Köksal Özbek

Rekabetteki Garabet

15 Ocak 2013 Salı

\n

Bu pazar, Trabzonda idim. Fenerbahçenin 1461 Trabzon ile oynadığı maçı seyrettim. Yerim, protokol tribününde, Fenerbahçelilere ayrılan sıradaydı. Yanı başımızda bir şekilde dâvetiye bulan heyecanlı, sıradan, bir parça kontrolsüz ahâli vardı. Müsabakayı kısaca özetleyip, sahadakileri ve tribünlerdekileri betimlemek istiyorum. 1461 Trabzon, genç ve enerjik bir takım... Çoğu insanın tarif ettiği üzere, eski, efsânevi Trabzonspor gibi olmasa da, çabuk ve hızlı bir kadrosu var. İlk devre, sahaya hâkim idiler. Önemli gol pozisyonuna girmemiş olsalar da, heyecanla çırpınıyorlardı. Deneyimli spor adamları, onların, son yirmi dakikadaki kondüsyonlarını merak ediyorlardı. Gerçekten, Stochun harcadığı iki gol fırsatını takiben, Semih, ilk golü, hemen akabinde de Kuyt, ikinci golü attı ve beklenen oldu. Doğal olarak, uluslararası düzeydeki bir ekip, genç kardeşlerini önce yordu, sonra yendi. Ancak, zaten maç boyunca seyircinin tutumu, genç Trabzon ekibinin oyuna konsantre olmasını engelledi. Seyircinin sahadaki oyunla pek ilgisi yoktu. Koro halinde, küfür edebiyatının şaheserlerini üretmekle meşgul idiler. Sahaya, devamlı olarak yabancı maddeler atarak, semt pazarı sonrasının moloz yığını benzeri görüntüler oluşturdular. Hele bir 61. dakika tutkusu var ki, stat, savaş alanına döndü. Fenerbahçe, bu tür karmaşaya göğüs gerebilecek deneyimli bir takım idi. Fakat 1461 Trabzon, akıllı konsantrasyonla, belki de beraberlikle ayrılacakları karşılaşmayı, seyircisi sayesinde(!), kolayca kaybetti. Manzarayı, endişe ile izledim. Gördüğüm kadarıyla, geleneksel Fenerbahçe Trabzon (ve Trabzonspor) rekabeti, kin ve düşmanlık sınırını geçmek üzere... Ortamın bu duruma gelmesinde, bir kısım yöneticilerin sorumsuz beyanlarının rolü çok büyük. İmam-cemaat meselesi gibi... Trabzonda başta dostumuz Sadri Şener olmak üzere Nevzat Şakar ve Hasan Yenerin (triyumvira) dikkatsiz söylemleri, ateşli Trabzon seyircisini tahrik ediyor diye düşünüyorum. Ayrıca, Trabzonspor, başarılı geçmişe sahip, güçlü bir camiadır. Sanal şampiyonluklara ihtiyacı yoktur. Her zaman, şampiyon olabilecek potansiyele sahiptir. Yöneticilerin, rakiplerinin 17 maçta 16 galibiyet ve bir beraberlik kazanarak, oyuncularının alın teriyle kazandığı başarıya, hırsızlık olarak lanse etme hakkı yoktur. Yirmi gün sonra, Trabzonspor-Fenerbahçe maçı var. Tansiyonu düşürmek için, elbirliği ile gayret göstermeliyiz. O gün seyircinin, 1996da, Trabzonsporlu oyuncuların üzüntülerine tercüman olarak birçok çevrenin eleştirisine maruz kalan Aykut Kocaman gibi bir centilmene, küfretmek değil, alkışlamak durumunda olmasını temenni ediyorum.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Suikast Girişimi 12 Nisan 2015
Yetiş Ey Futbol! 10 Ocak 2014
Bize Göre 4 Aralık 2013

Günün Köşe Yazıları