet ve Atatürk sevgisi, sarı lacivert aşkı, edebiyat sohbetleri üzerinden ilerlemiştir. Onun da çok sevdiği, sekiz yıl önce kaybettiğimiz “Türk Bukowski” olarak adlandırılan ve yayıncısı olduğum New York efsanesi Erje Ayden, bir gece Altunlar bizim evde yemekteyken beni aramış ve onları telefonda tanıştırabilmiştim, böylece onların da derin yakınlıkları başlamıştı.

Altun, hayranlık duyduğum kelime zenginliği, beyin oyunları, kurgu zekâsı ve tümce akışkanlığı içeren kitaplarının ötesinde, adeta bir “dünya kültür bakanlığı genel arşiv sorumlusu” gibi her şairi, her ressamı, her romancıyı, hatta her siyasetçiyi ulusal ve uluslararası planda değerlendiren ve onlara hak ettikleri kadar, ama yalnız o kadar kredi vererek taçlandıran; bazen en ağır biçimde “giydiren” büyük bir başhakemdir! Bir insan, nasıl oturduğu yerden zamanı bu kadar ekonomik ve akıl almaz şekilde kullanarak tüm bu kıyaslamaları yapar, tüm bu kitapları okur, tüm bu inanılmaz alıntılar seçkisini ve cesur yargıları bizlere servis eder, bunu bildiğimiz üç boyutlu “Euclid Uzayı” ve kullandığımız 24 saatlik zaman dilimlerine sığdırarak gerçekleştirir, bunu pek anlamaya çalışmayın derim.

Selçuk Altun’un “Kitap İçin 4” aforizmalar derlemesindeki yorum ve alıntılardan 3284. madde: “Filozofları hükümdar ya da hükümdarları filozof olsaydı, devletler ne bahtlı olurlardı.” Eflatun (MÖ 427-347)


Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025