Bazı maçlar vardır, istatistikler ne söylerse söylesin ihtimaller sonuca hükmeder. İşte bu, o maçlardan biri değil!!! Zira daha ilk düdükten, hatta ev sahibi Karabükspor’un hanesine yazılan ilk pozisyona rağmen, biliyoruz ki, bu maça güç dengesi hükmedecek… Galatasaray, galibiyete uzanan taraf olacak! Bu denklemi kurmamızı sağlayan Karabükspor’un savunma ağırlıklı futbolu ve terbiyeli 4-4-2’sinin yaptığı hatalar değil. Nitekim, maç boyunca ellerinden geleni yapıyorlar. Ligde bulunduğu pozisyon da… G.Saray, lig boyunca beklenmedik kayıplara imza atmış bir takım sonuçta. Öte yandan, maçtan olasılık faktörünü kaldıran bir unsur var: Tutku.
Galatasaray, geçen hafta tattığı farklı galibiyet keyfini bu maçta da yaşamak istediğini, daha 5. dakikada hissettiriyor. Feghouli’nin asistiyle Gomis topu ağlara yollayarak ilk golü imzalıyor. Bu açılışı, yoğun yağışa eşlik eden bir gol yağmuru izliyor. Maçın devamında, iş; Galatasaray’ın ne kadar yeneceğine, Karabükspor’un da ne kadar yenileceğine karar vermesine kalıyor… 16.’da Özgür’ün kendi kalesine attığı golün devamında, 18, 26 ve 33’te Gomis’in diğer golleri geliyor. 40’ta Rodrigues, 64’te Sinan’ın attığı gollerle skor 0-7 olarak belirleniyor. Galatasaray adına maçın en önemli kısmı uzun süredir sakatlık nedeniyle sahalardan uzak olan Fernando’ya, yani sahadaki doğal zekasına kavuşması… Buna bir de keyifli bir 3 puan ve farklı galibiyet eklenince, hafta sonu mutlu bitiyor…
Mutlu bir hafta sonu
Yazarın Son Yazıları
Belki maç başlamadan önce, Galatasaray’ın Avrupa yorgunu olması ve birinci kalecinin sakat olması avantaj gibi gözükmüştür Antalyaspor teknik heyetine.
Galatasaray, maçın ilk 45’te, Samsunspor ligin büyüklerinden rahatça puan koparan, dişli takımlardan biri değilmiş, hatta hiç yokmuş gibi oynuyor.
İstanbul derbilerinden, heyecan, çekişme, güzel futbol beklemeyeli çok oldu... En fazla, “Olay çıkmasa bari” temennisinde bulunabiliyor insan. Maç en azından bu beklentiyi karşılıyor.
Eksik ve tuttuk…
Galatasaray için maç, klişe bir pembe dizi gibi başlıyor…
İki Galatasaray var, Kocelispor deplasmanında. İlk yarıda “Ne de olsa sınıf birincisiyim. Çalışmadan geçerim” rahatlığıyla çıkıyor sahaya. Çabalamıyor, konsantre olmuyor…
Tıpkı, arılar gibi, iki takım da vızır vızır...
Yorgun Galatasaray, önce vasat bir oyun sergilerken pozisyon yaratma işini tek kişiye; maçın en hırslısı Osimhen’e bırakıyor.
Galatasaray maça, yelkeni rüzgâr dolan bir cruiser gibi başlıyor, ilk on dakika böyle devam ediyor.
Milli maçlar sonrası yorgun ya da Şampiyonlar Ligi öncesi heyecanlı; Galatasaray, normaline göre durgun bir futbol oynuyor.
Yorgun Galatasaray ve rakibini iyi çalışmış bir Beşiktaş...
Sırasıyla Yunus (23), Icardi (45+1) ve Torreira’nın (65) golleri, istikrarlı bir baskının değil yakalanan fırsatlara eklenen kişisel becerilerin ürünü.
Heyecanlı ve tedirgin G.Saray maça bocalayarak başlıyor.
Olimpiyat Stadı’nın lanetinden midir, verilen aranın rehavetinden mi bilinmez...
Galatasaray, evinde konuk ettiği Çaykur Rizespor karşısında “dalgalı” bir futbol sergiliyor...
Galatasaray, geçen sene olduğu gibi bu yıl da “her maça bir kahraman” trendini sürdürüyor. Topla oynama oranının yüzde 70’e varması yanıltıcı olmasın.
4 dilimi var G.Saray-Karagümrük maçının.
Gaziantep ile Galatasaray’ın karşı karşıya geldiği sezonun ilk maçının açmazı şu:
Erden Timur, Galatasaray’da yeni bir görev üstlenmeyeceğini açıkladığında, tüm camia endişeyle beklemişti yeni sezonu: Bu futbolcuları kim motive edecek?
Galatasaray, yaşadığı ‘sevinçli telaş’la biraz bocalasa da 26’da Osimhen’in golüyle rahatlıyor.
Yolundan şaşmadı
Birlikte
Tam takım devam
Yürüyeduruyor
‘Çok’ ile ‘hiç yok’
Koltuğunda rahat
Kadıköy hatırası
3 puanın günahı
Taşikardisiz 3 puan
Uyuyan dev
Kim kurtuldu?
Langırt
Yokluğu yara
Mesele
Nasıl olacak?
Tutuk ama istikrarlı
Uyanış
Kilit son maça
Azı dişi!
Kötü futbol 3 puan