Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sıra Kolda
AKP’nin CHP’nin tutuklu milletvekilleri üzerinden anayasa pazarlığı yapacağını seçimden hemen sonra dile getirmiştik.
\nCHP yönetiminin acemiliklerle dolu, hesapsız kitapsız, cumburlop daldığı yemin eylemi ile birlikte AKP’nin amacına yönelmek için bir büyük adım atmasına daha neden oldu. AKP ve CHP’nin altına birlikte imza attıkları metin “toplumsal sözleşme tanımına uygun bir anayasa yapılması hedefi”nden söz ediyor. Yani CHP, parmaktan sonra, elini de kaptırmış gözüküyor. Sıra kolda... O aşama da henüz geliştirilme düzeyinde.
\nDaha çok gazeteci sıfatıyla tanıdığımız Cengiz Çandar, TESEV adına hazırladığı “Dağdan İniş, PKK Nasıl Silah Bırakır? - Kürt Sorununun Şiddetten Arındırılması” adlı çalışmasında, “yeni anayasa yapımıyla başlayacak yeni hukuki düzenlemeler, Kürtlere Türkiye’de yeni bir ‘statü’ kazandırmayı” amaç edineceğini belirtirken, kolun nasıl verileceğini de rapor haline getirmiş bulunuyor. Buyurun okuyalım:
\n“Görüşler, ‘demokratik özerklik’ten yerel yönetimlerin yetkilerinin güçlendirileceği, bir tür ademi merkeziyete kadar uzanan yelpazeye yayılmaktadır. Bununla birlikte, rapor çalışması sırasında yaptığımız araştırma ve görüşmelerden Kürtlerin elde edeceği bu yeni ‘statü’den, Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde siyasi hayatta en geniş demokratik katılımla yer alması ve bu çerçevede yine Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kendilerini yönetebilme konumunda bulunmalarının kastedildiğini çıkarmaktayız.
\nBu bağlamda, CHP’nin 2011 Genel Seçimi Beyannamesi’nde de yer alan Türkiye’nin kabul etmiş olduğu Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Şartı’na konulan çekincelerin kaldırması konusu üzerinde durulmasında yarar olacağı düşüncesindeyiz.
\n‘Kürtlere yeni statü’yü ifade eden bir konu başlığının uygulanması konusunda CHP’nin özel ve güçlü bir destek vermesi durumu son derece önemli bir siyasi kazanç olarak değerlendirilebilecek bir gelişmedir. Zira, 2009 Temmuz sonunda hükümet tarafından başlatılan ‘açılım’ın, 2009 Ekim ayında Habur’da yaşanan gelişmeler sonucunda tıkanmasında, CHP’nin o dönemdeki genel başkanının amansız muhalefetinin belirleyici bir payı olduğu, bu rapor çalışması sırasında hükümet çevreleriyle yaptığımız görüşmelerde edindiğimiz bilgiler arasındadır. Bu açıdan, CHP’nin 2009 yılındaki ‘açılım’ın önünü tıkayan yaklaşımı ile 2011 yılında seçim beyannamesine yansıyan tavrı arasındaki konuya yaklaşımı bakımından var olan derin farkın, çözüm yönünde ilerlemek için bir şans uyandırdığını düşünmek gerekmektedir.”
\nCHP örgütü hep birlikte kolbastı oynamaya hazır olsun...
\n\n\n\n
Yeni CHP’nin ABD Görevi
\n\n\nCHP’nin programında yer alan dış politikaya bakış ile 2011 Seçim Bildirgesi’nde aynı konu üzerindeki söylemleri karşılaştırdınız mı hiç?
\nKarşılaştıranlar şöyle bir manzara ile karşılaşıyorlar:
\n- Programda, dış politika ile ulusal güvenlik sorunu birlikte irdeleniyor. Seçim bildirgesi ise ulusal güvenlik konusuna yer ayırmayı bile uygun bulmamış. Bir anlamda yeni CHP, terörle mücadeleyi de içeren ulusal güvenlik sorununu dış politikayı belirleyen ana unsurlar arasında saymamış oluyor.
\n- Program, yurtdışındaki Türk vatandaşları ile soydaşların haklarının korunmasından söz ediyor. Yeni CHP’nin seçim bildirgesi, bunu da görmezden geliyor.
\n- Program, diğer ülkelerle ilişkilerde “karşılıklı saygı, dayanışma ve dostluğu” öne çıkarıyor. Yeni CHP’nin seçim bildirgesi ise “dünya ile bütünleşmecilik ve evrenselcilik” ilkelerinden dem vuruyor.
\n- Program, CHP’nin “Birleşmiş Milletler ve AGİK gibi uluslararası kuruluşların, sadece büyük devletlerin ulusal politikalarının aracı olmasına karşı çıkacağı”nı belirlerken yeni CHP’nin seçim bildirgesi “çok taraflı kurumlara güven duyulacağını” söylüyor.
\n- Program, ABD ve diğer NATO müttefikleri ile karşılıklı saygı, dayanışma ve işbirliğine dayanan ilişkiler geliştirilmesini öngörüyor. Oysa yeni CHP’nin seçim bildirgesi, “Türkiye’de artış gösteren Amerikan karşıtlığını dengelemek için toplumsal güven arttırıcı önlemleri hayata geçirmeye” söz veriyor.
\nBöyle karşılaştırmalar yapılınca, bizim bildiğimiz Müdafaa-i Hukuklara dayalı CHP’ye, neden “yeni CHP” dendiği daha iyi anlaşılıyor...
\n\n\n\n
Şenlik
\n\n\nKaradeniz Ereğlisi’nde şenlikteydik. Şıkır şıkır bir denizin kenarcığında şairler, yazarlar, oyuncular, dans toplulukları, sanatçılar ve halk. Didişenleri umursamadan yaşamanın tadına vardılar, üç gün için de olsa...
\nİyi ki bu şenlikler var. İnsancıklar, üzerlerine çöken karamsarlıktan sıyrılıp tatlı tatlı eğleniyorlar hiç olmazsa...
\nŞenlikte, Yüksek Sadakat grubunun konserinden sonra alanda bekleşen koca kalabalık, genç yaşlı, çoluk çocuk hep birlikte, Karadeniz Ereğlisi’nin ünlü Kaptaş türküsü “A Benim Söm Söm Yârim” ile öyle bir döktürdü ki, canları epey bir süre gam tutmaz artık:
\n“A benim söm söm yavrum / Bi yolcuk öpsem yavrum / Öpmeynen bi şey olmaz / Birazcuk sevsem yavrum.
\nVur davulcu davula / İnim inim inlesin / Sevdiğini almayan / Ben evlendim demesin.”
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu