Zorunlu lebaleb
Deniz Yıldırım
Son Köşe Yazıları

Zorunlu lebaleb

24.02.2021 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Doğru, iktidar başkaları için yasakladıklarını kendisi için istisna haline getirerek dar bir azınlığın ayrıcalıklı yönetimini kurduğunu sergilemekte sakınca görmüyor.

Esnaf çaresiz, gençler işsiz, geçim derdi ve pahalılık bu dar azınlığın çıkar birliği yaptığı sınıflar dışında kalan halkın büyük çoğunluğunun yaşamını olumsuz etkiliyor. Bu süreçte artan intihar haberleri daha da canımızı yakıyor. Fakat ne çare? Birilerine serbest, birilerine yasak. 

Ülke bu durumdayken Cumhurbaşkanı’nın parti başkanı sıfatıyla şehir şehir gezip kongrelere katılması, üstüne üstlük de bu kongre salonlarındaki kalabalıkla salgın yokmuş, esnaf kepenk kapatmamış, eğitim büyük oranda durmamış gibi her şey rayında gidiyor görüntüsüyle övünmesine ne demeli?

Bunun bilinçli, hatta mecburen yapıldığını düşünüyorum. Siyasi getirisi ne olur, toplumun tepkisini ne denli büyütür, elbette göreceğiz; ancak her otoriter rejimin hegemonyası zayıflarken içine düştüğü kısırdöngü nedeniyle, iktidarın bu hamleye bağımlı olduğu kanaatindeyim. Açayım.

Otoriter rejimler, ara mekanizmaları tasfiye eder. Katılımcı, demokratik yapılardan hoşlanmaz. Kararların tepeden tekelleştirilmesi, bu kararların sorgulanamaz ve denetlenemez hale getirilmesi, sorgulayıp eleştirenlerin de karalanmaktan hapse atılmaya kadar uzanan geniş bir çizgide kendisini tehdit altında hissetmesi sağlanır. Her yapıya, kuruma da bu otoriter/keyfiyetçi özelliklere yakın kişiler atanır, seçim ve demokratik katılım, üniversitelere rektör ataması sürecinde de görüldüğü üzere yok sayılır.

Ancak bir yandan da demokrasi, halk egemenliği ve meşruiyet çağında yükselen otoriter rejimler kitlelerle aralarındaki bağı görünür kılmak, yaptıkları işlerin arkasında kitle desteğinin bulunduğunu göstermek, heyecanın sürdüğünü ima etmek zorunda hissederler. Bunun bir yolu seçim kazanmaktır; her ne kadar seçimler, sandık süreçleri genel olarak bir plebisit havasına sokulsa da seçimler otoriter iktidarlar için büyük bir önem arz eder. 

Diğer yolu ise seçim dışı zamanlarda, özellikle de oyların düşmeye, parti içinden bölünmelerin/ayrışmaların açığa çıkmaya başladığı, yönetmenin zorlaştığı anlarda, kitle desteğinin devam ettiğini gösterecek, yapılan işleri bu destekle haklı, yolunda gösterecek etkinliklere ve eylemlere yönelmektir.

OTORİTER KISIRDÖNGÜ

İşte iktidarın salgın koşullarına rağmen, halkın büyük çoğunluğu için toplu etkinlikler yasaklanmasına rağmen, kapalı salonlarda Erdoğan’ın katılımıyla kongreler gerçekleştirmesi, üstüne üstlük de Erdoğan’ın salonlardaki sosyal mesafe kuralının hiçe sayılmasını önemsemeksizin hınca hınç ya da lebaleb dolulukla övünmesi, tam da bu kitle desteğini görünür kılmaya ihtiyacın ne denli fazla olduğunun göstergesidir. 

Sadece bu da değil. Kongrelerde, partiye üye olanların sayısındaki artışın devam ettiğinin ısrarla altının çizilmesi, yine büyükşehirlerin ana caddeleri üzerindeki ilan panolarına il teşkilatlarının kaç yeni üye yaptığı haberinin Erdoğan’ın fotoğrafıyla birlikte yerleştirilmesi de bu arayışın uzantısı.

Bu bir açıdan, otoriter adımları kitle desteğiyle meşrulaştırma arayışının uzantısı olduğu gibi diğer yandan da AKP kadrolarının, teşkilatlarının çözülmesini, rakip yeni partilere geçişleri engellemek, tabanı sıkılaştırmak, işlerin kötüye gitmediği hissiyatını birinci ağızdan vererek moral sunmak hedefiyle de bağlantılı. Elbette iktidarın, gücü elinde tutanların moralini yükseltmek de bu hedefler arasında sayılabilir. 

Yine de işler gerçekten kötüye gitmese, dükkânları kapalı on binlerce esnafa, milyonlarca işsize, sokağa çıkması yasaklanan 65 yaş üstü yurttaşlarımıza televizyonlar ya da sosyal medya aracılığıyla bu görüntülerin ulaşması, ortaya çıkan tepkilerin içten içe büyümesi göze alınır mıydı, bilemiyorum. Ama başta da dediğim gibi bu artık otoriter rejimlerin içine girdiği çıkışsız, kısırdöngünün göstergeleri. Yapsa bir dert, yapmasa bir başka dert çünkü. 

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet’e veda

Cumhuriyet’e veda

Devamını Oku
04.06.2022
‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

Devamını Oku
21.05.2022
Geçim siyaseti, aday siyaseti

Geçim siyaseti, aday siyaseti

Devamını Oku
07.05.2022
Hak mücadelesi

Hak mücadelesi

Devamını Oku
30.04.2022
23 Nisan ve iki halkçılık

23 Nisan ve iki halkçılık

Devamını Oku
23.04.2022
Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Devamını Oku
16.04.2022
‘Sonra hayat devam etti’

‘Sonra hayat devam etti’

Devamını Oku
02.04.2022
Değer mi hiç?

Değer mi hiç?

Devamını Oku
26.03.2022
Savaş ve siyaset

Savaş ve siyaset

Devamını Oku
19.03.2022
Transit

Transit

Devamını Oku
12.03.2022
Savaş (05 Mart 2022)

Savaş

Devamını Oku
05.03.2022
Ukrayna

Ukrayna

Devamını Oku
26.02.2022
Cemre düştü

Cemre düştü

Devamını Oku
23.02.2022
İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

Devamını Oku
16.02.2022
Güneşli Pazartesiler

Güneşli Pazartesiler

Devamını Oku
12.02.2022
En uzun gece

En uzun gece

Devamını Oku
09.02.2022
Çatlak

Çatlak

Devamını Oku
05.02.2022
Rejimin yeni aşaması

Rejimin yeni aşaması

Devamını Oku
02.02.2022
Borç

Borç

Devamını Oku
29.01.2022
‘Siyasetin sonu’

‘Siyasetin sonu’

Devamını Oku
19.01.2022
Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Devamını Oku
15.01.2022
Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Devamını Oku
12.01.2022
Deli İbram Divanı

Deli İbram Divanı

Devamını Oku
08.01.2022
İki ülkeden Türkiye’ye

İki ülkeden Türkiye’ye

Devamını Oku
05.01.2022
Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Devamını Oku
29.12.2021
Kâğıt

Kâğıt

Devamını Oku
25.12.2021
Geçim ve seçim: Şili dersleri

Geçim ve seçim: Şili dersleri

Devamını Oku
22.12.2021
Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Devamını Oku
18.12.2021
Yeni model

Yeni model

Devamını Oku
15.12.2021
Joker

Joker

Devamını Oku
11.12.2021
Milli Görüş partileri

Milli Görüş partileri

Devamını Oku
08.12.2021
Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Devamını Oku
04.12.2021
Birincil ittifak

Birincil ittifak

Devamını Oku
01.12.2021
Oblomov’dan Don Kişot’a

Oblomov’dan Don Kişot’a

Devamını Oku
27.11.2021
‘Yoksulluk Kader Olamaz’

‘Yoksulluk Kader Olamaz’

Devamını Oku
24.11.2021
Labirent

Bir intiharın genel provası

Devamını Oku
20.11.2021
Akışına bırakmak

Akışına bırakmak

Devamını Oku
17.11.2021
Kalabalığa kaçış

Kalabalığa kaçış

Devamını Oku
13.11.2021
Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Devamını Oku
10.11.2021
Truman kaçışı

Truman kaçışı

Devamını Oku
30.10.2021