Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Genç Olmanın Türlü Halleri (2)

25 Aralık 2011 Pazar
\n

Pazar günü Beyoğlunun kalabalığında yürüyorum, ilk rastladığım grupta kızlar, saçlarında kırmızı bantlar ve kapkara giysilerle karşılıyorlar beni. Oğlanlarda bant yok ama hepsi yılların kadim uygarlığından, yılların mücadele tarihinden gelmiş bir ağıdın peşinde yürüyorlar. Hep birlikte, sessiz bir çığlık gibi Beyoğlunun kalabalığında seslerine ses arıyorlar.

\n

Genç yaşlı herkese, yeniden yeniden hatırlatmak istiyorlar, bu ülkede 25 kişinin hoyratça yakıldığı, adı garip bir ironiyleHayata Dönüşolan bir operasyon devlet eliyle yapıldı. Sonra yüzün üstünde insan, F tipi cezaevlerine gitmeyi, oralarda kobaydan beter, birer fare gibi yaşamayı reddettikleri için açlık grevinde öldü, yüzlercesi yakalandıkları Wernicke-Korsakoff hastalığı nedeniyle geçmişini ve geleceğini unuttu

\n

Onları selamlayıp yoluma devam ediyorum, çok değil birkaç metre ötede, çok bildik bir marş çalıyor ve gencecik kızlar, oğlanlar ellerinde mevcut düzenle kol kola girmiş sözüm ona sermayenin ipliğini pazara çıkaran dergileri, yanlarından onlara aldırmaksızın geçen insanlara inat, kımıldamadan, morallerini hiç bozmadan dağıtmaya çalışıyorlar.

\n

Durup en gençlerinden birine yaklaşıyorum, o kalabalık arasında dimdik duran benden de yaşlı bir genç komünist, ihtimal ki, geçmişin anlı şanlı mitinglerinde, 1 Mayıs gösterilerinde aynı meydanlarda olduk, göz göze geliyoruz. Elinde dergisi bana uzatırken gülümsüyor: Bu benim kutsallığına inandığım bir dava, ben geçmişi geleceğe bağlayan bir köprü üstünde hiç durmadan yürüdüğümü düşünüyorum. Kimi zaman yanımdakiler yarı yolda düşüp ölüyor, kimi zaman başka yollara sapıyorlar, kimi zaman koşarak geri gidiyorlar ama yanımda hep birileri var ve bu hiç değişmeyecek.

\n

Hoşça kalındiyorum, az sonra genç bir grupla buluşacağım, kendi imkânlarıyla kendilerini anlatan bir film yaptılar. Adını hep birlikte koyacağız, en iyi ad şimdilik,Ben de Sıkılmaktan Sıkılıyorum!Dostlarımdan, genç bir ülke olduğumuz için özellikle gençlerin isteklerini, içinde bulundukları durumu anlamak isteyen firmaların yaptırdıkları anketlerin sonuçlarını aldım. Firmalar için bu anketler hayati değerde, ona göre üretim ve satış stratejilerini belirliyorlar. Ben de kendime düşen bölümüyle ilgili olarak yola çıktım. Benim bölümümde tüm anketlerde gençlerin çok sıkıldığıyazılı. Evet sıkılıyorlar ve işte yaptıkları bir filmle bunu anlatmaya çalışıyorlar.

\n

Bir küçük odada bulunan yedi genç, evet hepsinin ortak noktası sıkılmak. Özlem, az önce geldi, kendi yaşam masraflarını çıkarmak için, cuma-cumartesi Beyoğlunda sabaha kadar açık bir barda barmenlik yapıyor. Gözleri uykusuzluktan çakmak çakmak, Bize bir rol biçildidiyor, bunların hiçbir idealleri yok, hiçbir inançları yok! Biz de hiç itiraz etmeden bu rolü kabullendik. Tuhaf, yapay bir hayatın içinde yaşamaya başladık, aşk desen aşk değil, arkadaşlık desen arkadaşlık değil. Bizim hiçbir şeye güvenimiz yok, bizim yani en azından benim hiçbir geleceğim yok.

\n

Ben kendimi sonbaharda düşmek üzere olan yapraklara benzetiyorum, biraz hızlı bir rüzgâr esti mi, savrulup gideceğim. Nereye bilmiyorum?

\n

Özlemin durumu iyi, oradakiler böyle diyor, en azından bir işi var, açıköğretimde okuyor ve annesiyle birlikte kalıyor, en azından sığınılacak bir anne kucağı, sofrada bir tas yemek var. Oysa Filiz, haftanın her günü başka bir arkadaşında kalıyor, onun ailesi taşrada, arkeoloji okuyor ama şimdiden bunun hiçbir işe yaramayacağına karar vermiş, bulduğu her işi yapıyor, en çok da garsonluk.Sıkılmaktan iyidirdiyor, iş yaparken en azından sıkılmayı unutuyorum, yoruluyorum en azından ve leş gibi uyuyorum. Hayatımdaki en güzel şey, dans etmek, bu nedenle ev tutamıyorum, topladığım para bir modern dans okuluna ancak yetiyor. Tek bir gün, sadece tek bir gün hallerimin kızı oluyorum.

\n

Biz bunları konuşurken biri yüksek sesle, Hadidiyor, şu hepimizi anlatan filmi izleyelim. Sıkılmaktan sıkılanları…”

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları