Bilim, dinsel inançlara terbiye dahilinde saygılı davranır ama bu türden inançların hatırına da bilim olmaktan vazgeçmez. Bilim nedir? İlk anlamıyla toplanmış bilginin bir yöntem olarak kullanım tarzıdır. Nesnel bilginin bulunduğu her yer ve alanda bilim yapılır. Bilim çoğuldur. Bilimin amacı, tahminler ve işlevsel uygulamalar yaparak dünyayı ve onun olgularını (fenomenlerini) bilgi temelinde anlamak ve açıklamaktır. Hem edinilen bilgiler hem de onu elde etmek için kullanılan yöntemler ve bilimsel veya katılımcı araştırmalar sırasında kullanılan kanıtlar açısından eleştiriye açıktır.

Somut verilere ve deneysel bilgiye dayanmadıkları nedeniyle bilim ve bilimci (yani bilim insanı) inançlarla uğraşmaz. İlgi alanının dışındadır. Ama dinsel bağnazlıkla donanmış inanç kıskanç ve diktatoryal olduğu için özgür ve bağımsız bilime düşmandır. Tuhaf bir durum: Bilim, dinsel inanca karşı saygılı ama dinsel inanç bilime düşmandır onu yok etmek ister..

Bu durumun en iyi örneği ülkemizin medrese kılıklı bir üniversitesidir: Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi. Bu üniversitede neredeyse her yıl laikliğin hedef alındığı, Said Nursi’nin övüldüğü Uluslararası Bilimin Işığında Yaratılış Kongresi yapılır. 

Cumhuriyet gazetesi muhabiri Sefa Uyar’ın (12 Kasım 2022) yazdığına göre yapılan son toplantısının sonuç bildirgesinde, “Materyalist felsefenin, inançsızlığı yaşam tarzı haline getirdiği” iddia edilirken kongrede “Tabiat olaylarının Allah’ın isim ve sıfatlarıyla açıklandığı” belirtilmiş. Evrim, “Herhangi bir delile ve bilimsel veriye dayanmayan bir felsefi görüş” imiş. “Atomu ilah seviyesine çıkaran” ders kitaplarının güncellenmesi gerektiği savunulmuş. 

Materyalist felsefenin inançsızlığı yaşam tarzı haline getirmesinden size ne? Evrim hiçbir bilimsel kanıta dayanmayan bir palavra imiş!... Bunları hamamda kendileri çalıp kendileri söylerken iddia etmişler. 

İrlanda Başpiskoposu Ussher, Tevrat’ın Yaratılış (Tekvin) bölümündeki açıklamalar aracılığıyla bazı hesaplamalar yapmış ve dünyanın MÖ 4004 yılında yaratıldığını söylemekteymiş. Bazıları da dünyanın yaşının yaklaşık 10.000-20.000 yıl civarında olduğunu iddia etmekteymişler. Yaratılış’ta Tanrı’nın evreni ve insan dahil canlıları altı günde yarattığı, yedinci gün dinlendiği yazar ama bilime göre yaratılış milyarlarca yıl sürmüştür.

Van’lı teologlar Darwin’den önce bu hususla ilgilenseler çok daha iyi olur! Olmaz mı? Ussher’a göre insan 23 Ekim sabahı saat 9’da yaratılmış. Ben Bertrand Russell’ın yalancısıyım.¹

AKP saltanatında MS 600’lü yılların ikliminde yaşadığımız için, bilime ve evrime karşı duranları inandırmanın devenin iğne deliğinden geçmesinden daha zor olduğunu bilecek yaşa geldim. Yolcu yolunda gerek. Benim itirazım bu türden mürteci toplantıların yapıldığı yer. Neden Nurcu bir tarikatın izbesinde değil de bir Cumhuriyet üniversitesinde yapılıyor olması.

Yoksa Said Nursi’yi âlim sayarak göklere çıkaran, materyalist felsefenin inançsızlığı yaşam tarzı(!) haline getirmesine karşı olan bu ulemaya okumaları için birkaç kitap önerebilirdim. Telos Yayınevi’ni yönettiğim sırada, Fransa’da yayımlandığı yıl 1996’da ülkemizde yayımladığım Dünyanın En Güzel Öyküsü’nü² okumalarını salık verirdim. Bununla kalmaz, günümüzden 7 milyon yıl önce yaşamış “ön insan” Australopitekus kemikleri bulunurken, bilimciler 3 milyon yıl önce yaşamış Lucy Ana’nın kemiklerini incelerken³ neden âdemoğullarının o dönemlerden kalma iskeletleri ortalıkta yok diye de sormuyorum.

 Ancak 7 Aralık 2022 tarihli BirGün gazetesinde (s.7) okuduğuma göre aynı türden mürteci programlar İstanbul Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün talimatı ile okullarda da yapılmaktaymış. Bilim düşmanlığının başında bir kadı var! Baş Kadı MEB’e şikâyet edilse ona madalya verir. Günümüz ders kitaplarının “Atomu ilah seviyesine” çıkardığını hiç sanmam ama “atom”a inanmayanlara Hiroşima ve Nagazaki’yi anımsatmak istemem.

1 Bertrand Russell, Din ile Bilim, YKY, s.37.

2 Şimdi Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından Dünyanın En Güzel Tarihi yayımlanmış.

3 Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları baskısı s.123-127.