\n\n\n

Soruyorum Olimpiyat Stadı’nı yaptıran zihniyete: Başka yer mi yoktu? Kapasitesi 80 bin, çevresi devasa... Yağmurda çamurda karda kim gelecek bu yere? ‘Olimpiyat köyü’ için ilk adımdı ya sonra? Diğer tesislere ne oldu? Yapılmadı, böyle olunca da burası kaldı İstanbul Büyükşehir Belediyespor takımına ve onun misafirlerine... Ha bir de Olimpiyat veren de olmadı tabii ki!

Sezgin Gelmez arkadaşım evi stada yakın olduğundan 15 günde bir İstanbul BŞB. takımının maçlarını izlemeye geliyor. Bazı maçlarda güvenlik görevlilerinin sayısının tribünlerdeki taraftarlardan daha fazla olduğunu söyledi. Şaşırmadım. Ama yazıktır, ayıptır. Aldığım duyumlara göre İstanbul BŞB. için Başakşehir’de kapasitesi 12 - 13 bin civarında olacak bir stada soyunulmuş. Temeli de yakın zamanda atılmış. Peki İstanbul BŞB. taşındığında burası ne olacak? Bence araba pazarı olsun!..

Diğer bir büyüğüm sohbet sırasında anımsattı. Hatta ben de anlattıklarını bu sütunlarda ele almıştım. Atletizm Şampiyonası’nda kırılan rekorlar bu statta aşırı rüzgâr nedeniyle geçersiz sayılmıştı. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Bildiğim tek bir şey var o da burada bir daha atletizm yarışlarının yapılmaması. Olimpiyatı bize verdiklerini düşünün skandal olacaktı burası.

Dün gece biraz üşüdük, biraz titredik. Bazı tribünler taraftara açılmamıştı bile. İstanbul BŞB’nin taraftar sayısı belli, F.Bahçeliler de yeterli ilgiyi göstermeyince boş tribünlere ‘boş boş’ bakmamız kaçınılmaz oldu. Ev sahibi ekip oyunun ilk bölümünde soyunma odasına galip giden takımdı. Attıkları gol için ‘şans’ ifadesini kullanabilirim. Ama futbolun içinde şans faktörünün de yeri olduğunu unutmayalım... İyi bir mücadele gösterdiler, sahadaki bütün yabancılarına hayran kaldım, Webo’yu diğerlerine göre biraz daha farklı tutmalıyım. F.Bahçe’yi tanımakta güçlük çektim. “Hani nerede o Kayserispor maçının ilk 25 dakikasındaki F.Bahçe” diye kendi kendime sordum. Eser yoktu, dağınıktılar, ne yaptıklarını anlayamadım. Kaleci Volkan’ın dışında şu ya da bu da iyiydi diyemeyeceğim. Sanki kulaklarına kar suyu kaçmış. Bu durumu artık etkilenme olarak kabullenmiyorum, bizlerin bilmediği acaba daha başka şeyler mi var? Volkan Demirel inanılmaz toplar çıkardı. Bunları kurtarmasaydı ilkyarıda farklı bir skor ortaya çıkabilirdi. İkinci bölümde Aykut Kocaman, Gökhan Gönül ve Bilica’yı çıkardı, savunma yol geçen hanına döndü. Topu ayağına alan İstanbul BŞB’li Volkan’la karşı karşıya kalıyor, deneyimli file bekçisi arkadaşlarına isyan ediyor, kenara bakıyorum Aykut Hoca çaresiz... 66. dakikada maç biterdi ama o anda değil de 72’de bitti. Skor 3-1’e geldikten sonra bu maçı çevirmek mucize olurdu. Hele hele yürüyen F.Bahçe’nin bunu yapması... Nitekim olmadı, F.Bahçe mucizeyi gerçekleştiremedi. Yine bu bir eleştiri değil öyle algılayın, kazanmak için de hiçbir şey yapmadı. Oyunun birinci dakikasından bitiş anına kadar hepsi yürüdü. Bu kadarı da fazla...