Mustafa Kemal Ulusu

Futbol gezintisi

24 Şubat 2019 Pazar

VAR ile ilgili yazıma, futbol camiası ve hakem kardeşlerimden çok olumlu yorumlar aldım, kendilerine teşekkür ederim. Hele hele bu haftaki maçlardan sonra VAR’ın ülkemizde ne denli tehlikeli olduğu ortaya çıktı. Hem sahada hem odada kriz vardı.
Hep söyledim; ülkemizdeki futbol anlayışı, felsefesi, eğitim düzeyi VAR’a uygun değil. Bırakın “Avrupa’da da VAR uygulanıyor” demeyi; sen önce eğitim semineri yap, sonra VAR’ı getirirsin!
VAR bence futbolun ruhuna da aykırı. Bakın Robin van Persie ne demiş: “VAR kararından hiç hoşlanmıyorum. Çünkü gol attığım zaman sevinemiyorum. Çünkü hakemin VAR kararını bekliyorum.” Düşünebiliyor musunuz? Bir final maçı ve son dakika gol oluyor; futbolcular sarmaş dolaş, sonra hakem VAR’a gidiyor ve gol iptal. Düşünsenize futbolcuların, sonra da seyircilerin halini! Umarım bu tip bir olay yaşamayız!
Yeni MHK’miz de hayırlı olsun. MHK, zaten bir dönme dolap gibi. 3-4 hakem kardeşim gidip geliyor, Allah yardımcıları olsun. Hele hele bazılarının önceki ve şimdiki TFF başkanlarıyla ters düştüklerini hatta ağır söylemlerde bulunduklarını düşünürsek!
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un konuşmasını dinledim, bir kere daha kendisini kutluyorum. Tam bir başkan, hatalarını söylüyor, kimseyi suçlamıyor ve TFF’nin üyesi Nihat Özdemir’i öylesine kibarca tenkit ediyor ki bayıldım. Kısaca diyor ki “Hiç yakışıyor Nihat Kardeşim!
Gelelim şimdi önemli bir başka konuya; Galatasaray’ın 11 yabancıyla sahaya çıkması çok kişi gibi beni de çok üzüyor. Nerede o altyapısından 5-6 isimle UEFA Kupası’nı alan takım, nerede şimdi ki Galatasaray! Olacak şey değil, nereye kadar bu yabancı hayranlığı! Onlara verilen milyon Avro’larla UEFA’nın ceza tehdidi de ayrı mesele! Başkan, yönetim hele Fatih Terim nasıl görmüyor bu konuyu, anlamak mümkün değil. 11 yabancılı Galatasaray’ın geçmişine bakayım dedim; Kulübün kuruluşu 1905 ama Mekteb-i Sultânî’nin kökü 1481’lere dayanıyor. Kurucu başkan Ali Sami Yen de o günleri şöyle anlatmış:
1905’te edebiyat hocamız Mehmet Ata beyle bir futbol kulübü kurmaya karar verdik. Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge bir isme sahip olmak ve Türk olmayan ecnebi takımları yenmekti.
Bu konuda Vakıfbank Kültür Yayınları’ndan Melih Şabanoğlu’nun ‘Kuruluş’ kitabında bir paragraf dikkatimi çekti: “4 sene üst üste şampiyon olduk, Avrupa’nın kralı olduk.” şeklindeki tezahürat da Galatasaray’ın kuruluş vizyonunu ortaya konuyor.
Böyle bir idealle kurulan G.Saray’ın ilk 11’indeki 11 yabancı içinize siniyor mu? Benim sinmiyor. Ne güzel ve ne idealist ne milliyetçi müthiş Türklermiş Ali Sami Yen bey ve arkadaşları, her şeyi söylemişler! Bundan sonrası başkan ve yöneticilerin kararıdır. Ben eski Futbol Federasyonu Başkanı olarak sadece onlara yol gösterici önerilerde bulunurum ama bu benim görüşümdür. Değerli yöneticilerin kararlarına her zaman saygı duyarım.
Ne var ki son yıllarda bilhassa 4 büyük külübümüzün ve TFF’nin hali pek iç açı değil hatta çok çok kötü. Çok değerli iki spor adamımızı bu hafta toprağa verdik. Biri benim Spor Bakanı’yken bakan danışmanlığını yaptığım sevgili arkadaşım, dostum Fikret Ünlü’ydü. Tam bir sporcu ve Spor Bakanı’ydı. Diğeri de son anda Beşiktaş’la mukavele imzalarken noterden kaçırılarak Fenerbahçeli olan ve Milli Takım’ın da gol yükünü çeken Abdullah Çevrim kardeşim. O da benim çok yakın bir arkadaşım ve dostumdu, dünya beyefendisiydi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tarihi sınavdayız 3 Nisan 2020
Sınıfta kaldık 27 Mart 2020

Günün Köşe Yazıları