AKP’nin reisicumhuru R.T.Erdoğan’ın siyaset dünyasına inmesinden bu yana ilk kez onun gibi düşünüyorum: “Bütün bekârlar evlense” diye temennide bulunuyorum. Bu iş emir vermekle olmaz. Askerlikte “tüffeek omza!” ya da “essas duruş!” diye komut verirsin, takım, bölük, tabur, alay, tugay şak diye komutu yerine getirir. Ben de askerlikte “Böölük dur!” diye komut verirdim. Bölük, şak diye dururdu. Askerlikten terhis olup da öğretmenliğe dönünce komut etkili olmadı. Gürültücü sınıfa, Fransızca “Taisez-vous!”, Türkçe “Susun!” diyordum ama kimse şak diye susmuyordu. Askeriye başka, okul başka...

***

Genç evlenmek iyidir. Hele meslek sahibi bir kadınla evlenirsen. Mesleksiz erkek ancak içgüveyi olur, ama herkes içgüveyi olamaz. Onun da bir raconu vardır. Kimilerine “Nasılsın” diye sorarsın, o kimilerinden bazıları “İçgüveyisinden hallice” derler.

Biz Ülker İnce ile tanıştıktan (1957) beş yıl sonra evlendik (1962). Düğün yapmadık. Babasının evinde, birkaç davetli ile yemek yendi. Ben Bornova’da askerlik yapıyordum, Ülker, İzmir Özel Türk Koleji’nde İngilizce öğretmeni idi. Evin eşyalarını Ülker hazırladı, Küçükyalı’da ev kiraladı. Gelinliği de galiba annesiyle birlikte dikti.

***

1960’larda iki öğretmenin maaşı, ev kiralık olsa da yeterdi. İnanmayacaksınız ama emekli ikramiyesi ile Ankara Aşağıayrancı’da ya da Küçükesat’ta 90 metrekarelik bir daire satın alınabilirdi. Şair İlhan Berk emekli ikramiyesiyle Bodrum’un Kumbahçe Mahallesi’nde bir ev ve bir arsa almıştı. Üstelik aldığı evi restore ettirmişti. Galiba 1972 falandı. Ben 1982’de emekli edildim. İkramiyeyi bankaya faize yatırdım ve geçinmek için de çeviri yaptım. Tanbey 1988’de ABD’ye giderken bankadaki emekli ikramiyem ancak uçak bileti almaya yetti.

***

Evlendiğimizde yaşım 25 idi, Ülker 23 yaşındaydı. Cumhurbaşkanı hükümetine emir buyursun: Ülkenin 1960’taki ekonomik ortamı ve çalışanların kazancı günümüze ışınlansın, vallahi herkes evlenir.

20’li 30’lu yaşlarda ancak AKP’nin yerden bitme yarattığı müselmaan borjiaların mahdum ve kerimeleri evlenebilir. Futbolcular, şarkıcı-türkücüler, kimi diziciler de evlenebilirler. Yavuz hırsızlar da evlenebilir. Bu konuda aklıma gelen düzgün şeyler sadece bunlar. Bunların dışında kumar oynamak, piyango almak, hırsızlık, dolandırıcık, şantaj, soygun falan da var ama kimseye tavsiye etmem. Zaten bu işlere yönelecek olanların da kimsenin tavsiyesine ihtiyacı yoktur.

***

Bir gazetede okudum: Dolandırıcılar bekârlara da el atmış. 129 liraya paket paket kısmet açma duaları satışa çıkmış. Ama Alo Fetva yetkilileri karşı çıkıyormuş. Rakip çatışması mı?

Aklıma şu da geliyor ama uygulanması için yasa ya da kararname gerekiyor. Bakın nasıl olacak: Mahalle muhtarları zengin ve yoksul kız ve erkekleri tespit edecek, bunların adları yazılıp dört torbaya konulacak ya da bir teknolojik alete yüklenecek. İkinci aşamada zengin kız/yoksul erkek; yoksul kız/zengin erkek torbaları ayrılacak ve sonra şampiyon kulüpler şampiyonası kurası çeker gibi kura çekilecek: zengin kız ile yoksul erkek, yoksul kız ile zengin erkek eşleştirilecek.

Böyle yapılamasa bile zenginle zengin evlenmesi yasaklanacak. Genç müteahhit Zeynel Somaltın ile aşiret reisi Haşimettin Fışkıoğlu’nun kerimeleri evlenemeyecek. Yoksullar arası evlilikler de kesinlikle yasaklanacak. Karma evlilik yöntemi ile servetler belli ölçüde eşitlenecek, memlekette yoksul kalmayacak. Ailelerin satın alma gücü artacak, bu sayede ekonomi güçlenecek, işsizlik azalacak. Para dağıldığı için orta sermayeli bireysel işyerleri açılacak, anonim şirketler kurulacak. Ve memleket huzura ve refaha kavuşacak. Zengin & Yoksul karma evlilikleri çocuk bakımından randımanlı olacağı için de kederli Başyüce’nin yüzü gülecek.

***

NOT EDİNİZ: Yerine tam olarak yerleşmemiş yerküre ne yazık ki insanlara zarar veriyor. Bilim adamları depreme değil ama yıkımına engel olabileceklerini söylüyor. Lakin Saray hükümeti dinlemiyor, 200 bine yakın çalışanı olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na milyarlarca liralık bütçe ayırıyor. DİP ise bütün kadrosu ile uyumakta, “anti-deprem dua kampanyası” başlatmayı bile düşünmüyor.