Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bloklar, kutuplar, ‘Soğuk Savaş’ ve başka şeyler

28 Mart 2022 Pazartesi

“Aman dikkat küreselleşme geri çevrilebilir” korkusundan, “Küreselleşme bitti” saptamasına geldik. Peki, “Bundan sonra ne?” “Bloklaşma”, “Yeni Soğuk” olasılıkları ilgi çekiyor. Bence acele etmeyelim.

UKRAYNA KRİZİ VE SONRASI...

Bu köşede küreselleşmenin artık geride kaldığını birçok kez vurguladım. Finansal kriz, ticaret savaşları, “tedarik zincirlerini” yakına getirme çabaları, pandeminin yarattığı arz sorunları derken şimdi Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi nihayet finans piyasalarının (neoliberal küreselleşmenin) zirvesindekileri de ikna etmiş görünüyor.

Varlık yönetim şirketi BlackRock’un CEO’su (10 triyon dolar yönetiyor) Larry Fink, hisse sahiplerine gönderdiği bir mektupta “Rusya’nın Ukrayna’yı işgali küreselleşmeye son verdi” saptamasını yaptıktan sonra “Rusya’yı yalnızlaştırma çabaları birçok açıdan ülkeleri bir araya toplanmaya doğru itiyor” diyerek bir bloklaşma eğilimine işaret ediyordu. Peterson Institute Başkanı Adam Posen’e göre “dünya ekonomisi, kendini korumaya alan, ötekinin etkisini azaltmaya çalışan bloklara bölünecek gibi görünüyor”. 

Küreselleşmeden sonra, hegemonya mücadeleleri ortamında, yeni kutupların oluşmasını, bunların bloklara dönüşmesini beklemek akla yakın.  Nitekim, ABD Devlet Başkanı Biden da ABD liderliğinde bir blok arzuladığını daha Ukrayna savaşından önce “Demokrasiler ve otokrasiler” ayrımıyla ortaya koymuştu. Biden, ABD’nin uluslararası sistem içindeki konumunu korumayı bu tanımlamayı kullanarak gerçekleştirmeyi deneyecekti. Ukrayna savaşı, Biden için yeni olanaklar yarattı: “Batı, demokrasiler hiç bu kadar birlik olmamıştı” filan… Yanılmaktan bıkmayan Fukuyama’ya göre de “1989 ruhu canlandı”. İngiltere ve ABD medyası da bu zeitgeist’e (sözde zamanın ruhununa) dört elle sarıldı: Bu hafta The Economist bu bloklaşma eğilimini “Demokrasiler ile otokrasiler arasında bir ‘Yeni Soğuk Savaş’” olarak betimlemeye çalışıyor ve hemen kimi diktatörlerle yapılması zorunlu ittifakları tartışmaya geçiyordu.

ABD ve Avrupa ülkelerinin peş peşe açıkladıkları yaptırımlar, Ukrayna’ya silah yardımı, Ukraynalı göçmenlere kucak açmaları, Avrupa Birliği’nin Rusya ile enerji tedariki bağlarını keserek ABD’den sıvılaştırılmış doğalgaz alma kararı bu “Birlik”, “Blok”, “Soğuk Savaş” görüntüsünü destekliyor. 

BLOKLAŞMA ZOR, ‘YENİ SOĞUK SAVAŞ’ DA

Ancak bu zeitgeist’i satın almayanlar da var. Siyasi analist, romancı Pankaj Mishra, finans sitesi Bloomberg’de yayımlanan “Neden birçok ülke bu Yeni Soğuk Savaş’a katılmaya niyetli değil” başlıklı yorumunda, “Batı ülkelerinin, dünyayı ve kendilerinin dünyayı şekillendirme kapasitelerini yanlış okuduklarını”, otokrasilerle ilişkilerine değinerek “Demokrasiler ittifakı” savının tutarsızlıklarını vurguluyor, Brezilya, Arjantin, Güney Afrika, Meksika, Endonezya, Hindistan, Türkiye gibi ülkelerin “tarafsız” kalmaya çalıştığına dikkat çekiyordu. Irak, Suriye, Libya deneyleri varken, “Asya ve Latin Amerika ülkeleri açısından ‘uluslararası hukukun ihlali’ savı da pek bir anlam taşımıyordu”. Onlara göre “ABD, derin biçimde zayıflamış ve dengesiz bir süper güçtü”.

Rusya’ya karşı kullanılan “ekonomik silahların” dünya ekonomisi, özellikle gelişmekte olan ülkelerin siyasi istikrarı üzerindeki olumsuz etkileri de ciddi bir hoşnutsuzluk kaynağı oluşturuyor. Dahası bu zorluklar bu ülkeleri, ucuz ve kolay kredi kaynağı olarak Çin’e doğru itiyor. 

Financial Times’dan Edward Luce de uyarıyor: “Batı, Ukrayna konusunda, dünyanın kendi yanında olduğunu düşünmekte acele ediyor”. Birleşmiş Milletler’de yapılan oylamada Batı istediği kararı çıkardı, ama Luce, “çekimser kalan 35 ülkenin nüfusunun neredeyse dünya nüfusunun yarısını” oluşturduğuna işaret ediyordu. Suudi rejimi Çin’in Yuan ile ödeme yapmasına olumlu bakarken Birleşik Arap Emirliği Beşşar Esad’ı misafir ediyor; İsrail, Rusya karşısında kesin bir tutum almaktan kaçınıyor. Batı’nın göçmenler konusundaki çifte standardı da dikkatlerden kaçmıyor.

Yeni “Soğuk Savaş” için inandırıcı bir ideolojik kamplaşma yaratmak da olanaksız. Dün kapitalizm- sosyalizm karşıtlığı işlevseldi. Bugün herkes kapitalist, dahası Çin ve Rusya kapitalist dünya ekonomisinin işleyişi açısından (mineraller, enerji finans, pazar) yalıtılması olanaksız toplumlar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Böyle devam etmez! 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları