Damga

21 Ocak 2017 Cumartesi

Milli Eğitim Bakanlığı, “Atatürkçülük” kavramını derslerden çıkarmış. Bir de evrimi.
Devrim ile evrimi yok sayıyorlar anlayacağınız. İnsancıl atılımlara ve bilime karşı duracaklarını sananların yazgısı bellidir: Damgalanmak...
Hem de öyle bir damgalanırlar ki, kuşaktan kuşağa derilerinden hiç çıkmaz.

Yeni kimlik
Devlet Bahçeli, Binali Yıldırım’ın elinden yeni kimliğini de aldığına göre, anayasa değişikliğinin geçtiği gün MHP il ve ilçe binalarına asılacak ilanlar hazırdır:
“Sahibinden devren...”

Başkancıl
Tahtırevana binip inmemekte kararlı olan, paldır küldür götürüyor bizi kıyamete.
Babıâli Kültür Yayıncılık tarafından 2011’de yayımlanan “Her Yönüyle Başkanlık Sistemi” kitabının 14 ve 15. sayfalarında hangi kıyamete sürüklendiğimiz açık seçik anlatılmış:
“Kuzey Amerika’daki başkanlık sistemini ülkelerine taşımak isteyen Güney Amerika ülkeleri, temel ilkeleri değiştirdiklerinden başarılı olamamışlardır. Örneğin, başkana kanun hazırlama imkânı verilmiş ve gerektiğinde parlamentoyu dağıtma yetkisi tanınmıştır. Böyle bir sisteme başkanlık sistemi denilemez. Bu nedenle burada uygulanan sisteme ‘başkancıl sistemler’ denilmektedir. Keza, Arap dünyasındaki bir bir devrilen diktatörlükler ile Türk dünyasında örnekleri görülen sistemlerin başkanlık sistemi ile hiçbir ilgileri yoktur.”
Bu satırların sahibi; bugün “başkana kanun hazırlama ve parlamentoyu dağıtma yetkisi tanıyan” anayasa değişikliğinin baş savunucusu olan Prof. Dr. Burhan Kuzu!
Siyaset biliminde, işte böylesi keskin dönüşlere “kuzucul buhran” deniyor.

Umut Davası’nda son durum
Uğur Mumcu’dan Muammer Aksoy’a, yitirdiğimiz tüm canlarımızı anacağımız Adalet ve Demokrasi Haftası 24 Ocak’ta başlayacak. Mumcu, Aksoy, Bahriye Üçok ve Ahmet Taner Kışlalı’nın öldürümleri ile ilgili “Umut Davası” konusunda geçen ay açıklanan Anayasa Mahkemesi kararı, kamuoyunda sanki tüm sanıkların yeniden yargılanacağı gibi bir algıya yol açtı. Aslında karar öyle değil. Mumcu ailesinin avukatı Halil Sevinç, duruma açıklık getirdi:
“Sanıklar hüküm aşamasında iki ayrı grup olarak değerlendirildi. Ferhan Özmen, Necdet Yüksel, Rüştü Aytufan öldürme olaylarının failleri olarak; diğer sanıklar da örgütsel faaliyetleri nedeniyle cezalandırıldı.
Anayasa Mahkemesi kararı, dosya kapsamında öldürme fiilinden değil, örgütsel faaliyetten yargılanan üç sanıkla ilgilidir.
Temyiz incelemeleri, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce yapıldı. Öldürme fiillerinden yargılanan sanıklar hakkındaki hükümler onandı. Daire, katledilenlerin yakınlarının davada yargılaması devam eden örgüt mensuplarına yönelik müdahillik haklarının olamayacağını bildirdi.
Anayasa Mahkemesi kararı, bu sanıklardan Hasan Kılıç, Yusuf Karakuş ve Mehmet Şahin’in başvurusu üzerine verilmiş bir karardır. Sadece onlar yönünden sonuç doğurur. Yargılaması yenilenecek olan bu üç sanıktır.”

Bağımsız yargı
Şak, şak, şak...
Nereden geliyor?
Saraydan.
Kimden geliyor?
Yargıda Birlik Derneği üyelerinden.
Neden geliyor?
Şak dendi mi, şak diye yapacaklar da ondan.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları