Neden Belediye Başkanı Olmak İstenir?

17 Aralık 2013 Salı

Yerel seçimlere çok az kaldı. Kendine güvenenler belediye başkanlıklarına aday adayı oldu. Birçok yerin adayı belirlendi. Bakanlar, milletvekilleri, mevcut başkanlar, onların yakınları aday veya aday adayı. Bu seçimlerin önemine atfen aday adaylarının çokluğu pek şaşırtıcı değil. Merak edilen, belediye başkanı olmak istemenin arkasında yatan gerekçelerin ne olduğu. CHP’den İstanbul başkan aday adaylarından tanıdığımız bazı isimlerle bu konuyu araştırdık.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile geçenlerde bu konuda uzun bir söyleşi yaptık. Bu söyleşide kendisine şu soruyu sordum: “Partide önemli bir isimsiniz, neden İstanbul Belediye Başkanlığı?” Kendisi uzun yıllara dayanan deneyimi ile rant şehri haline gelmiş İstanbul’un kaderini değiştirmek istediğini, İstanbul’un kent olmaktan çıktığını, plan yetkisinin ondan fazla kamu birimince paylaşıldığını, bunun İstanbul’un talan edilmesine neden olduğunu, mutlak olacağı söylenen depreme karşı hazırlık yapılmadığını ve belediyecilik yeteneğini, bugüne kadar kötü yönetilmiş İstanbul için kullanmak istediğini belirtti.
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ise 20 yıldır başkan ve yine aday adayı. Kendisine “Uzun yıllardır yorulmadınız mı” diye sorduğumuzda, “Halka hizmetten yorulmak söz konusu olabilir mi? Daha var olan enerjimiz ve yüzde 70 oy potansiyelimiz nedeniyle bu göreve talibim” cevabını alıyoruz.
Kadıköy’den aday adayı olan başka bir isim Prof. Ali Kahriman. “Akademisyen ve maden mühendisi olarak yerel yöneticiliği neden istiyorsunuz” diye sorduğumuzda şu cevabı alıyoruz: “Halka hizmet için yerel yönetimler çok önemli. Bu konuda çok heyecanlı ve istekliyim. Kariyerimi halkın emrine sunmak istiyorum.”
Beylikdüzü belediye başkanlığına aday adayı olan Erkan Koçali bir işadamı. Her şeyi var. Ona da “Neden aday adayı oldunuz” diye sorduğumuzda; yıllardan beri siyasetin içinde olduğunu, işadamı olarak devlete ve halka yeterince hizmet yaptığına inandığını ve artık yerel yöneticilikle de halka hizmet ederek bir misyon üstlenmek istediğini belirtti.
Ataşehir’den aday adayı olan Sefa Sarısoy da bir işadamı ve makine mühendisi. Kendisi İstanbul’un ve yoğunluklu bölgelerinin rantın kaynağı haline geldiğini, kentsel rantın halk tarafından paylaşılmadığını, arsa ve inşaatların halkın yoksullaşması pahasına talan edildiğini ve bunun önlenmesine kendini adayacağını ve sosyal adaletin yerel hizmetlerle sağlanabileceğine inandığını ve onun için başkan olmak istediğini belirtti.
Maltepe Belediyesi Başkanı Prof.Dr. Mustafa Zengin, bir kalp cerrahı. İyi bir doktor. Bir dönem belediye başkanlığı yaparak bu yönüyle de halka hizmet etti. Yine aday adayı. Belediye başkanları da birer cerrah, diyor.
Bakırköy’den Oğul Aktuna. Rahmetli Yıldırım Aktuna’nın oğlu. Amerika’da eğitim görmüş “Siyasetçi olmak için yaratıldım, genlerimde bu var. Plazalarda çalışmak istemiyorum. Dışarıda aldığım eğitimi halkın yararına kullanmak istiyorum” diyor.
Siyaset bir yönetim sanatıdır. Gerçi bizde sanat olmaktan çıkıp başka bir zanaat haline gelmiş olsa da devlette ve özelde bulunan birçok değerli insan siyasetin içinde olmak ve halka hizmet etmek istiyor. Anlaşılan. AKP döneminin mental yorgunluğu ve rant ekonomisi de CHP aday adaylarının çok olmasının başka bir sebebi. Yoksa işini gücünü, kariyerini insanlar neden bıraksın? Bu seçimlerde aday adaylarının çokluğu bir zenginlik. Uygarca bir iddia ile başkan olmak istediklerini söylüyorlar. Bizce aday olarak seçilmeseler bile bu iddiayı koyanlara saygı göstermek ve CHP’nin gelecek vizyonunda yer almalarını sağlamak da şart.
Ancak adayların belirlenmesinde seçim kriterlerinin objektif, adil, ülkeye ve bölgeye yararlı olması temel alınır umarız. Çünkü demokrasi ve çağdaşlık treni ortaçağ istasyonuna birkaç durak sonra varacak. Üstelik son durak öncesi tehlikeli bir köprüden de geçecek...
Not: Gürsel Tekin ile yaptığımız söyleşi Teori dergisinin ocak sayısında yayımlanacak.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları