Spor yöneticilerinin beyanları, içerikleri ve biçimleri ile beğeni de kazanabilir; istenmeyen tepkilere de neden olabilir. Bu yüzden, idareciler, birçok yönden, özen göstererek demeç vermeli ve kritik dönemeçlerde, ‘espri’ dahi yapmamalıdırlar. Son günlerde, iki önemli yönetici dostumuzun söylemleri, hedef aldıkları büyük kulübümüz tarafından, görmezlikten, duymazlıktan gelindi ve hoşgörü ile karşılandı. Bursaspor’un değerli başkanı İbrahim Yazıcı, “Fenerbahçe’ye iki puan kaybettirip, Trabzonspor’a geçen seneden kalan borcumuzu ödedik” dedi. Yani, kendi takımının çıkarları doğrultusunda, lig sürecini düşünerek bir efor planlaması yapmak yerine, geçen sene Trabzonspor’un ligin son maçında Fenerbahçe’ye karşı yaptığı ‘Majino’ savunmasıyla sağladığı beraberlik sonucunda, Bursaspor’un şampiyonluk ikramiyesine uzanmasına karşılık, kendilerinin de, ‘Pirus’ zaferi kazanmayı hedefleyen aşırı bir performansı göze aldığını belirtti. Nitekim, enerji ve konsantrasyon birikimini, Şükrü Saracoğlu Stadı’nın zeminine gömen Bursaspor, sonraki hafta kendi sahasında, Antalyaspor’a açık farkla mağlup olmaktan ve ertesi hafta da, Trabzonspor’a yenilmekten kurtulamadı. Trabzonspor Başkanı değerli dostumuz Sadri Şener de, memleketi Tonya’ya heykeli dikilen Temel’in fıkraları gibi bir demeç verdi ve “Fenerbahçe’ye medya, bize Allah yardım ediyor” dedi. Sadri kardeşimin, espritüel konuşma üslubunu biliriz ve ilgiyle karşılarız. Lakin, Tanrı’nın taraf tuttuğunu ifade etmek ‘abesle iştigaldir’ diye düşünüyorum. Fenerbahçe’nin güzide rakibi Trabzonspor’un destekleyicilerini, ‘kullar’ arasında aramak daha gerçekçi olacaktır. Trabzonspor’un başarılı gidişatında önemli bir hisse, antrenör Şenol Güneş’in gayretlerinde ve ona güven duyarak yetki veren Sadri Şener ve yönetiminin desteğindedir. Ancak, Güneş, aynı, Trabzonspor’da kaleci olduğu yıllarda, genellikle bire sıfırlık galibiyetlerle ulaştığı şampiyonluklara, antrenör olarak da yine bire sıfırlık sonuçlarla ulaşabilecek midir; buna otuz dördüncü maçı bitiren düdüğü duyduktan sonra şahit olacağız. Her şeye karşın, hangisi şampiyon olursa olsun, hem Fenerbahçe’yi hem de Trabzonspor’u takdir ve tebrik etmek gerektiği kanısındayım.