Galatasaray, 2012-13’ün ilk Kasımpaşa maçı ve dün akşamki Trabzonspor karşılaşması öncesi; yani 8 ay 3 günlük evredeki lig maratonunda neler yapmış, derin bir incelemeye aldım. Kendi yazılarımı da işin içine katarak itinalı, titizlikle hatta tek tek cımbızla çekerek… TT Arena’daki kadro bir önceki yıldan Hamit, golcüler Umut ve Burak dışında aynısı. Umut’un golleriyle 3 puan gelirken taraftar tatsız ayrılıyor sahadan… Deplasmanda Beşiktaş’tan alınan 1 puanda keyifsizlik hakim… Bursa’da zorluyor Galatasaray’ı Arena’da. Takıma henüz adapte olamayan Burak, attığı 3. golle ferahlatıyor tribünleri… Liderlğii ele geçiren Sarı - Kırmızılılar, Antalya’da ‘futbol şov’ yaparak ve pahalı ayak Amrabat’ın nefis oyunuyla farklı kazanıyorlar… Altıncı haftada Ordu’da frene basıp şok bir yenilgi alıyorlar… Elazığspor deplasmanına dek inişli-çıkışlı (bunun ana nedeni Ujfalusi’nin sakatlığı, sol savunma yaşanan derin sıkıntı, Burak Yılmaz’ın sahne alamaması) grafiğini sürdürüyor Galatasaray… Bu arada Beşiktaş sürpriz atak yaparak, Fenerbahçe de ensesine yapışarak zorluyor lideri. Fenerbahçe ile oynanan ve galibiyetle sonlanan derbi maçı, taraftarı nihayet coşkulandırıyor. Ünal Aysal’ın çilek diye tabir ettiği Sneijder ve Drogba transferleri de ayrı bir motivasyon oluyor Galatasaray’a. Fatih Terim’in eli daha da güçleniyor. 2013’te liderlik umutları yeşeren Beşiktaş’ı yenip, liderliği sağlama alıyorlar. Drogba da, ayağının tozuyla gitti denilen Akhisar maçını alınca, Galatasaray’da şampiyonluk lafları telaffuz edilmeye başlanıyor. O mart ayı yok mu, (Eskişehir beraberliği ve evde kaybedilen G.Birliği maçı) dert ayı oluyor. Bir de şampiyonluğa direkt etki edecek Mersin maçı adeta gidip geliyor. Terim ve kurmayları tribüne yollanıyor ama Melo ve Drogba Galatasaray’ı ipten alıyor. 29. hafta da bu kez Sneijder, deplasmanda attığı fantastik golle altın değerindeki 3 puanı getirmekle kalmıyor; ‘Şampiyon Galatasaray’ seslerini Karabük’ten Türkiye’ye duyuruyor. Vee, Elazığ, Gaziantep maçları firesiz geçilip, Fenerbahçe’de puanları sarf edince; Galatasaray Kadıköy’e 19. şampiyon olarak gidiyordu.
İsterdik ki, diğer ülkelerde olduğu gibi Fenerbahçe, Galatasaray Saracoğlu’na çıktığında ezeli rakibini, dostunu alkışlaşın, ama olmuyor! İnşallah bu fani dünyada o günleri de görürüz. Son 7 maçı üst üste kazanan ve şampiyonluğu ligin bitimine 3 hafta kala garantileyen Galatasaray’a, artık çok net şunu ithaf edebiliriz: “Demek ki hak ederek şampiyon olmuş.” Dün geceden de çok kısa söz edelim. Akşamın en olağanüstü görselliği iki takımın el ele kol kola şampiyon taraftarı selamlamasıydı. Onları bu şampiyonlukta baş köşeye oturtuyorum. Akılda sadece futbol olunca, oyunun tadına da doyulmuyor, gollere de. Galatasaray 60 yıl öncesinin tarihi formalarıyla anılar diyarına uçurdu bizi. 19. şampiyonlukta emeği geçen herkese bir kez daha tebrikler yollarken olaysız kutlamalar temenni ediyorum.