Kürt sorunu bilmecesi nedir?
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Kürt sorunu bilmecesi nedir?

26.03.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Son konuşmalardan anladığıma göre “Kürt sorunu” konusunda yeni bir açılım döneminin başlaması istenmekte. Bu konuda çok yazı yazdım. Yardımcı olmak amacıyla bu yazıyı yazmam gerekti:

Bu önemli konuda ilk yazımı 3 Eylül 2000 tarihli Hürriyet gazetesinde yayımlamışım. “Pandora’nın Kutusu” adlı yazım Pazar Yazıları (Gendaş Yayınları, 2002) adlı kitabımın 78. sayfasında yer alıyor. Bu konuya değinen yazılarımın bulunduğu kitaplarımın adını yazıyorum: Pazar Yazıları (5 yazı), Yüz Pazar Yazısı (1), Fesatlar Sarmalında Türkiye (6), Demokrasisiz Demokrasi (21), Yedi Canlı Cumhuriyet (2), Direnen Cumhuriyet (7 yazı). Bir de Tekin Yayınları tarafından 2015 yılında yayımlanan 287 sayfalık Türkiye’nin Sırat Köprüsü: Açılım Masalı adlı kitap var ki içinde 98 yazı yer almakta. 2015 yılından sonra yazdığım yazıları ve yer aldıkları kitapları saymıyorum. Sadece şunu söylüyorum: Türkiye’nin Sırat Köprüsü: Açılım Masalı kadar tarafsız ve bilgilendirici bir kitap yayımlanmadı Türkiye’de ve kitabın tozunu silkeleyen herhangi bir eleştiri de yapılmadı. Tısss!

Değerli okurlar, bir konuda sorun varsa, bu sorunların adı ve soyadı da vardır. 2000 yılından öncesini bir yana bırakalım 24 yıldır “Kürt Sorunu” diyenlerin, iki başlık dışında, bu önemli sorunun ne olduğunu bir bir saydığını anımsamıyorum.

Birinci açıklama, 1921 Anayasası’nın 11. maddesinin yanlış yorumlanmasından kaynaklanan talepler ve gene bir yanlış yoruma dayalı Anadilde Öğretim Hakkı... Ve Lozan’ı unutup Sevr Antlaşması’nın uygulanmasını isteyenleri de anımsıyorum.

Bu talep ve iddiaların yanıtını Türkiye’nin Sırat Köprüsü: Açılım Masalı’nda bulursunuz.

Bu konuda söz almak isteyenlerin Uluslararası Devletler Hukuku’nu es geçmemelerini tavsiye ederim. Bu hukuka göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti “üniter bir ulus devlet”tir ve bu türden devletler “Bölünmez bir bütün” olarak bu hukukun koruması altındadır.

Kürt sorunu ortaya çıktığından bu yana, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürt kökenli vatandaşlarının haklarını savunmak için kurulan hiçbir parti Kürt sorununun “ne ve neler” olduğunu açıklayıp savunmadı. Bireysel olarak Sevr Antlaşması’nın uygulanmasını isteyenler oldu; özerklik ve federasyon isteyenler oldu. PKK dışında açıkça ayrılık ve bağımsız devlet isteyen olmadı.

ULUS DEVLETİN ÖZELLİKLERİ

A- Ülkenin bölünmez butünlüğü:

Ülkenin herhangi bir parçası yabancı bir devlete verilemez. Ülkeyi oluşturan toprak parçaları bundan ayrılamaz. Ülke parçalanıp üzerinde birden fazla devlet kurulamaz. Ülke parçalanmamış olmakla birlikte bir başka devletin parçası haline getirilemez. Ülke kendi içinde bölünmek suretiyle federal bir devlet oluşturulamaz. Buna federalizm yasağı adı verilir.

B- Milletin bölünmez bütünlüğü:

Ülke, sadece coğrafi anlamda değil aynı zamanda milletiyle bölünmez bir bütündür. Yani etnik grup, dinsel cemaatler veya diğer toplumsal unsurlar arasında paylaştırılamaz.

İKİ ENGEL DAHA

1982 Anayasası’nın Başlangıç Bölümü’nde devletin Bölünmez Bütünlüğü vurgulanmış olup değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif edilemeyecek hükümler arasında yer alan 3. maddesinde ise “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” şeklinde ifade edilmiştir.

Anadilde öğretim*

Kürt sorunu konusunda söz alanlar, Kürt kökenli vatandaşların çoğunluk olduğu yerlerde Kürtçenin ders dili olması gerektiğini ileri sürmekte ama anayasanın 42. maddesi buna engel: “Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.”

Bu konuda Avrupa Birliği’nin “Türkiye İçin Katılım Ortaklığı” metni de şöyle diyor: “Kültürel çeşitliliğin sağlanması ve kökenlerine bakılmaksızın tüm vatandaşların kültürel haklarının güvence altına alınması. Bu hakların kullanılmasını engelleyen her türlü yasal hüküm -eğitim alanındakiler de dahil olmak üzere- kaldırılmalıdır.” (“Ensure cultural diversity and guarantee cultural rights for all citizens irrespective of their origin. Any legal provisions preventing the enjoyment of these rights should be abolished, including in field of education.”)

Görüldüğü gibi Avrupa Birliği, anayasanın 42. maddesinin kaldırılarak Kürtçenin eğitim-öğretim dili olmasını istemiyor. Ancak Kürt dili seçmeli olarak okullarda öğretilebilir. Bu yazımın DEM yöneticilerini ve solu düşündürmesi dileğiyle!

*Türkiye’nin Sırat Köprüsü: Açılım Masalı, Tekin Yayınları, 2015, s. 23-25. 

Yazarın Son Yazıları

Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025
İmdaat soyguncu vaaarrr!

Google’a “Türkiye’de bilgisayar tamircileri odası var mı?”, “Bilgisayarcılar sendikası var mı?” diye soracaktım.

Devamını Oku
09.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (2)

Türkiye bu kıyametten kurtulabilir mi?

Devamını Oku
07.09.2025
Tohumu olmayan hiçbir şey olamaz (1)

Gazetede yayımlanmayan epeyce eski bir yazıyı, affınıza sığınarak huzurunuza getiriyorum.

Devamını Oku
05.09.2025
Kime kızmalı

R.T. Erdoğan’dan sonra Türkiye’nin ikinci sorunu sanki (kimilerine göre iktidarın gözdelerinden biri olan) holding sahibi Mehmet Cengiz. “Gözü doymazcasına bir şeyler istiyor ve iktidar ne isterse veriyor” diyorlar.

Devamını Oku
02.09.2025
Önsöz olarak son söz

15 ve 17 Ağustos 2025 günlerinde üstat Sadri Maksudi Arsal’ın Teokratik Devlet ve Laik Devlet adlı kitabından aynen aktararak “Eski Türklerde din (1, 2)” başlığıyla yayımlamıştım.

Devamını Oku
31.08.2025