Sultan ve Feto! (3)

16 Eylül 2014 Salı

Anımsayalım… Sultan, İngiltere’de ikili görüşmesinde ABD Başkanı Barack Hussein Obama’dan, Fethullah Gülen’in (Feto) ABD’den “deport (sınır dışı) edilmesini istemiş ve “gerekli belgelerin Vaşington’a gönderileceğini” söylemişti!

***

Anımsayalım… Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, geçen yıl eşi ile birlikte başbakanın heyetinde gittiği ABD’de Feto ile görüşmesini TRT’de ayrıntılı anlatırken, Sultan-Feto bağlantılı bir soruya şu yanıtı vermişti:
Sayın Başbakanımıza da gitmeden önce konuyu açtım. ‘Fırsat bulursam böyle bir ziyaret yapmak istiyorum. İzin verir misiniz, uygun görür müsünüz?’ dedim. Çok memnun oldu. Hatta ‘Keşke bizim için de mümkün olsa, biz de görüşebilsek. Bizden bir emirleri olur mu, bir tavsiyeleri olur mu? Onu da öğren! Selamlarımı, sevgilerimi götürürsünüz!’ dedi.”

***

Arınç geçen hafta Bakanlar Kurulu toplantısından sonra bir soruyu şöyle yanıtladı:
“Türkiye’deki bu yapılanma (paralel devleti ima diyor) ile ilgili olarak ABD’deki o zatın, Türkiye’ye iadesi istenecekse veya o ülkeden sınır dışı edilmesi istenecekse ABD’nin ilk defa soracağı şey ve isteyeceği konu, eldeki bilgi ve belgelerin kendisine ulaştırılmasıdır.
Biz bunun gerekli ve doğru olduğuna da hem şahsen hem hükümetimiz olarak inanıyoruz. (…) Birilerinin zannettiği gibi, ‘onu oradan al bana ver’ şeklindeki bir talebin dünyada artık karşılanma imkânı kalmamıştır.”
Arınç’ın “birilerinin zannettiği gibi” sözlerindeki “birileri”, elbette Sultandan başkası değil… Anlaşılan konu Bakanlar Kurulu’nda da ele alınmış ve Sultana karşı görüş benimsenmiş!

***

Geçen yıl mayısta Gezi Parkı olaylarında, aralarında “çArşı grubunun” da bulunduğu sanıkların “darbe” suçu ile yargılanacakları açıklandı.
17-24 Aralık olaylarına kadar “paralel devlet” sözleri ağza alınmazdı. Başta Bilal oğlan ve dört bakanın da suçlandığı telefon dinlemelerinden sonra ip koptu. 358 paralel polisin (!) rütbesi söküldü, komser yardımcılığı unvanları alınarak polis yapıldı. Yolsuzluk olaylarını çıkaran polisler de “darbe” suçu ile yargılanıyorlar.
Daha önce de “paralel devlet” olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin seçkin subayları da Ergenekon, Balyoz davalarında “darbe” ile suçlanıp yıllarca içeride yatmamışlar mıydı? Sonra ne oldu? Subaylar bırakıldı, yolsuzlukları çıkaran Feto’nun telekulakçı polisleri “içeri” tıkıldı, ABD’den Feto’nun “dışarı” çıkarılması istendi!

***

Feto’nun sınır dışı edilmesine Arınç karşı, hükümet üyeleri karşı, ama Sultan istiyor. Şimdi belgeler hazırlanacakmış! Bir an kendimizi ABD’nin yerine koyalım, bundan önceki iki yazımızda vurguladığımız bazı noktaları anımsayalım:
1. Feto’ya “yeşil kart” verilmesi için Sultanın başbakanlığı döneminde Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül, ABD Dışişleri Bakanlığı’nda “torpil” girişiminde bulundu mu, bulunmadı mı?
2. 1999’da Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı başlattığı soruşturma sonrasında 2000’de Feto hakkında “laik devlet yapısını değiştirerek dini kurallara dayalı bir devlet kurmak suçuyla” dava açtı. Feto ABD’ye kaçtı! O tarihte Sultan başbakandı. Neden Interpol’e “kırmızı bülten” gönderip ABD’den o zaman istemedi?
3. Ayrıca, ABD’de kalışına en büyük destek şu kişilerden geldi: Graham Fuller: CIA’nın Türkiye sorumlusu -Morton Abramovitz: ABD’nin Ankara Büyükelçisi olup Feto’nun Papa 2. John Paul ile buluşmasının da çöpçatanı- Ayrıca bazı Amerikalı Hıristiyan ve Yahudi din adamları… Yönetime yakın bu kişiler şimdi boş mu duracaklar?
4. Mart 2007’de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Terörle Mücadele Yasası’nın öngördüğü suç oluşmadığı için Feto’yu akladı. Haziran 2008’de Yargıtay Genel Kurulu da kararı oybirliği ile onayladı. Bu durumda, hakkında kesinleşmiş suçu bulunmayan bir kişiyi ABD hangi hukuk kuralına göre Feto’yu Sultana verebilir?
5. Sultan, daha bu yıla kadar “paralel devlet” yollarında birlikte yürüdüğü Feto için, geçen yıl Arınç’a “Bizden bir emirleri olur mu bir tavsiyeleri olur mu? Onu da öğren! Selamlarımı, sevgilerimi götürürsünüz!” talimatını verdi mi, vermedi mi?
6. Feto’nun ABD’de 2006 yılında yaptığı “yabancı işçi konumu” için izin istemi benimsenmeyince, 2007’de “olağanüstü yeteneklere sahip eğitimci” dilekçesi de Göçmenlik Dairesi’nce kabul edilmemişti. Ancak, avukatlarının 2008’de Doğu Pensilvanya Bölge Eyalet Mahkemesi’ne yaptıkları temyiz başvurusunu yargıç Stevard Dalzell kabul etmişti. Şimdi ABD’de hukuksal bir dayanağı olan Feto, sınır dışı edilebilir mi, edilmez mi?
Geometri uzmanlarına göre “paralel ancak uzayda” kesişirmiş! Ama bizim “paralel devlet” Feto’nun okullar, dershaneler, yurtlar tekeline, Bilal oğlanın bol bağış toplayan TÜRGEV’i çomak sokunca 17-24 Aralık’ta kesişti…

77 Milyonun Sultanı mı?
Sultanı İngiltere’ye götüren ve 50 kişi için tasarlanmış, gıcır gıcır A330- 200 tipi, özel AK jetinde basınla görüşmesi resmine topu topu 11 meslektaş yansıdı. Çoğunluğu da yandaş kalemlerdi. Yeni Türkiye’yi tasarlayan Sultan, uçak hakkında “Bazı öneriler getirdiler, ama iç dizaynını (tasarımını) ben yaptım!” demiş… El atmadığı bir iç tasarım kalmıştı!
Cumhurbaşkanlığı seçimi için kent alanlarında “77 milyon halkın başkanı olacağım!” diye atıp tutuyordu.
Seçildikten sonra ilk AKP Genel Kurulu’nu, 77 milyonu temsil eden tüm basının değil de özel uçakta olduğu gibi yandaşlarının, çıkardaşlarının izlemesine izin vermiş, karşıtlarını kapıdan sokturmamıştı.
Son olarak da İstanbul’da gazetelerin genel yayın yönetmenleri için basın toplantısı düzenledi. Aralarında Cumhuriyet’in de bulunduğu bazı gazetelerin temsilcilerini davet etmeyerek 77 milyonun nasıl sultanı olduğunu kanıtladı!
Başbakan Ahmet Davutoğlu da İstanbul’da aynı yolda yürüdüğünü göstererek çoğunluğu yandaş, çıkardaş kalemleri çağırdığı basın toplantısına, Cumhuriyet de dahil, karşıtları davet etmedi. “Erdoğan partiler üstüdür, muhatap benim!” dedi.
Gerisi Ajda Pekkan’ın ünlü şarkısı: “Palavra… Palavra…”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları