Fenerbahçe, İBB ile oynadı ve kazandı. Tahmin edilen oldu; Fenerbahçe galip gelmek için, rakibi ise galip getirmemek için oynadı. Sonuç itibarıyla hakeden, 3 puanı aldı. Aslında teknik analize meraklı birdolu ‘gizli teknik direktör’ yazar olduğu için, sütunumu bu yönde işgal etmeyi doğru bulmuyorum. Bendeniz, oyun sırasında gözlemlediğim birkaç olaydan ve buna bağlı şekilde birkaç kişiden söz etmek istiyorum.\n

Maçın hakemini tanıyoruz. Tutarlı kişiliğe sahip, beyefendi bir insandır. Bilerek bir takımı kayıracağını düşünemem. Fenerbahçe taraftarının sürekli şekilde tepkisine maruz kaldı. Esas açısından, bu tepkileri hak ettiği söylenemez. Sonuca etki etmeyen bazı yanlış kararları oldu. Her hakemin başına gelebilir. Lakin, sanki ‘çiçek pazarından’ aldığı sarı laleleri Fenerbahçeli oyunculara dağıtırcasına kart kullanmasından seyirci pek hoşlanmadı.\n

Baroni, Kayseri maçındaki gol kaçırma skandalının kendisinde yarattığı travmayı, bu karşılaşmada attığı golle atlattı sanırım. Gizli golcü Bekir, yine tabelayı değiştirdi. Ancak, gol sonrası sergilediği, taraftarlarla senli-benli manzara hoş değildi.\n

Kanında bir nebze Galatasaraylılık dolaşanların bazıları, nedense Fenerbahçe’yi görünce kontrolü kaybedecek duruma giriyorlar. Üniversiteden arkadaşım olan bir Galatasaraylı var. Hem lise mezunu, hem de kulüp üyesi. Bir gün, ‘‘Benim Galatasaraylılığımdan fazla, Fenerbahçe düşmanlığım önceliklidir’’ demişti. Hâlâ anımsayınca hayret ederim. Bülent Korkmaz da sanırım aynı dertten mustarip... Oyuncularını, bir Cimbom gibi motive etmiş görünüyordu. Soyadı Korkmaz amma, Fenerbahçe’den korktuğu heyecanından belli oluyordu. Kulübe önündeki çizgiden çıkması, hatta bazan maç oynanırken taç çizgisinin üzerinde durması, el-kol hareketleri, oyundan sonra Caner’in elini sıkmayı reddetmesi, olumsuz görüntüler meydana getirdi. Dördüncü hakemin, Bülent Korkmaz’ın ihlallerini seyredip, uyarıda bulunmaması da başka bir yanlışlıktı. \n

Bir dolu olumsuzluk sıraladım. Ancak, yine dün aldığımız bir haber olağanüstü zarafetiyle hepsini örttü. Aşırı yağmur nedeniyle ertelenen Akhisar-Antalya maçı sürecinde, kapalı tribünde yer alan Akhisar seyircisinin, açık tribünde yağış altında kalan Antalya seyircisini yanlarına davet etmesi, göz yaşartıcı bir ‘fair play’ örneği idi. Böylesi haberler alınca, insanın, ‘‘Spor dostluk demektir’’ söylemine inanası geliyor.