Recep İvedik, İnek Şaban’ın intikamıdır

12 Mayıs 2015 Salı

 

Geçen haftanın reytinglerine “Recep İvedik” damga vurdu denilebilir. Şahan Gökbakar’ın beyazperdede fenomenleşmiş “postmodern maganda”sı, film serisinin 4’üncüsüyle ilk kez ekrana geldiği TV 8’i, kanalda “Survivor All Star”ın yayında olmadığı ender günlerden biri olan cuma gecesinde zirveye oturttu. Hem de cumaların hayli uzun zamandır zirvedeki dizisi “Karagül”ü yerinden ederek oldu bu.


Bilindiği üzere TV 8 şu ara bir “TV8urvivor” durumuna gelmiş görünmekte. Kanalda haftanın 5 günü “prime-time” Survivor’la dolup taşıyor. İlginçtir ki ikbal ve istikbalini neredeyse Survivor’a bağlamış Acun Ilıcalı kanalını, bu realite programın yayında olmadığı bir günde zirveye oturtan da Şahan’ın Survivor parodisi içeren filmi oldu.

Bunun üzerinde duralım ama önce şu reyting başarısını bahane ederek “Recep İvedik”e yönelik muazzam ilgi üzerine de bazı değerlendirmelerimizi tartışmaya açalım!..

“Recep İvedik”, “İnek Şaban”ın intikamıdır.

“Recep”, kırdan kente göçün karşımıza çıkardığı insan malzemesinin daha erken dönemlerde olduğu gibi “ezik”liğine değil, “azman”lığına dair bir karikatürleştirme girişimi.

Seyirci, “İnek Şaban”a gülerken bir acıma hissi de buna eşlik ederdi. “Recep İvedik”e gülen “kentsoylu” (ya da “Beyaz Türkler” diyelim!) insanlarda ise bir acımadan ziyade karakterin (fiziksel olmaktan öte “kültürel” anlamda) saldırganlığı, pervasızlığı, yırtıcılığı karşısında bir acizlik hissinden belki daha fazla dem vurulabilir.


“İnek Şaban” komik olduğu kadar gariban, acınası ve zavallı idi. “Recep İvedik” öyle bir temsil değil. O, garip olmaktan çok mağrur, kendisi acınası olmaktan çok karşısındakileri acınası kılan ve tabii zavallılık ne kelime, zorbalıkta sınır tanımayan bir komik temsil…

Artık ülke nüfusunun çoğunluğunun yaşadığı büyük kentlerin asıl sahiplerinin kim olduğuna ilişkin fikir veren bir tablo bu. “İnek Şaban” göçmenlik açısından bir mağlubiyet komedisiydi; “Recep İvedik” ise bir galibiyet komedisi. Öyle ki “İnek Şaban”ı izlemişler arasında “Helâl olsun aslanıma” diyen olmuş mudur, hiç sanmıyorum. Ama “Recep İvedik”i seyredenler arasında böyle diyenler çıkabileceğini kuvvetle tahmin ediyorum.

Tıpkı Survivor’un “realite”sinde Turabi’ye “Helâl olsun aslanıma” diyen hiç de azımsanmayacak bir kitle olduğu gibi…

Acun Ilıcalı, Survivor’un “realitesi”nin kendisine bir can simidi olduğunu görünce ne yapsın, “realite”nin yayında olmadığı günü de onun parodisiyle doldurmayı düşünmüş olsa gerek ki “Recep İvedik-4”ü patlattı, doğru yaptı, kazandı.

“Recep” de geldi, Turabi’nin iki yıldır sarsılmaz Survivor tahtına rakip oldu!..
Şaka tabii ki… Peki, ciddi ciddi olması mümkün mü, hayır… Hiç kimse önüne servetler serse de Şahan Gökbakar’ı Dominik’e “Ünlüler” kategorisinde yarışmacı olarak götüremez.

Çünkü hep yazdığımız üzere, “gerçek ünlü”nün “Survivor-realitesi”ne tenezzülü mümkün değil.

Şahan’ın da Survivor’da işi olmaz. İşi, olsa olsa “Recep İvedik”te olduğu gibi Survivor’un parodisine girişmek olabilir.

“Gerçekten ünlü”, Survivor’da nesneleşmez, onu nesneleştirir.

Tersinden de söyleyelim: “Düşmüş ünlüler”, Survivor’a meze olur. Şahan gibi ünlüler içinse Survivor, bir geyik muhabbeti mezesidir.

Ama tabii bu bile “TV 8urvivor” için bir nimet olabilir ve öyle de olmuştur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları