Fen lisesine karşı imam hatip sultanisi
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Fen lisesine karşı imam hatip sultanisi

06.08.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Kiliseye paratoner takıldığı gün din-bilim tartışması sona ermiştir” (Nikola Tesla)

Fen lisesi, üstün yetenekli öğrencilerin nitelikli eğitim almaları için açılan ve fen programlarıyla desteklenen liseler. Türkiye’de ilk olarak Ford Vakfı’nın destekleriyle 1962’de Ankara’da açıldı. Ankara’yı İstanbul, İzmir ve Gaziantep fen liseleri izledi

Fen lisesi bir bilim lisesidir. Fen lisesi eğer bir bilim lisesi ise bilim nedir? Bilim, gözlem ve gözleme dayalı mantıksal akıl yürütme yoluyla önce evrene ilişkin olguları açıklama gücü taşıyan hipotezler kurma, sonra bu hipotezleri doğrulayarak yasalara ulaşma çabasıdır. Bu yasalara kuram (teori) de denir. Her kuram bilinmeyeni öğrenmek için zaman ve mekân içinde keşif yolculuğuna çıkmaktır. Fen liseli gerektiği zaman “Evet”, gerektiği zaman “Hayır” der.

İmam hatip liselerinin bilinen tanımı şöyledir: İmam hatip liselerinde normal ortaokul ve lise müfredatına ek olarak İslam dinine ilişkin mesleki dersler okutulmakta ve Sünni esaslara bağlı din eğitimi verilmektedir. 

Ben bu tanımın bir tür gerçeği gizleme niyetli olduğunu düşünüyorum. Doğru tanım şöyle olmalı: İslam dinine ilişkin mesleki dersler okutulmakta ve Sünni esaslara bağlı din eğitimi verilmekte, ek olarak da normal ortaokul ve lise müfredatı izlenmektedir.

Tevhidi Tedrisat (Öğrenim Birliği) Yasası bağlamında, hem ilahiyat fakültesine altyapı oluşturmak hem de camilere imam ve hatip yetiştirmek için 1923-1924 öğretim yılında ülkenin değişik yerlerinde 29 imam hatip okulu kuruldu. Fakat 1950 yılında iktidara gelen sağcı Demokrat Parti’den itibaren türlü oyunlarla bu dini okulların mezunlarına normal liselerin sahip olduğu haklar verilmeye başlandı. Amaç, yasalara aykırı olarak, bütün meslekleri dinselleştirmek ve devlet kadrolarını imamlaştırmaktı. Bu İslamcı gericiliği tanımlayıp eleştirmek amacıyla İmam-Hatip Saltanatı ve İmamokrasi (Tekin Yayınevi, 2015) adlı kitabımı yayımlamıştım.

17 Temmuz 2023 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan Figen Atalay imzalı “Fen liseleri çöküşte” başlıklı haberi okuyunca korktuğum şey gerçekleşiyor diye irkildim ve bu yazıyı yazmaya karar verdim. Haber içinde bir fen lisesi ile bir imam hatip lisesinin fotoğrafı var. Fen lisesi üç katlı bir gecekondu, imam hatip lisesi ise R.T. Erdoğan’ın Saray’ı gibi bir şey. İmam hatip lisesi binalarının çoğu artık böyle. Bir “prestij” okulu havalı!

Neden böyle? Fen lisesi bilimi ve çağının çağdaşı olmayı, imam hatip liseleri ise R.T. Erdoğan’ın nas dünyasını temsil ediyor. Yani 1400 yıldır değişmeyen İslami dünya görüşünü.

“Fen”in Vikipedi’de yazan sıradan tanımını aktaralım: “Fizik, kimya ve biyolojiye verilen ad. Fizik, kimya, matematik ve biyolojiden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama, teknik, bilim ve bilgi.”

Bu tanımda adı geçen her disiplin her an değişir ve değiştirir. Bilimciler Himalaya dağlarında  53.5 milyon yıllık olduğu saptanan balina fosili buldular. Bilimciler bunun nedenini dünyanın oluşumu bilgisi ile açıklayabilir ama din bilgisi balina fosilinin Himalayalar’da bulunmasının nedenini açıklayamaz.

Takvim artık 2023 yaşında, son peygamber Hz. Muhammed’in ölümünün (632) üzerinden 1391 yıl geçmiş. Burada duralım. Kuran’ın içerdiği son ayetin indiği yıl, ay, gün ve saatle sınırlıdır. Bu sınıf onun içerdiği bilginin de sınırıdır. Kurumsal İslamın dünya saati Hz. Muhammed’in öldüğü yıl, ay, gün ve saatte duruyor ama bilim dünyasının saati o günden bu yana durmadı. Arada 1391 yıl var! Kurumsal İslamın uyumsuzluk hastalığı işte buradadır.

Bu hastalığa karşı, insanlığı, dolayısıyla Türkiye’yi kurtaracak olan aşı ya da ilaç bilim, fen ve tekniğin öğretildiği fen liseleri ama AKP bu okulları işlevsiz hale getirmek istiyor. Çünkü bu okullarda kuşku duyan, düşünen ve çağının çağdaşı olan ve dünyanın değişmesine karşı durmayan, tam aksine dünyayı değiştirmeye katkıda bulunacak, itaat ve biat etmeyen bireyler yetişecek. AKP işte bunu istemiyor. İmam hatip liselerinde düşünmeyen, 1400 yıllık doğmayı tekrarlayan insanlar üretmek istiyor. Amacı Cumhuriyetin yerine bir din devleti kurmak. Ancak bu mümkün değil. Çünkü “Dünya dönerken yolun üstünde durulmaz!”

Camilerde paratoner (yıldırımsavar) var mı?

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025