Kıbrıs’ta 0 Siyasa!

14 Şubat 2014 Cuma

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Yazmanı Ban Ki-mun “Kıbrıs’ta 50 yıllık sorunu artık çözelim. Görüşmeleri 3 ayda bitirelim!” dedi.
Ne zaman? Yunanistan’ın AB Dönem Başkanlığı başlar başlamaz! Ne zaman Doğu Akdeniz’de İsrail’in ve Rumların doğalgaz ve petrol boru hatlarının bir an önce başlaması gerektiği saptanınca...
Oldum olası 1960 anlaşmalarına karşı çıkan Rumların, adadaki terör olaylarından sonra 1974’te Başbakan Bülent Ecevit’in askeri müdahalesi ile adaya yalnızca “barış” gelmemiş, KKTC’nin kurulması da gerçekleşmişti. Sonrasında yıllarca çeşitli BM, ABD planları geldi gitti.
2004’te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkler daima bir adım önde olacak!” sözleri ile büyük ödünler verilmesine ve “evet” denilmesine karşın Rumlar, eski Genel Yazman Kofi Annan’ın planına “hayır” demişlerdi.
Üstelik plan, 1960 anlaşmalarından da geriye giderek KKTC topraklarının büyük bölümünü Güney’e vermekle kalmıyor, Kuzey’e 80.000 Rum yerleştiriliyor, Türk askerlerinin 650 kişilik bölümü dışında gerisi çekiliyordu.
Şu andaki ABD yönetimine göz atalım! Başkan Yardımcısı Joe Biden, Yunan hayranı olup, Barış Harekâtı’nda Türkiye’ye yaptırımlarda etkin rol oynayıp ekonomik bunalıma yol açmıştı. Dışişleri Bakanı John Kerry, Senato oylamalarında daima Rumlar lehine oy kullanmıştı.
Bu yönetimin yönlendirdiği Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland devreye girince taraflar “tokalaşmaya” başladı; sonrasında 8 maddelik bir bildirinin benimsendiği açıklandı.
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “bildiri değil görüşmeler önemli” dese de “eşit egemenlikten” vazgeçip “tek devlet, tek vatandaşlık, tek egemenlik” ilkesi benimseniyor, Türkiye’nin “garantörlüğü” uzayda kayboluyordu. Rumların sızdırdığı haritada verilen ödünler de ortaya çıktı.
KKTC’nin 683 kilometrekaresi
Rumlara terk edilirken, genelde yüzde 21 toprak ve verimli olanların yüzde 65’i kaybediliyor. 1.350 işyeri kapanıyor. Nüfusun yüzde 15’ini oluşturan 13 bin kişi işsiz kalıyor. KKTC’nin GSMH’sinin yüzde 12.2’sine eşit olan tarımsal ürünlerde yaklaşık 138 milyon dolardan olunuyor; 442 ticarethane, 188 otel ve lokanta da kepenk indiriyor.
Bu durum için, Başkanlık Sözcüsü Jay Caney açıklamasında, Barack Husein Obama, Kıbrıs konusunda uzlaşı için, BM himayesi altında görüşmelere yeniden başlanmasını memnuniyetle karşılar” dedi.
Carney, ayrıca “oynadıkları yapıcı rol nedeniyle Başbakan Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras öncülüğünde Türkiye ve Yunanistan ile diğer uluslararası taraflardan memnuniyet duyduğunu” da ekledi! AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuy, Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso da geri kalmayıp şöyle dediler: “AB, süregelen Kıbrıs sorununa adil, sürdürülebilir, kapsamlı çözüm bulunmasına yönelik görüşmelere yeniden başlanması için sağlam bir temel oluşturan Rum ve Türk başkanlarının açıkladıkları ortak bildiriye ilişkin anlaşmayı memnuniyetle karşılamaktadır.
“Türkler daima bir adım önde” siyasasının başbakanının Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Brüksel görüşmelerinin ardından “AB-Türkiye Siyasal Diyalog Toplantısı’nda” Kıbrıs’ın geniş biçimde ele alındığını belirterek “Son derece olumlu bir hava var!” dedi.
Atina’da görev yaparken tanıdığım Helena Smith, Guardian gazetesine “Görüşmelerin yeniden başlatılmasında beklenmeyecek derecede etkin rol oynayan Vashington, bölgedeki enerji yataklarının yalnız Kıbrıs’ta değil, İsrail ve Türkiye arasında bölgesel istikrar olmadan çıkartılamayacağı açıkça görülünce ağırlığını koydu” gerçeğini işledi. ABD ve AB için önemli olan Kıbrıs değil “enerji” idi!

TRT Türk dili okuluymuş!
Çarşamba günü Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde, 50. yıldönümü etkinlikleri bağlamında TRT’nin, yayınlarında “Türk diline” ne kadar önem verdiğini anlatan dört açık oturum yapıldığını haberlerde duyduk. “TRT dili” dosyamdan bazı örnekleri aktarmak isterim!
“Meteoroloji Raporu”nu sunan, “Az sonra ‘detayları’ vereceğiz” diyor. Herhalde annesi “ayrıntı” yerine “detay” diyordu. Ana haberleri sunanlar ise “provokasyon (kışkırtmatahrik), “trend (eğilimtemayül), “arbede (çatışma), “jenerasyon (kuşak-nesil), “illegal (yasadışı-kanunsuz), “kampus (yerleşke), “test (deneme)diyorlardı.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın da en çok sevdiği sözcük “illegal” idi. Her halde Başbakan’ın rahmetli annesi de “illegal” diyordu.
Spor habercileri ise “sezon (mevsim), “performans (başarım), “double double - triple (ikiledi-üçledi), “skor (sayı-sonuç)ve “sezon final performansı” sözleri ile Türkçemize tüy dikiyorlar ya da adını bulunduğu kentten alan Amerikan basketbol takımına “Bastın (Boston)diyorlardı. Herhalde bu sunucuların anaları tarağa yan basmamışlardı...
Gösteri ya da piyango çekilişindeki sunumlarda “buton (düğme), “şov (gösteri), “etap (aşama-merhale)diyenler, kendilerini “entelektüel (aydın) sanıyor olmalılar!
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in kulakları duymadığı için olacak, yetkilisi o toplantıda “TRT Türk dilini kullanmada okuldur” sözleri ile övünüyordu!

Yeni Cami’nin 650 yılı!
Geçen cumartesi günü İstanbul’da, “Yeni Cami”nin açılışının 350. yıldönümü olduğunu bir yabancı yazardan öğrendim!
“Hürriyet Daily News” gazetesinin Osmanlı sanat tarihi yazarı Niki Gamm, 8 Şubat günü iki sayfayı bulan ve gravürlerle süslediği yazısında “Yeni Valide Sultan Camisi’nin” 67 yıllık fırtınalı öyküsünü anlattı.
İlginç olan son zamanlarda her nedense mangalda kül koymayan Diyanet İşleri Başkanlığı, İstanbul Belediyesi ve hükümet temsilcilerinin bu yıldönümünü kutlamada çıtları çıkmadı!
Yeni Cami’yle bağlantılı, yıllarca önce çalınıp yurtdışına kaçırılan çinilerini ve olayla bağlantılı kişileri açıklamıştım. Yazıdan bilmediğim çok şeyi öğrendim.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları