Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
MeslekiÖzgürlük
Aykut Kocaman’ı severim. Bunu herkes bilir. Bir ropörtajımda söylediğim “Aykut Fenerbahçe’ye sevgi getirdi” sözü manşetten verildi. Bunu anti-Aykut’çular pek beğenmemişler. “O kadar da abartma ağabey” diyenler oldu. Aslında beni tanıyanlar ve yazılarımı takip edenler bilirler. Abartılı ifadeler pek kullanmam; ne olumlu ne de olumsuz açıdan. Daha önce de köşemde yazmıştım. Futbol kariyeri olarak kendime çok benzetiyorum Aykut’u. Takımın içinde görev yaptığımız mevki de aynı. İkimiz de Fenerbahçe’de teknik göreve başladığımızda puan bakımından takım bir hayli gerilerdeydi. Ancak ligin sonunda takım, gerilerden gelip şampiyonluğa ulaştı. Herhangi bir futbolcuyu veya antrenörü ne kadar beğenirsem beğeneyim, onları ilahlaştırmam. Heykellerinin yapılmasını aklıma bile getirmem. Çünkü futbolcular takıma, antrenörler de ekibinin başına yüksek bedeller ödeyerek getirilirler. Başarılı olmak onların asli görevleridir. Değerlendirmelerimi yaparken böyle düşünürüm.
\nAykut’un görevini başarıyla yerine getirmesine rağmen, mesleki özgürlüğünü tam anlamıyla kullanmış olduğunu düşünmüyorum. Çünkü şimdi bu çağda spor sektöründeki sınırsız özgürlük, kulüp başkanlarına aittir. Her şey onların iki dudağı arasındadır. Başkalarının özgürlüğünü pek de kabul etmezler. Karşı gelirseniz dışlanırsınız. Dışlanmak bir şey değil, milyon Avro’lar kaybedersiniz. Onun içindir ki Aykut da tam anlamıyla mesleki özgürlüğünü kullanamamıştır. Çağımızda ülkemizin genel durumu bu. Geri döndüremezsiniz. Peki, “Sen umumi kaptanlık yaparken (şimdiki teknik direktörlük görevi) mesleki özgürlüğünü kullanabildin mi” diye sorabilirsiniz. Evet kullandım. Tam yetkiliydim. Görevim süresince kulüp başkanımız bir kez bile soyunma odasına inmemiş ve de işlerime karışmamıştır. Sadece aklımda kalan bir tek olay vardır: İkinci defa Lefter’in Fenerbahçe’de oynadığı dönemde, şampiyonluk finali öncesinde bazı nedenlerden dolayı Lefter’i kadro dışı bırakmıştım. Başkan telefon ederek, “Lefter’i kadroya al ve oynat” demişti. Ben de “Eğer, istiyorsanız ben bırakayım, gelin siz takımı yapın” diye yanıt vererek dinlememiştim onu. Kumandanvari bir emirdi. Malum ya ‘askerlikte emir demiri keser’ diye bir söz vardır. O günlerden bugüne kadar başkanlar hep kendilerini kumandan, teknik adamı da asker olarak düşünürler. Ya özgürlüğünüzden ya da paranızdan olacaksınız. Hangisinden vazgeçmeli dersiniz? Bugünden, o günlere bakarsanız, masal gibi. Bugün, tüm antrenörlerin durumu birbirinden farklı değildir. Bunun içindir ki sık sık teknik adam değişir. Türkiye’nin bugünkü sosyo-psikolojik durumunda Aykut’un başarısı ve davranışlarındaki zarafeti ayrı bir görüntü veriyor.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!