Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat kirikkanat@mgkmedya.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yorumsuz Müebbet

15 Ocak 2012 Pazar
\n\n\n

Merhaba Değerli Mine Hanım, Yirmi beş yıllık Cumhuriyet okuru olmamın dışında, sizin farklı gazetelerde çıkmış olan yazılarınızın hemen hemen tamamını okudum. Bu nedenle, bir dost, bir tanış olarak görüyorum sizi.

\n

Sol politik bir davadan, on beş yıldır hapishanedeyim. Yaşım kırk. Akhisarlıyım. Hapislik yaşamım Buca, Bergama ve son on yılım da Kırklar 1 Nolu F Tipinde geçti. Son 6 yılı şu anda bulunduğum tek kişilik hücrede geçirdim. Burası 8 m2lik bir yer. Beş adım boyu, iki adımlık eni var. İçine banyo, yatak, dolap da dahil. Küçücük dolaba hem giysilerimi, hem de bazı yiyecekleri koymak zorundayım. Günümün ve gecemin burada geçtiği, geçeceği dikkate alınırsa, sorunun algılanması daha kolay olacaktır.

\n

Konunun; hukuki, fiziksel, psikolojik, tıbbi ve insani yönleri var. Anlatılmaya muhtaç bir tablo var. Yazmaya, hücredekitekadamın bir resmini betimlemeye çalışacağım. Ne kadar beceririm, bilemiyorum. Umarım sizin için sıkıcı olmaz. Pek çok yönden her insan gibiyim. Umutlarım, özlemlerim, beklentilerim, gözlemlerim, yoksunluklarım, gereksinimlerim... var.

\n

***

\n

Hücredeki zamanımı olanaklarım, bilincim, zorunluluklarım oranında anlamlı ve verimli kılmaya çabalıyorum. Hukuki açıdan girelim bakalım:

\n

Var olan anayasayı ortadan kaldırıp onun yerine halkçı, demokratik bir anayasa getirmeye çalışmak suçundan çarptırıldığım idam cezası, ilgili yasada yapılan değişiklik sonucu 2005 yılında ağırlaştırılmış müebbetolarak düzenlendi. Bu düzenlemenin pratik yansıması şunlar:

\n

Ölünceye dek tek başıma hücrede tutulmak. Bunun 6 yılını tamamladım. Ne kaldı? Bilmiyorum. İnsan ne zaman öleceğini bilmiyor ki!

\n

Diğer tüm tutuklu ve hükümlülere ayda dört kez tanınan aile ziyareti hakkı, benim için ayda iki kez. Ancak ailemin ekonomik durumu iyi olmadığı için annem, babam 6 ayda bir kez gelebiliyorlar. Diğerlerine haftada 10 dakika verilen telefon hakkı, benim için iki haftada bir 10 dakika. Diğer hükümlülerin ikinci, üçüncü dereceden akrabaları ziyarete alınırken, bana yasak. Onların fazladan üç arkadaş ziyaretçi hakkı varken, benim yok.

\n

Kurum içindeki sosyal ve eğitim amaçlı çalışmalara katılmam, yasak. Ben altı ayda bir yalnızca aile ya da avukat ziyareti dışında tek kişilik hücremden çıkmıyorum, çıkarılmıyorum. Günümün, gecemin tamamı 8 m2lik alanda geçiyor. Fiziki koşulların, yoksunluklarımın, sosyal iletişimsizliğin sonuçları hipertansiyon, reflü, miyopi, kas ağrıları, karamsarlık ve ciltte kaşıntı biçiminde yansıyor. Bunların tamamıyla ilgili hastaneden heyet raporum var. Ancak yaşam koşullarımın iyileştirilmesi isteğime hep olumsuz yanıtlar verildi. Dilekçelerim, başvurularım sonuçsuz kaldı.

\n

***

\n

Ben de kendi çapımda yaşamımı katlanılır ve anlamlı kılmaya çalışıyorum. Okuyorum. İngilizce çalışıyorum. Öncesinde biraz temel vardı. Son bir yıl içinde yoğunlaştım ve hızlandırdım. İyi gittiğime inanıyorum.

\n

Kitaplar konusunda, tam bir okuma tutkunuyum. Ulaşabildiğim, edinebildiğim ölçüde kitap okuyorum. Günde üç yüz sayfayı buluyor, bazen. Elbette hiçbir güzellik ve insan hali, bana da yabancı değil. Sizin de edebi anlamda üretken bir insan olduğunuzu biliyorum. Mahpusluk arsızlığı hakkımı kullanarak sizden de kitap isteğim var. Önceki yıllarda Feyza Hepçilingirler, Güldal Mumcudan kitaplar almıştım. Sevgiyle anmak istediğim Duygu Asena ile mektuplaşırdık. Her yıl vefakârca kitap hakkımı unutmazdı. Anısına saygıyla.

\n

Aydınlanma mücadelesinde kadın yazarlarımız aslında eforları, incelikleri, güçlü gözlem ve yorumlarıyla erkeklerden daha öndedirler. Ulaşabildiklerimi sevinerek, merakla takip ediyorum. Siz de ülkemizin gerçekliğine, nereden gelip nereye gittiğine vakıf olan az sayıdaki insanlardan birisiniz. Daha önemli olanın, yazamadıklarım olduğunu tahmin edersiniz. Karanlığın mimarlarına oranla birbirimizi sahiplenmede çok eksik kalıyoruz. Bir kitap, bir kart, bir selam, bir satır not bile yeri gelir, dünyaya bedel olabilir.

\n

Sizin aracılığınızla değerli Cumhuriyet ailesine sevgilerimi de iletmiş olayım. Oradaki ilişkilerin, samimiyetin diğer basın kurumlarından farklı olduğunu biliyorum. Bu önemli fark hep vardı ve olacak.

\n

Sanırım yeni yılın ilk mektubunu benden almış olacaksınız. Her ne kadar dilemekle olmuyorsa da, iyi, mutlu bir yıl diliyorum size. Selamlar, sevgiler.*

\n

\n

SÜLEYMAN EROL

\n

1 Nolu F Tipi Cezaevi / A-Tek-10

\n

Şirinyer/İzmir

\n

*Mektubun kısaltılmış halidir.

\n\n\n

‘G’ NOKTASI

\n\n\n

Bazen göz kırpar ormanın içinden

\n

Göremediğim yeşil, suyunu içemediğim pınar

\n

Ve günlerin koynunda büyüttüğüm hasret

\n

Na şuramda durmaksızın kanar

\n

Küllenmez içimin koru, yanar yanar

\n

Bir saka şakır ötelerden

\n

Akşamın alacası iner erkenden

\n

Ben gülümserim yitik ufuklara

\n

Romatizma sızılarım dinmeden

\n

Koyun kokuyor lodos

\n

Demek ki sürü geçiyor yakından

\n

Derinlerde ezan okuyor müezzin

\n

Demek ki köye gidiliyor bu yoldan

\n

Köyümden bir kırıkselam

\n

Kaç kez incitilmiş kelam

\n

Arada parlak çelik tel

\n

Kabzayı kavrayan muhafız el

\n

Ve toprak kokan aşina yel

\n

Müdavimdir her gün bu sahneye

\n

Kasvet ne zaman geleceğini iyi bilir

\n

Viran olası bu çelik haneye

\n

SÜLEYMAN EROL

\n\n\n

Özgürlük, dünyada tek bir insan tutsak kaldıkça bitmeyecek bir zindan cezasıdır.

\n

ALBERT CAMUS

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Buzdolabı sendromu 7 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları