Fethullah Gülen, neden ve nasıl ABD’ye yerleşti? Değerli dost emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu’nun şu açıklamasına birkaç kez yer vermiştim... Yineleyeyim:

“Abdullah Gül gayet nazik bir şekilde, ‘Size bir şey göndermiştik. Eğer sakıncası yoksa onu Amerikan Dışişleri’ne verebilir misiniz’ dedi. Ben de bunun üzerine özel bir randevu almadan, başka bir vesile ile Amerikan Dışişleri Bakanlığı’na gittiğimde, Amerikan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Marc Grossman’a bu yazıyı ‘Dışişleri Bakanımız bu yazıyı size vermemi istedi’ diyerek ilettim.”

Grossman, 1989-1992 tarihleri arasında Ankara’da ABD Büyükelçilik Müsteşarı ve CIA görevlisi idi. Sonra Ankara’ya büyükelçi olarak da atandı!

***

Fethullah Gülen’in ABD’ye göç başvurularına göz atalım:

ABD Göçmen Bürosu, Gülen’in sunduğu “ABD’ye yerleşim” dosyanın dayanaklarını yeterli bulmadı, başvurusunu 19 Kasım 2007’de reddetti. Gülen’in itirazını da Göçmen Bürosu’nun temyiz dairesi de 7 Mart 2008’de reddetti.

Bunun üzerine Gülen, vize hukuku alanında uzman bir Amerikalı avukat tutarak Göçmen Dairesi’ni Pennsylvania’daki federal mahkemede dava açtı. (Acaba Gülen’in bu ABD hukuk birikimi nereden geliyor?)

Avukatı Thedore Murphy, açtığı davada Göçmen Bürosu’nun ret kararının “keyfi olduğu” savını öne sürdü.

Gülen, vize istemini desteklemek için mahkemeye 30 kadar destekçi mektubu sundu. Dilekçenin ekindeki mektuplarda, “Gülen’in okullarının akademik başarıları ve dinler arası diyalog alanındaki çalışmaları” övüldü!

Gülen’in “ABD’de oturma izni başvuru dilekçesine” ek, bazı destek mektuplarına göz atalım:

Listede Türkiye’den bazı siyasiler, örneğin eski başbakan, eski AKP Genel Başkanı ve eski TBMM Bakanı Yıldırım Akbulut (!) ve ayrıca ABD’nin istihbarat örgütü CIA (Central Intellegience Agancy - Merkezi İstihbarat Örgütü) ile Dışişleri’nden emekli bazı ünlü kişiler de yer alıyordu...

CIA Merkezi İstihbarat Analizi Müdürlüğü’nden emekli olduktan sonra, akademik yaşama katılan George Fides, bir başkası ise eski CIA görevlisi iken, “ABD Ulusal İstihbarat Konseyi üyeliği” gibi bir hayli üst kademe göreve yükselen Graham Fuller ve eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz...

***

Gülen, bu ünlü, önemli tanıkları ile acaba, nerelerde, ne zaman, nasıl, neden tanıştı?

Sıradan bir Türk başvuru yapsaydı, bu kişiler devreye girerler miydi?

***

Federal savcılar, Gülen’in “eğitimci olmadığını”, tam tersine “çok geniş ticari faaliyetler”de bulunan “büyük ve etkili bir dinsel ve siyasal siyasi hareketin lideri olduğunda” ısrar ettiler!

***

Dikkat çekici bir başka nokta, Gülen’in avukatının tüm yazışmalarında “müvekkilinin” oturma izni almasının “ABD’nin yararına olacağı!” tezini işlemesi idi...

Avukat, daha sonra bir yöntem değişikliğine başvurarak “Gülen’in teoloji ve siyaset bilimi alanındaki çalışmalarına” odaklandı, “bu alandaki olağanüstü yeteneklerinin de dikkate alınmasını” önerdi.  

Bu değişiklik, yargıcın 16 Temmuz 2008 tarihli kararını her nedense etkiledi!

1999’da gittiği ABD’de oturma izni sağlandı, “Yeşil Kart”ını almayı başardı.

ABD İç Güvenlik Bakanlığı ile girdiği “hukuk savaşında” galip çıkan Gülen oldu...

Gülen mi “oldu”, “olduruldu” mu?

Sonrasında CIA desteğinde Pennsylvania’ya karargâhını kurdu!

***

Gülen, ABD’de uluslararası okulların, ABD’nin isteği ve desteğiyle kurulduğunu şöyle açıkladı: “Amerikalılar istemezlerse kimseye dünyanın değişik yerlerinde hiçbir iş yaptırmazlar. Şimdi bazı gönüllü kuruluşlar dünya ile entegrasyon adına gidip dünyanın değişik yerlerinde okullar açıyorlarsa, Amerika ile çatıştığınız sürece bu projelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz!”

Gülen, 40 yıl içinde, 170’ten fazla ülkede örgütlenmeyi başardı.

***

MİT’in, Gülen dosyasından çıkan bir belge, CIA bağlantısını saptadığı, Körfez Savaşı’nda yabancı istihbarat örgütlerinin Türkiye’de çalışmalarını yoğunlaştırınca, CIA üyelerini de izlediği, Gülen’in özellikle CIA örgütü üyelerine yardım ettiğini gösteriyor!

***

Böylesine dindar bir insan neden paranın bol olduğu Suudi Arabistan’a, Dubai’ye değil de üstelik Türkiye’den uzak, Hıristiyan ülkesi ABD’ye yerleşti?

T.C. ve ABD devlet başkanları, Gülen’in geri verilmesi olgusunu çeşitli kereler konuştular. ABD neden geri versin ki?

***

Sayın okurlarım! Benim geniş bir arşivim var. Bu yazımda da arşivimden yararlandım. Yalnız görsel için Google’a başvurdum... Şaşırdım kaldım! Google’da “Fethullah Gülen ve CIA” yazın bakın nelerle karşılaşacaksınız? O bilgiler nedeniyle, bu yazımın solda sıfır kaldığı için özür dilerim...

Taçlandıran virüs!

“Korona” sözcüğü Batı dillerinde “taç” anlamına geliyor! Çünkü virüs mikroskopta “taç” gibi görünüyormuş! İstemem eksik olsun, böyle bir taç! Sizlerden de uzak dursun! Şu anda dünya “Koronavirüs” ile sanki 3. Dünya Savaşını yaşıyor!