AKP'nin Güvenilirliği!

01 Ocak 2013 Salı

Ne oldum!dememeli, Ne olacağım? demeli! Ya da Yarabbim ne günlere kaldık! da denilebilir Bağımsız, özgür, egemen bir ülkede Korku dağları bekliyor! diye de söylenebilir!\n

\n

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile Milli Savunma Bakanlığının (MSB), değil devletin güvenliğini sağlamak, kendi askerini bile koruyamadıklarını geçen hafta bir anlaşma tescil etti!\n

\n

Bingölde askerlerin taşınması sırasında, teröristlerin kurduğu pusu ile 10 şehit verilmesinden sonra MSB ile Ulaştırma Bakanlığı arasında çözüm arayışına gidildi. Sonuçta, askerlerin uçakla taşınmasına karar verildi. 10 gün önce bu amaçla MSB ile THY arasında bir anlaşma imzalandı.\n

\n

Şimdilik altı aylık bir süreyi kapsayan anlaşmaya göre 250 bin Mehmetçik 142 yöne uçak ile taşınacak. MSB, bu iş için THYye 11 milyon lira ödeyecek. Altı aylık uygulamaya göre anlaşma yeniden ele alınacak. Uygulamaya 28 Aralıkta başlandı.\n

\n

AKP Hükümetinin 10 yıllık iktidarında, Türkiye Cumhuriyetinin sınırlarını korumakta zorlanan TSKnin kendi askerini ülke içinde bile taşımada ne duruma sokulduğunun en güzel kanıtı değil mi bu anlaşma?\n

\n

TSKnin terörle mücadele eden komutanları Silivride PKKnin bir başı ise Silivride meyhanecinin şahidi bozacı olarak gizli tanık rolünde 30 bin kişinin İmralıdaki katili ile görüşmeler yapıldığını Başbakan açıkladı Artık siz buna görüşme mi dersiniz, pazarlık mı dersiniz, sizin bileceğiniz iş…\n

\n

40 yıl önce İsmet İnönü başbakan iken bir THY uçağı Sofyaya kaçırılmıştı. Oğlu Ömer İnönü de uçaktaydı. Görevliler İnönüye, oğlundan dolayı pazarlık önerisinde bulundular. İsmet İnönünün Eşkıya ile pazarlık yapılmaz…” sözlerini asla unutamam…\n

\n

İçişleri Bakanının asli görevi ülkenin iç güvenliğini sağlamaktır. Bırakın bu görevini yerine getirmesini, kendisini bile taşlanmaktan koruyamayan bir bakan, şimdi de ülke içinde karadan asker taşınmasında bile güvenliği sağlayamıyor.\n

\n

Makam odasında böcek bulunduğunu savlayan Başbakan, başkent sokaklarında bir koruma ordusu ile dolaşırken yollar dakikalarca önceden olağan trafiğe kapanıyor. Sonra da Şanlıurfada Artık OHAL yok her şey olağan! sözleri ile acıklı durumu kabul ediyor.\n

\n

Anımsarım Gazeteciliğimin ilk yıllarında gece nöbetlerim huzursuz geçerdi. Çünkü 1960 devriminin Cumhurbaşakanı Cemal (Aga) Gürsel, geceleri Çankaya Köşkünden çıkar, parklarda halkla söyleşirdi. Bu söyleşiler haber olurdu. Nöbetteyken o söyleşilerden haberi alabilmek insanı huzursuz yapardı. Koskoca Cumhurbaşkanının yanında yalnızca yaveri ve özel kalem müdürü olurdu. Oysa şimdi!\n

\n

\n

Noel Baba’nın Kemikleri!\n

\n

\n

Cuma günkü yazımızda yurtdışına kaçırılıp da geri getirilen tarihsel miras konusundaki bilinçlenmenin insanı mutlu ettiğinden, olumlu sonuçlardan ve süren görüşmelerden söz etmiştik. Ancak bazı önemli noktalara dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamış, bazı yanlış adımlardan örnekler vermiştik. \n

\n

Bunlardan biri de bir profesörümüzün, 1087de korsanlarca İtalyanın Bari kentine kaçırılan ve yalnızca bir çene kemiği Antalya Müzesinde sergilenen Noel Babanın kemiklerinin geri verilmesi için başlattığı girişimdi!\n

\n

Yabancı müzelerin çomakladığı yabancı basının bu alanda Türkiye karşıtı haberlerini yoğunlaştırdığı bir ortamda özen gösterilmesi gerekiyor. Askerlikte temel kural İki cephede savaşılmaz biçimindedir. \n

\n

Kültür Bakanlığının bazı eserleri geri alma çabaları Türkiyenin karşısında gittikçe genişleyen cepheler yaratıyor. Gelişigüzel istekler ile cepheleri çoğaltmak Kültür Bakanlığı yetkililerini güç durumda bırakacaktır. \n

\n

Gerçekten bilimsel alanda başarılı bir arkeoloji profesörü olan dostumuzun bu girişimi hemen yabancı basında yankılandı. Böylece karşı cepheye Vatikan gibi güçlü bir kurum eklendi. \n

\n

Bu konularda titiz olan Bakan Ertuğrul Günay, yakın arkadaşı arkeoloji profesörüne destek çıkıp gazetelere Noel Babanın kemiklerini İtalyadan getireceğim diye demeçler verdi.\n

\n

Kültür Bakanının; Noel Babanın bin yıl önce İtalyaya kaçırılan kemiklerini istemesi yerine, bırakın Nâzım Hikmetin kemiklerinin geri getirmesini sağlamayı, önce Konya Mevlana Türbesindeki bazı kemiklerin geçenlerde sokaklara dökülmesini önlemesini öneririz!\n

\n

\n

Yok Olan İcat!

\n

Alman Johannes Gutenbergin, İstanbulun fethinden 3 yıl önce icat ettiği matbaa bu gidişle yok olacak!\n

\n

20. yüzyılın önemli buluşu bilgisayar ve internet (ağarası) ile artık özellikle gençler basılı kitap, dergi ve gazeteleri bilgisayardan okuyorlar. Bu oluşum hızla yayıldığı için kitap, dergi ve gazetelerin baskı sayıları da yavaşlamakla kalmadı, gerilemeye başladı.\n

\n

Bu konuda en ilginç somut olay; ABDnin haftalık ünlü Nevsveek dergisi, pes ederek son sayısını 31 Aralıkta bastı. Bundan böyle dijital (sayısal) yayın yaşamına geçti.\n

\n

1933’te, ünlü Time dergisinin tutucu çizgisine rakip olarak yayına başlayan dergi, bundan böyle Nevsveek Global (küresel) adıyla yayınını sürdürecek. \n

\n

Bu oluşumun kâğıt tüketimini azaltacağı, dolayısıyla ormanların yok olmasını önleyebileceği ve baskı makinelerinin müzelere kaldırılacağı da söyleniyor.\n

\n

Günümüz Türkiyesinde de internet üzerinden hizmet veren pek çok haber sitesi devreye girdi. Gün geçmesin ki yeni bir siteden taze haberler ulaşmasın.\n

\n

Pek çok gazetemiz de sayısal yayınlarına ağırlık vermekle kalmadı, reklam girdilerini de bu sitelere yoğun biçimde aktarmaya başladı. İlginç olan ise bu haberleri, makaleleri okuyanlar, anında görüşlerini bildiriyorlar ve bu iletiler de sitelerde yayımlanıyor.\n

\n

Böylece gazetelerin durağan olgusu; eğrisiyle doğrusuyla, yanlışı ile anında ve önemli bir kitlesel ve küresel paylaşıma dönüşüyor.\n

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları