Özdemir İnce

Ermeni gailesi (4)

07 Mayıs 2021 Cuma

Fransa Büyükelçisi’ne mektup (*)

Sayın Büyükelçi, önce tanışalım: Ben Özdemir İnce, Fransızca ile 1948 yılında ortaokulda tanıştım. (Babam, Mersin’i işgal eden Fransızlara karşı savaşmıştı ama Fransızca öğrenmemi istiyordu.) Türkiye’de Fransız dili ve edebiyatı okudum, Paris Üniversitesi Sorbonne’a bağlı “Institut des professeurs de français à l’Etranger”de Fransız hükümetinin burslusu olarak 1965 ve 1966 yıllarında öğrenim gördüm. Bunun dışında, 1983 ve 1986 yıllarında da Fransa’nın yazınsal çalışma burslarından yararlandım. Başta Rimbaud, Lautréamont, Aloysius Bertrand, René Char gibi şairler olmak üzere birçok Fransız yazarını Türkçeye çevirdim, kitapları yayımlandı. Bundan dolayı olacak, 1990 yılında, devletiniz tarafından “Officier de l’Ordre des Arts et les lettres” rütbesiyle onurlandırıldım. 1983 yılında Mallarmé Akademisi’ne ömür boyu “yabancı üye” seçildim. Fransa’da dört kitabım yayımlandı. Beşincisi bu yıl yayımlanacak.

***

Sözü, 577 milletvekili üyeli Fransa Ulusal Meclisi’nde 45 oyla onaylanan, Ermeni soykırımını kabul etmeyenleri cezalandıran yasaya getirmek istiyorum. Öneri Senato’da henüz onaylanmadı ama o sürecin tamamlanmasını beklemeyeceğim.

Bu sütunda, bu konuda epeyce yazı yayımladım ama özellikle ikisi doğrudan doğruya Fransa ile ilgili: “Fransa Büyükelçisi Mutlu mu?” (28.01.2001), “Fransa Büyükelçisi Monsieur Paul Poutade’a Mektup” (21.12.2004). Bir de “Fransız Elçisi’nin Hac Seferi” (15.7.2005) tarihli bir yazım var.

Her yıl en azından bir kez Fransa’ya giderim. Birkaç ay sonra gene gideceğim. Bu gidişimde sorarlarsa, bizim “Ermeni gailesi” olarak tanımladığımız olayların bir soykırım olmadığını söyleyeceğim, gerekirse böyle yazacağım. Böylece bir yıl hapis ve 45 Avro para cezasını göze alacağım. Param yok! Ceza parasını ödemeyeceğim için fazladan hapis yatar mıyım?

***

Sayın Büyükelçi, Fransız tarihçi Gaston Gaillard’ın 1920 yılında Chapelot Yayınevi tarafından yayımlanan “Türkler ve Avrupa” (Les Turcs et l’Europe) adlı kitabını duydunuz mu? Bu kitap 1920’den sonra neden bir daha yayımlanmadı acaba? 1915 olaylarını, bilgi kirlenmesi olmadan sıcağı sıcağına ve tarafsız olarak yazdığı için mi yeni baskıları yapılmadı? Yazar, kitabının VII. bölümü olan “Osmanlı İmparatorluğu’nun Parçalanması” bölümünde Osmanlı-Ermeni sorununu ele almaktadır. (Kitabın 262-297 sayfalarında yer alan bu bölümün fotokopisini size göndereceğim.) Yazara göre genel olarak Doğu sorununun bir parçası olan Ermeni sorunu, Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalama girişimlerinin yanı sıra Türkleri Asya’ya kovma amaçlarından vazgeçmeyen İtilaf Devletleri’nin (İngiltere, Fransa) kasıtlı tutumları yüzünden içinden çıkılmaz duruma gelmiştir.

***

Sayın Büyükelçi, Fransa’da neden 600 bin Ermeni vatandaşınız var? Ermenistan sınır komşunuz mu? Bu soruyu sorduğum hiçbir Fransız doğru-dürüst cevap veremedi. Çünkü kendilerine gerçekler söylenmemişti; ne Justin McCarthy’nin “Ölüm ve Sürgün” (Death and Exile) adlı kitabını ne de bu kitabın sözünü ettiği  “Archives des Affaires Etrangères de France, Levant, Arménie. 1918-1919” belgelerini okumuşlardı: 1 Kasım 1918 tarihinden itibaren Çukurova bölgesini işgal eden Fransa, bölgede bir Ermeni devleti kurma vaadiyle Ermenileri kandırdı. Önce gönüllü Ermeni taburları oluşturuldu. Daha sonra, ABD, Mısır, Suriye ve Fransa’dan 200 bin Ermeni gelmesi üzerine, Fransız Doğu Lejyonu’na bağlı Ermeni Lejyonu kuruldu. Bu özel birliğe Fransız üniforması giydirildi ve eline Fransız silahı verildi. (Aynı şeyi Çarlık Rusyası 1914-1915’te Doğu Anadolu’da yapmıştı). Adı geçen birlik 1921 yılına kadar bölgede akıl almaz katliamlar yaptı. Fransa için utanç verici olan bugünleri Çukurova halkı “Kaç-Kaç Dönemi” olarak adlandırır. Yaşar Kemal’e sorun, size anlatır!

20 Ekim 1921’de TBMM hükümeti ile Fransa arasında imzalanan Ankara Antlaşması’ndan sonra Fransız işgal kuvvetleri Suriye ve Lübnan’a çekilirken yanında 50 bin Ermeni götürdü. Ardından, Fransızların Çukurova’da (Kilikya’da) yüzüstü bıraktığı Ermeniler önce Suriye ve Lübnan’a, daha sonra da Fransa’ya gitti. Fransa’daki 600 bin Ermeni asıllı seçmenin öyküsü böyledir!

Kim, kimden özür ve bağış dileyecek, Sayın Büyükelçi? Sizce Fransa’nın, kandırdığı Ermenilerden özür dilemesi gerekmiyor mu? Türkiye’den özür dilemesi gerekmiyor mu? 

(*) Hürriyet gazetesi, 1 Ocak 2012



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorumluluk 16 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları