Aydın düşmanlığı ve iktidarın tüccar terzileri

Aydın düşmanlığı ve iktidarın tüccar terzileri

23.10.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

‘Aydın’ denilen bir kavramın icadı ile ‘aydın düşmanlığı’nın tarihi aynı zamana denk düşer. Zaman içinde ‘aydınlanma merkezli düşünce’ de, ‘aydın’ denilen kavram da çokça tartışıldı, sorgulandı, bu işin hikâyesi uzun. Diğer taraftan, modernleşme sürecinin karmaşıklığı, sıkıntıları, çelişkilerine karşı, kavrayışı dar tepkisellik, ‘aydın’ları bu işlerin tümünden sorumlu tutan ‘aydın düşmanlığı’ çerçevesinde türlü şekiller aldı. Bu hal, ‘Aydınlanma’ ve ‘aydın’ kavramının aklı başında sorgulanmasından ayrı bir haldir, sonucu aslında farklılık düşmanlığı olan aydın düşmanlığıdır.
Bu tepkisel tutum, bir ülkenin içine düştüğü darboğazlardan modernliğin ürünü olan ‘demokrasi’, ‘özgürlük’ ve ‘farklılık’ kavramlarını ve bunların taşıyıcılarını sorunlu tutar, çareyi otoriteye sığınmak ve türdeşleşme de görür. Bu tepkisellik, demokrasi ve özgürlüğü ‘kargaşa’ ve ülkenin zaafa uğramasının nedeni, farklılığı topluma ve onun özdeğerlerine ‘yabancılaşma’ olarak görür. Özgürlük talebi fitne, çoğunluk gibi düşünmeyen hain olarak tanımlanır. Modern dönemin tüm otoriter rejim savrulmalarında hikâye budur. Hitler Almanya’sı, Mussolini İtalya’sı, Franco İspanya’sı, McCarty Amerika’sı, irili ufaklı tüm yirminci yüzyıl diktatörlükleri, yirmi birinci yüzyıl başında yeni-otoriter örnekler Orban Macaristan’ı, Modi Hindistanı, hepsi hepsi aynı türküyü çağırır. Otoriter savrulma içindeki Türkiye’nin hikâyesi, bu hikâyelerden biridir, bu açıdan diğerlerinden farkı yoktur. Son ‘Mankurt’ mevzusunun, bu çerçevede anlaşılması gerekir.

Aydın düşmanlığı
Türkiye’de ‘aydın düşmanlığı’ bu döneme özgü değil, ciddi bir geçmişi var, ama AK Parti’nin son döneminde bir kez daha tedavüle girdi, dahası iyice şedit bir hal aldı. Cumhurbaşkanı öncülüğünde bu kez ‘mankurt’ tabiri ile gündeme geldi. Sebep, yüz akademisyenin Merkel’e “Türkiye’deki otoriter iktidara destek verme” mealindeki çağrı metni. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu girişimin, demokrasi mücadelesi açısından parlak bir fikir olduğunu düşünmüyorum, ama bu fikrim metni imzalamanın önünde engel olmadı, sonuçta, bu tür çağrılar otoriter rejimlere karşı dayanışma zeminleridir. Asıl vahim olan, bu olayı, “ülkesini başkalarına şikâyet” olarak okumak, imzacıları düşmanlarının kölesi haline gelmiş hainler, ‘yeni mandacılar’ olarak görmek.

AB demediniz mi?
Bana göre, bir ülke için en tehlikeli olan ‘kol kırılır yen içinde’ anlayışıdır, ‘biz ve düşmanlarımız’ veya ‘biz ve yabancılar’ ayrımının tüm siyasi telakkilerimizin önüne geçmesidir. Böylesi bir anlayış, ancak dar milliyetçilik/otoriter muhafazakârlıkla açıklanabilir. Hal böyle iken, en tuhafı, liberal, demokrat (veya kendilerine artık ne diyorlarsa) bazı ‘aydınlar’ın, bu kervana katılması. Bunlardan biri, bir dikkat çekme bağımlısı, ‘mandacılık’ suçlamasında bulunup iktidar basınına fazladan tahkimatta bulunuyor. Bir diğeri, büyük ölçüde dışlandığı sol, liberal, demokrat çevrelerden hıncını almak için olsa gerek, imzacı gruba linç kampanyasına katılıyor. Dar görüşlü milliyetçilikmuhafazakârlık dilinden güya uzak durmak için de “diyasporik ruh hali” gibi cafcaflı bir tabir kullanıyor. Bu ruh halinde olanlar “iç dinamikleri aşağılar, umudunu dış dinamiklere bağlar” tespitinde bulunuyor. Peki, “Türkiye iç dinamikler ile demokratlaşamaz, o nedenle AB gibi bir dış dinamiğin itici gücüne ihtiyaç var” diyen siz değil miydiniz?
Kısaca geçin bu iktidara yaranma gayretini gizlemek için icat ettiğiniz kurnaz lafları. Dünyaya dar bir milliyetçi-otoriter muhafazakâr çerçeveden bakan bir iktidarın tüccar terzilerisiniz, bari kimseye bulaşmayın da, kim olduğunuzu hatırlatmak zorunda kalmayalım.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017