Soma’da Yiten Canlar Neyin Bedelidir?
Deniz Kavukçuoğlu
Son Köşe Yazıları

Soma’da Yiten Canlar Neyin Bedelidir?

21.05.2014 02:10
Güncellenme:
Takip Et:

Hayat, gerçekleri tokat gibi çarpıyor insanın suratına. Bu kez tokadın dozu altından kalkılamayacak ölçüde şiddetli oldu. Soma’daki emekçi kıyımı ülkenin vicdan sahibi insanlarını derin bir yasa boğdu.
Çok yazıldı, çizildi. Dokuz yıl sonra dünyanın en büyük on ekonomisi arasında yer alacağı savlanan Türkiye çalışma güvenliği açısından Avrupa’da sonuncu, madenci ölümleri açısından ise dünyada ilk sıradadır.
Bu noktaya bizi, benzerine ancak 19. yüzyılın sanayi ülkelerinde görülen vahşi kapitalizm getirdi. İşlevi, yürürlükteki düzeni karşıtlarını ezerek, sindirerek, yok ederek sağlama almak olan devlet üstlendiği bu görevi tutuklamalarla, hapis cezalarıyla, yasaklamalarla, baskılarla, TOMA’larla, biber gazlarıyla başarıyla sürdürdü, sürdürüyor.

***

Soma’daki 301 emekçinin ölümü somut olarak devlet-şirket işbirliği ile gerçekleştirilmiş bir kıyımdır. Başka bir deyişle o madenlerin mülkiyetini elinde bulunduran devlet üreteceği kömüre alım garantisi verdiği bir şirkete madenin işletme hakkını vermiştir. Şirket de aldığı önlemlerle Türkiye Kömür İşletmeleri döneminde 130-140 dolar olan üretim maliyetini 23.80 dolara düşürmüştür. Soma’da yitirilen 301 madencinin canı şirketin aldığı, devletin de onayladığı bu ekonomik önlemlerin kanlı bedelidir.
Bunu görmek için ekonomist olmaya gerek yoktur; yukarıda işverenin ağzından belirtilen maliyet düşürümü bu oranda ancak tam otomasyon, işçi ücretlerinin düşürülmesi, üretimin olağanüstü artırımı, çalışma koşullarının kötüleşmesi, iş güvenliğine ilişkin kuralların göz ardı edilmesiyle mümkün olabilirdi. Tam otomasyon söz konusu olmadığına göre üzerinde durulacak olan diğer noktalardır.
Bu nedenledir ki Soma Madencilik Şirketi yöneticileri gibi hükümet de “suçluların telaşı” içindedir. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 2011 yılında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na verdiği bir raporda Soma’daki facianın yaşanacağını bilimsel olarak belirtmiştir.
Ortada bir “suçlular” kümesi vardır. Bu kümeye işveren ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile maden işçilerinin ödentileriyle refah içinde hayatlar süren Türk-İş’e bağlı Maden-İş’in yöneticileri de dahildir.

***

AKP hükümeti ve yandaşlarının düzeni aklama çabalarını, liberallerin ahlı vahlı yakınmalarını bir yana bırakarak sonuca gelelim
Soma kıyımı 1800’lü yılların ikinci yarısında Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından ortaya konan ve günümüze kadar hiçbir burjuva-liberal düşünürün çürütemediği, kapitalizmin özü olan emek sömürüsünün, artık değer ediniminin yansıması olan “emek-sermaye” çelişkisinin somut bir sonucudur. Hırs, olabildiğince düşük maliyetle en yüksek kârı elde etmeyi amaçlayan kapitalizmin motorudur.
Eğer Soma benzeri kıyımlar bir daha yaşanmak istenmiyorsa bunun mücadelesi emek-sermaye çelişkisinin emek lehine çözülmesi doğrultusunda verilmelidir.
Bu ülkenin Türk’ü de, Kürt’ü de kapitalizmin bir ürünü olan milliyetçilikle zehirlenmiştir. Özellikle “sol” tanımını kendilerine yakıştıran sosyal demokrat ve sosyalist olma savındaki siyasal partiler kendilerini bu zehirden arındırmalıdırlar. Özlerine dönmelidirler. Emek-sermaye çelişkisi somut, çıplak bir gerçektir. Bu gerçeğe dayanmadan ileri sürülen her türlü düşünce, öneri, eleştiri boştur, safsatadır.
Bir durumu değiştirmek için hayatta karşılığı olan temel gerçeklerden yola çıkmak gerekir. Yoksa Soma kıyımı benzeri acı olayları bir daha, bir daha yaşar ama hiçbir yere varamayız. Aynı bedeli bir daha, bir daha öderiz.  

Yazarın Son Yazıları

Veda (28.09.2018)

Veda

Devamını Oku
28.09.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Devamını Oku
13.07.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Devamını Oku
11.07.2018
Ağlamak

Ağlamak

Devamını Oku
04.07.2018
Mutlu sona doğru

Mutlu sona doğru

Devamını Oku
22.06.2018
Yorgunluk

Yorgunluk

Devamını Oku
20.06.2018
Tatarböreğini sever misiniz?

Tatarböreğini sever misiniz?

Devamını Oku
15.06.2018
Dertleşme (13.06.2018)

Dertleşme

Devamını Oku
13.06.2018
Elinizi tutan mı vardı?

Elinizi tutan mı vardı?

Devamını Oku
09.05.2018
Abdullah Gül: Nereden nereye?

Abdullah Gül: Nereden nereye?

Devamını Oku
27.04.2018
Baskın

Baskın

Devamını Oku
20.04.2018
İzmir bir başka…

İzmir bir başka…

Devamını Oku
18.04.2018
Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Devamını Oku
11.04.2018
SAPTAMALAR 2

SAPTAMALAR 2

Devamını Oku
06.04.2018
Saptamalar

Saptamalar

Devamını Oku
04.04.2018
Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Devamını Oku
21.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Devamını Oku
16.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Devamını Oku
14.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Devamını Oku
09.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Devamını Oku
07.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Devamını Oku
02.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Devamını Oku
28.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Devamını Oku
23.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Devamını Oku
21.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Devamını Oku
16.02.2018
Hayalet gemiler

Hayalet gemiler

Devamını Oku
09.02.2018
Gecede İstanbul

Gecede İstanbul Deniz Kavukçuoğlu yazdı...

Devamını Oku
07.02.2018
Gerçeklerimiz

Gerçeklerimiz

Devamını Oku
02.02.2018
Ne yazacağını bilememek

Ne yazacağını bilememek

Devamını Oku
31.01.2018
Akıntıya karşı durmak

Akıntıya karşı durmak

Devamını Oku
24.01.2018
Dünden bugüne (19.01.2018)

Dünden bugüne

Devamını Oku
19.01.2018
Şiddet ve eğitim

Şiddet ve eğitim

Devamını Oku
05.01.2018
Bunlara mecbur muyuz?

Bunlara mecbur muyuz?

Devamını Oku
03.01.2018
Hayatın içinden

Hayatın içinden

Devamını Oku
29.12.2017
‘Bir telefonu bile yok!’

‘Bir telefonu bile yok!’

Devamını Oku
22.12.2017
Umut (20.12.2017)

Umut

Devamını Oku
20.12.2017
Diren Gökçeada!

Diren Gökçeada!

Devamını Oku
08.12.2017
Çürüyen çöp, çürüyen insan

Çürüyen çöp, çürüyen insan

Devamını Oku
01.12.2017
Polisiye filmi izler gibi

Polisiye filmi izler gibi

Devamını Oku
29.11.2017
Singapur’dan Türkiye’ye

Singapur’dan Türkiye’ye

Devamını Oku
17.11.2017