Öner Yağcı

Yaşam kültürü ararken

12 Mart 2022 Cumartesi

Cumhuriyetin yeni bir ulus, çağdaş bir toplum yaratma yolundaki arayışı, İkinci Dünya Savaşı koşullarında kültür devrimi niteliğindeki dev adımlarla sürdü.

İyi Vatandaş İyi İnsan yetiştirmek için toplumu bilinçlendirme atılımı yaşandı.

Çağdaş insanlık değerleriyle buluşmuş bir toplum oluşturulmaya çalışıldı. 

Bunlarla birlikte Atatürk’ün ölümünden sonra cesaretlenen ırkçı ve dinci bağnazlık kendini göstermeye başladı. 

1940’lı yılların ortalarında dünya çapındaki Soğuk Savaş koşulları, çok partili yaşama geçişin sancıları ve Amerikan politikalarının yeğlenmesiyle birlikte çağdaş yaşam arayışı adımlarına “dur” dendi. 

KIRILMALAR

Toplumsal değişimlere getirdikleri bakışla çağdaş yaşam arayışını sürdüren öncü aydınların da omuz verdiği demokrasi atılımı çağdaş değerlere uygun bir adımdı. Ama Hasan-Âli Yücel’in bakanlık görevinden alınarak yerine aydınlıkçı adımların düşmanı birinin getirilmesi, eski yaşam biçimine teslimiyetten başka bir şey değildi (1946).

Yeni, çağdaş bir yaşam oluşturmak için taşın altına elini koyan birçok aydın hapislik, sürgün, işkence, işsizlik gibi zulümlerle karşı karşıya kaldı ve yeni yaşama kültürü atılımı yarıda kaldı.

Çağdaş bir devletin odaklanması gerekenin kültür politikası oluşturmak olduğu düşüncesiyle yıllar boyu direnen, ömürlerini toplumu bilinçlendirmeye veren aydınlarımız, çağdaş yaşama kültürü arayışını sürdürdü. İnsanı, toplumu, eğitimi, sanatı, dili araştırıp karanlıkları aydınlatmanın savaşımını verdi.

1960’larda yaşanan yeni Aydınlanma dalgasından sonra 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü yaşadık ve 1982 Anayasası’yla bugünlerin bağnazlığına geldik. 

BUGÜNÜN KARANLIĞI 

Aydınlığımıza “balyoz” gibi inen, aydınlık birikimimizi parça parça eden 12 Mart’ın yıldönümü bugün. 

Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken insanlığın çağdaş değerleriyle örtüşen yaşama kültürümüz karanlığa boğulmak isteniyor. 

Çağdaş yaşam kültürü arayışımızın temelinin laiklik olduğu akıldan çıkarılmamalı. 3 Mart Devrim Yasaları yolumuzu gösteriyor.

İnsanlığın yarısı olan kadının eşitliği sağlanmadan ne demokrasi ne özgürlük olur. İstanbul Sözleşmesi’ni yaşatmak görevdir. 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nden insan olan vazgeçmez. 

Akdeniz’in sunduğu en eski insandan daha eski olan armağan zeytin. Ağaçların anası, yaşam ağacı, ölmez ağaç, barış ağacı olan zeytinin para hırsına kurban edilmesi, hem tarımımızın yok edilmesi hem de insanlık ve kültür düşmanlığıdır. İzmir İktisat Kongresi (27 Şubat-4 Mart 1923) aydınlatıyor gideceğimiz yolu.

Yasaklar sürüyor: Gece müzik yasağı da yaşam kültürümüze apaçık bir saldırıdır.

Yaşasın, her şeye karşın yaşam hakkının temeli sağlık emekçilerinin 14 Mart’ı.

Yaşasın, cana can katan doktorlarımız.

İNSANLIK KÜLTÜRÜ NEREYE?

Dünyanın gündemi de ağır, kahredici. 

Dünyayı kutsal kitaplardaki cehenneme çevirmeye çabalayan bir avuç tarih, coğrafya, kültür, insanlık düşmanı egemen, zenginliklerini çoğaltarak barbarlık olan savaşla bela olmaya devam ediyor.

İnsanlığın yarattığı değerlerin, ortak kültür ürünü olduğu bilincini yok ederek kendilerini yöneten ilkelliğe teslim olan çağdaşlığın uygar(!) temsilcileri, savaşı protesto etmek için insanlık kültürünü silmeye çalışıyor.

Kültür insanlığın eseridir. Her çeşit zorbalığa karşı olan sanat ve sanatçı, savaşın nedeni değil düşmanıdır. Kendilerini çağdaş kültürün doğal mirasçısı sayanların vardığı yer, tek sözcükle düşündürücüdür.

 Atatürk’ün önermesi, yol gösterici olmalı insanlığa:

“Dünya insanları kapitalizmin açgözlülüğü ve hırsından arınmış olarak yetiştirilmelidir.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Anadolu'nun seçimi 30 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları