Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Türkiye’nin Suriye sorunu!

17 Ekim 2019 Perşembe

Barış Pınarı Harekâtı’nın 9. gününde sürpriz yok! Hangi ülke nasıl davranması gerekiyorsa öyle davranıyor.
Şöyle bir önerme yapalım:
Öcalan’ın, 1998 sonbaharında Suriye’den çıkarıldıktan sonra izlediği güzergâhı gözünüzün önüne getirin, bu güzergâhta ona destek veren, devreye giren, ağırlayan ülkeleri, büyükelçilikleri alt alta yazın, sonra Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde terör örgütlerine karşı verdiği mücadeleye karşı çıkanları alt alta yazın...
Arada büyük bir fark görmeyeceksiniz.
Bunda şaşıracak bir şey de yok.
Bütün mesele bizim kalbimizle düşünüp beynimizi nadasa bırakmamız!
Türkiye, “PKK bir terör örgütüdür” cümlesini Avrupalılara, Batı’ya söyletebilmek için yıllarca uğraştı. Büyük bir diplomatik mücadele verdi, sonunda söyletti. Söyletti de, onların bu tür örgütlerle bağını tümüyle kesmesini sağladı mı? Sağlamadı, ama sahalarını daralttı, adım adım örgütün propaganda gücünü de indirdi.
Şimdi benzer bir yol Türkiye’yi bekliyor. Buna hazırlıklı olmak gerekiyor. Harekâtın ilk gününde, her olasılığı dikkate almak gerekir, derken kastettiğimiz birkaç gündür yaşadıklarımızdı.
1- Ortadoğuluları paylayan, Ortadoğu’yu paylaşan ABD ile Rusya’nın Münbiç’te buluşması...
2- Kaderini küresel aktörlere bağlamış Şam yönetiminin kuzeyde belirivermesi...
3- Hiçbir konuda anlaşamayan Arap Birliği’nin Türkiye’ye karşı blok oluvermesi...

***

Yukarıdaki üç maddenin devamında küresel algı şuraya doğru gidiyor:
Türkiye’nin Suriye sorunu!
Az daha ileri gitseler, “Türkiye sorunu” diyecekler...
Açmak gerekirse şunu yerleştirmeye çalışıyorlar:
Efendim, Türkiye, Suriye’de sık sık sorun çıkaran bir ülke haline geldi. Anladık, terörle mücadele çok önemli. Türkiye de bundan çok çekmiş bir ülke, ama terörü yok edeceğim diye bölgede yeni bir kaosa neden oluyor. İstikrarın daha da bozulacağı bir yöne gidiyor. Derhal harekâtı durdurmalı...
Bunu söyleyenlere sormak gerekir:
Suriye’nin kuzeyinde bir istikrar vardı da Türkiye mi bozuyor?
Bu soruyu sorarken de Suriye’de hangi ülkenin ne yaptığını iyi not etmek ve hatırlatmak şart.
Türkiye’ye yönelik bu harekâta aynı dilden yanıt vermek sorunu çözmez. Uzun zamandır içine düştüğümüz hüzünlü yalnızlığa son verecek başka bir harekât gerekiyor.
Güncel bir örnek verelim: ABD, Suriye’nin bir yerinden başka bir yerine çekilirken haber şöyle başlıyor: “ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri...
ABD, uluslararası hukuka göre Suriye’de bir koalisyon gücü olarak var. 2014 yılında ABD’nin, “Yanımda olmazsanız Irak’ta doğup Suriye’de canavarlaşan IŞİD sizi de yakar” diyerek oluşturduğu koalisyonun içinde şu ülkeler var:
Fransa, İngiltere, Avustralya, Belçika, Danimarka, Norveç, Kanada, Japonya, Polonya, Macaristan, Romanya, Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar.
Merak ettim, Norveç neyle koalisyonda yer almış diye; 5 asker yollamış. Yanlış okumadınız 5, yani beş.
ABD’nin o beş askere cephede ihtiyacı mı var? Hayır...
Ama masada var. Sorulunca diyor ki:
Ben Suriye’ye tek başıma gidip IŞİD’le mücadele etmiyorum, 20’den fazla ülke de bana omuz veriyor.
Rusya, “Arkamda koalisyon var” demiyor, ama şunu söylüyor:
Arkadaşlar, Şam yönetimi bir karar almış, beni çağırdı. Gel, yanımda ol, terör belasını birlikte çözelim dedi. O kadar yürekten çağırdı ki dayanamadım geldim. Valla yarın git derse giderim...

***

Yukarıda anlattığımız tabloda Türkiye yapayalnız duruyor.
Bunu aşmalıyız.
Topunuz gelsin, yeneriz” yöntem değil.
İşte örnek: Azerbaycan’da yapılan Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları, Türk Konseyi Zirvesi’nden, Barış Pınarı’na destek kararı çıkınca birinci haber oldu. Bu zirvenin yedincisi yapılıyor.
İlk zirve 1992’de yapılmıştı. Her yıl yapılıp devamlılığı olsa 27’ncisi olacaktı. AKP yıllarca o coğrafyayı öteledi. İlk başta kurulan bağ güçlendirilerek sürseydi... Son zirveden önce diyalog kurulsaydı... Azerbaycan bir “cevan oğlan”, Türkmenistan “yağız at” gönderseydi...
Fena mı olurdu?
Sahada değil, masada ihtiyacımız olduğundan...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Asgari ortalama ücret! 12 Aralık 2024
Atatürk bakışı gerek 11 Aralık 2024
BOP’ta yeni süreç! 10 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları