Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yandaş bir başmakale
Kendini bilmezin biri Başkanımıza yeniden dil uzatmış; böylelerinin saçmaladıklarını ispat etmek de her gün bize düşüyor.
Dünyada her şey kurgu yani uydurma, bir yerde yalan değil midir?
Nilüfer bunu söylemez miydi?
“Yalan dünya her şey bomboş
Hancı sarhoş, yolcu sarhoş...”
Valla öyledir: Biri başımızdan geçenleri soruyor ya da biz gördüklerimizi, duyduklarımızı anlatmanın gereğini duyup bu konuda kitap yazıyoruz. Anlaşılmış ki söylediklerimizle gerçek hep farklı oluyor. Bu, yalancı olduğumuzdan değil, insan beyninin, duygu durumunun etkisiyle anılarını kesip biçip, törpüleyip uygun gördüğü gibi şekillendirmesi alışkanlığından kaynaklanıyor.
Mesele sadece bundan ibaret olsa iyi; insanın gördüklerini, duyduklarını, hatta dokunup tattıklarını bile algılaması konusunda ciddi sorunlar var: Duyduklarımız, gördüklerimiz vb. sinirlerle beynin merkezlerine iletiliyor; bunlar, oralarda şekle bürünüyor. Bu belirlenme, duyu organlarının kapasitelerine, merkezlerin özelliklerine göre değişebiliyor. Bazıları baktıklarını bizim gibi görmüyor. Hayvanlar bazen bizim yok dediğimize var, var dediğimize yok diyebiliyorlar. Mesela kurbağalar duran nesneleri değil ancak kıpırdayanları görebiliyor. En sevdiği böcek yakınında kıpırdamadan dursa onun için “yok öyle bir şey!”
Dahası da var: Kuantum fiziği konusunda çalışan bilim insanları tüm yaşamın salt bir kuruntudan ibaret olduğunu söylüyorlar.
Son yıllarda kainatın yüzde 68’inin de aslında var olmadığını düşünenler çoğaldı: Bugüne dek evrenin nasıl oluştuğu konusunda kabul gören başat model, maddelerin evrenin yoğunluğunun yüzde 5’ini, “karanlık madde”nin yüzde 27’sini, “karanlık enerjinin” de geriye kalan yüzde 68’ini oluşturduğu ve evrenin durmadan genişlemesini bu karanlık enerjinin sağladığı varsayımına dayanmaktaydı.
Ancak Macaristan’daki Eötvös Loránd Üniversitesi ile Hawaii Üniversitesi’nde yapılan çalışmalar, karanlık enerjinin var olmadığı, evrenin genişlemesinin başka etkenlerle gerçekleştiği düşüncesinin doğmasına yol açmıştır.
Kim “Hayatımız palavra!” demişse doğru söylemiş. Bütün yazılan, çizilen palavraymış; Pinokyo’nun burnunun yalandan büyüdüğü bile yalanmış! Beynimizin ancak yüzde onunu kullandığımız, Lady Godiva’nın atlara çıplak bindiği, devekuşunun korkunca kafasını kuma gömdüğü, her Arnavutun pırasa sevdiği de yalan! Sadece Nilüfer değil, Müslüm Gürses, Candan Erçetin, Ümit Besen, Kibariye, hemen tüm önde gelen şarkıcılarımız “Her şey yalan”, “Dünya yalan” derlerken biz neye inanacağız?
Öyleyse şimdi asıl konumuza gelelim; sorarım size: Bu bilimsel ve evrensel bilgilerin ışığında Başkan’a “Yalan söylüyorsun!” demenin anlamı nedir?
Her şeyin yalan olduğu bu âlemde senin Başkan’a “doğru söylemiyor” demen kadar saçma bir şey var mıdır be cahil?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı