Cübbeli’nin kızı: Ne gördü yuvada, onu öttü havada!
Tayfun Atay
Son Köşe Yazıları

Cübbeli’nin kızı: Ne gördü yuvada, onu öttü havada!

27.05.2016 03:41
Güncellenme:
Takip Et:

Cübbeli Ahmet Hoca’nın içerisinden neşet ettiği Fatih-Çarşamba merkezli İsmailağa Nakşî Cemaati’nin kadın giyimi hususundaki katı tutumuna 1990’ların başında Londra’da aşina oldum. Benim araştırma yaptığım diğer Nakşibendi kolu, Şeyh Nazım Kıbrısî çevresinde alıp yürümüş bir söylentiyle…

Anlatıldığı kadarıyla İsmailağa Cemaati şeyhi “Mahmut Hoca” (Ustaosmanoğlu) Londra’ya gelip kendisine bağlı Aziziye Camii’nde sohbet verdiğinde, bırakın başını örtenleri, uzun pardösü giyerek baştan aşağı tesettürlü kadınların dahi çarşafa girmedikleri için “kâfir” olduklarını söylemiş. Bu konuşmayı dinleyen kadınların çoğu camiden kaçmış.

***

Abartı var mıdır, belki… Fakat ateş olmayan yerden de duman çıkmaz mı, evet.

Çünkü “çarşaf-pardösü kavgası”, hemen hemen aynı yıllarda Türkiye’de de bir başka vesileyle, hem de hepimizin iyi bildiği bir isim, daha doğrusu “çift” üzerinden yine İsmailağa merkezli olarak gündeme gelmiştir.

Söz konusu çiftimiz, Emine-Tayyip Erdoğan’dır.

1991 genel seçimlerinde Refah Partisi’nden İstanbul 6. Bölge milletvekili seçilen Recep Tayyip Erdoğan, parti teşkilatı içinde tercih oylarında kendisini geçmiş Mustafa Baş’ın itirazı nedeniyle mazbatası iptal edilerek milletvekilliğinden olur.

Erdoğan’ın başını yakan, iddia edildiği kadarıyla eşinin çarşaflı değil pardösülü oluşudur.

Tevatür odur ki Emine Hanım’a karşı İsmailağa Cemaati’nin kadınları tarafından o dönemde kapı kapı dolaşılarak kampanya yürütülmüş ve karısı çarşaflı olan Baş’tan yana parti-içi tercih oylarının ağırlık kazanması sağlanmıştır.

***

Köprülerin altından çok su aktı.

Bugün İsmailağa Cemaati, Türkiye’de en geniş yaygınlığa sahip Nakşi çevrelerin belki birincisi. Ancak bu muazzam büyüme ile bağlantılı olarak cemaatin kendisine özgü tarikat adabını bihakkın sürdürmesi de zorlaşmış durumda.

Bu çevreyi başından beri bilenlerin ifadesiyle devir değişti, eski disiplin, denetim ve talepkârlık kalmadı. Cemaat büyüdükçe popülerleşti, popülerleştikçe de adap olarak esnedi, gevşedi, “gevredi”.

Çok taze bir örnek, cemaatin Türkiye’de en popüler, “spektaküler” (seyri hoş) ve fantastik ismi Ahmet Mahmut Ünlü, “namı-esas” Cübbeli Hoca’mızın kızının düğün “esvabı”...

Yüsra Ünlü, çarşaf ne kelime, gayet göz alıcı şekilde, adeta bir kuğu misali bembeyaz gelinliğiyle boy gösterdi iki gün önceki törende…

***

Elbette tablo, Cübbeli’ye hasetle bakanlardan kaçmayacaktır. Çünkü şakası yok, hedefte artık her an ebediyete intikal edecek diye bakılan Mahmut Hoca’dan sonra “post”a oturmak var. Ama “post” için de bir değil, üç değil, belki 10’dan fazla rakip var Cübbeli’nin karşısında.

Kuvvetle muhtemel ki bu yüzden “Four Seasons İstanbul Bosphorus Hotel” deki lüks mü lüks törende (ki görüyorsunuz, Fatih-Çarşamba artık nasıl dar geliyor!) kızının gelinlikle arz-ı endam edişi karşısında “tarziye” yüklü bir açıklama yapmak durumunda kaldı o…

Bakın ne diyor:

“Tesettür şekilleri farklıdır, fakat bizim şehir kılığında çarşaf kullandığımızı biliyorsunuz. Tabii lâf geçmiyor. Kızlarımızın bazısı çarşaf giyiyor, bazısı giymiyor. Beceremedik, aciz kaldık. Mum dibine ışık vermez misali, insan kendi çocuğunu yönetmekten aciz kalıyor. Kızımın gelinlik giymesinden de rahatsız oldum, nikâhın orada kıyılmasını da istemedim ama sözümüz tutulmadı.”

***

İşte böyle! “Sekülerleşme” mızrağı, taassup çuvalına mutaassıplığın hassasiyetle gözetildiği en “sofu” çevrelerde bile sığmıyor şu âhir zamanda!..

Hayat, Müslümanları da belli-belirsiz, sessiz-sedasız da olsa kendi seküler ritmine uymaya tatlı tatlı zorluyor.

Şimdi Cübbeli, “Kızımın gelinlik giymesinden asla razı olmadım, ama sözümü dinletemedim” diyor ya…

Herkesin aklından ona “Post’a oturursan cemaate nasıl dinleteceksin sözünü” diye sormak geçecek.

Ama yok, estağfurullah, ben bunu sormayıp başka bir çift söz edeceğim ona!..

***

İlâhi Hoca! Kızına söz dinletemedin de sen ne kadar söz dinledin acaba?..

İçinden geldiğin çevre, sufîliği tam mânâsıyla “sofu” yaşayıp modernliğe, onun ürünlerine ve tabii televizyona, gösteriye, “şov”a alabildiğine mesafeliyken…

Sen bu “erkân”a uymayıp “ekran”a itibar etmedin mi?

Mabetten medyaya, tekkeden “Teke Tek”e yol tutmadın mı?

Bir “Nakşî pop-star”a dönüşmedin mi?

Magazine malzeme olmadın mı?..

O yüzden “mahdume"ne yönelik, “Sözümüzü dinletemedik, aciz kaldık” deme!

“Kuş ne görür yuvada, onu öter havada” de!..

Velhasılıkelam…

“Mum” kendisine ışık verdi mi ki dibine versin?!

Yazarın Son Yazıları

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Kalacak bir türkü söyler gideriz

Devamını Oku
10.09.2018
Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Kovboylar yetmez, kotu da yasaklayın!

Devamını Oku
05.09.2018
Betona tapanların mabedi yapıldı

Betona tapanların mabedi yapıldı

Devamını Oku
03.09.2018
Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Bir insanlık ibadeti: Cumartesi Anneleri

Devamını Oku
20.08.2018
‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

‘Eşkıya’nın namusu Deniz’den soruldu!

Devamını Oku
15.08.2018
Doların da Allah’ı var!

Doların da Allah’ı var!

Devamını Oku
13.08.2018
‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

‘Üniversite pazarı’nın düşündürdükleri

Devamını Oku
08.08.2018
Üniversite pazarı

Üniversite pazarı

Devamını Oku
06.08.2018
Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Diyanet, sayende gidiyor din elden, dikkat et!

Devamını Oku
01.08.2018
‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

‘Topluma karşı devlet’ ve polisi

Devamını Oku
30.07.2018
‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

‘En doğru, en hakiki tarikat’ hangisi?

Devamını Oku
25.07.2018
Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Bikinili Müslümanlık, tesettürlü münafıklık

Devamını Oku
23.07.2018
Meşihat makamı

Meşihat makamı

Devamını Oku
18.07.2018
‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

‘Adnan Hoca’ya da ne istediyse verdiler!

Devamını Oku
16.07.2018
Ters köşe (10.07.2018)

‘Cülus töreni’

Devamını Oku
10.07.2018
Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Düzyatan Gazi’nin ABD seferi

Devamını Oku
08.07.2018
Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Matbaa kapitalizmi ya da ‘Gutenberg Galaksisi’nin sonu

Devamını Oku
04.07.2018
Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Şehit cenazesinde ‘protokol’ olur mu?

Devamını Oku
02.07.2018
‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

‘Yüzde yedi’yi kim yedi?

Devamını Oku
26.06.2018
Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Bitmiş iktidarın uzun ölümü sürüyor

Devamını Oku
25.06.2018
‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

‘Yüzde yedi'yi kim yedi?

Devamını Oku
25.06.2018
‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

‘Antroposen’, ama umudu kesme Doğa’dan!

Devamını Oku
11.06.2018
Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Uçtuğunu zanneden şeyh: Aziz Yıldırım

Devamını Oku
06.06.2018
Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Kıyametin jeolojik adı: ‘Antroposen’

Devamını Oku
04.06.2018
Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Başkanın değil babanın Ali’sisin Ali Koç!

Devamını Oku
30.05.2018
Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Markalaşıp ‘makara’laşan tarikatlar

Devamını Oku
28.05.2018
İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

İmam-hatipten kaçanlar Galatasaray kuyruğunda

Devamını Oku
23.05.2018
‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

‘Allah ruhumu diğer bedene koymuş Hocam!’

Devamını Oku
21.05.2018
Eğlenceli ciddiyet: İnce

Muharrem İnce’nin mevcut iktidar ağzı karşısında en büyük avantajı, yerli ve milli “mizah duyusu”na sahip olması. Sanki Erdoğan, hiç beklemediği bir “lügat”le karşı karşıya kalmış gibi geliyor bana. Öyle hissediyorum.

Devamını Oku
17.05.2018
İnanç borsası nefslere açılırken…

İnanç borsası nefslere açılırken…

Devamını Oku
16.05.2018
‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

‘Rabia gösterdikçe adalet görünmez oldu’

Devamını Oku
13.05.2018
‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

‘Afrin Türküsü’nde kim başrolde?

Devamını Oku
09.05.2018
Eşeğe kurban olun!

Eşeğe kurban olun!

Devamını Oku
07.05.2018
Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Fenerbahçe ‘Türk takımı’ mı?

Devamını Oku
02.05.2018
Hitler’i anıyoruz (!)

Hitler’i anıyoruz (!)

Devamını Oku
30.04.2018
Biz tarihin yüzüne bu fotoğrafla bakacağız

Eve dönüş yolunda...

Devamını Oku
25.04.2018
‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

‘Çocukluğun ilanı’dır 23 Nisan!

Devamını Oku
23.04.2018
Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Geçmişimizdeki yarın: Köy Enstitüleri

Devamını Oku
18.04.2018
ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

ABD ‘simülasyon’a dönüşürken…

Devamını Oku
16.04.2018
Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Dört duvar arasında havadır sudur kâğıt kokusu!

Devamını Oku
11.04.2018