Ümit Zileli
Ümit Zileli umitzileli@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Utanç... (07.02.2013)

07 Şubat 2013 Perşembe

Önce gazeteciler tutuklandı... Yüzü aşkın, dünyada birinciyiz...
Sonra öğrenciler tıkıldı içeri, düzinelerle... Yüzlercesi...
Bu kadar öğrenciye öğretmen gerekiyordu tabii, profesörleri aldılar...
Baktılar, üniversite kıvamına geliyor, dekanları, rektörleri de aldılar... Zaten resmi evrakta “
Silivri Kampusu” diye geçiyor!..
Sonra subaylar, generaller, Genelkurmay başkanları zincirlendi Silivri’ye, Hasdal’a, Maltepe’ye... Ne Deniz Kuvvetleri kaldı, ne Hava Kuvvetleri ve ne de muharip subay...
Yetmedi, belediye başkanlarını soktular içeri, tabii ki muhalif olanlarını...
Polisleri, emniyet müdürlerini, bir zamanlar
“bi güzel sorguladıkları” solcularla aynı suçtan atıverdiler hücrelere...
Bir dakika, bu hukuksuzluktur, ne yapıyorsunuz” diyen avukatları da derdest ettiler...
Az geldi, müzik gruplarını bir baskınla sabahın köründe tıkıverdiler içeri...
Müzisyenler serbest kalınca, sanatçı kotası eksildi tabii, bu kez tiyatrocuları buyur ettiler parmaklıklar arkasına...
Avrupa’nın en büyük adalet sarayı hizmete açılmıştı... Ancak henüz en büyük, en görkemli hapishane inşa edilemediğinden, ağzına kadar dolmuş, taşmış hapishanelerden 15 bin hükümlüyü bir
“şipşak yasa” ile bir gecede salıverdiler... En çok da karısını doğrayan, boğan, bıçakla delik deşik eden yurttaşları!..
E, zaten içeri tıkılmayan memurlar sürgünlerden sürgün beğeniyordu... İşçiler deseniz, bırakın protestoyu, ağzını açmaya kalksa artık standart biber gazı mı, yeni ithal edilen cop mu, tazyikli su mu, Allah ne verdiyse bölük bölük sıradan geçiriliyordu... Öğretmenler KPSS kapılarında sürünmekten mecalsizdi... Emeklilerse “
ölümü göster, sıtmaya razı et” oyununa mahkûm edilmişti... Fileciler, kömürcüler ve de meşrebine göre siftinen rantçılarsa bulundukları gezegenden gıkları çıkmadan izliyorlardı bu “Sefiller” tiyatrosunu... Sorsanız, pek de mutlu olduklarını söyleyeceklerdi, sözcüğün anlamını bile bilmeden...
-
Geriye ne kaldı?..

\n

***

\n

Şimdi, gel de papaz Martin Niomüller’i anımsama...
Cumhuriyet okurları hemen anımsayacaktır; bu ünlü papazın ta 1930’larda söylediği ölümsüz sözleri, ruhu şad olsun sevgili kardeşim, ağabeyim
Deniz Som’un “Vaziyet” köşesinde ölümüne dek siyah çerçeve içinde her gün yer almıştı...
Papaz Niomüller,
Hitler iktidara geldiğinde coşkuyla desteklemişti Nazileri... Ama yapılan vahşeti ve yapılmak istenen barbarlığı gördükçe uzaklaştı iktidardan... Önce korktu, sindi... Sonra konuşmaya başladı... Bir kez tutuklanıp, bırakıldı... İkincisinde kendini toplama kampında buldu... Tarihe kazınan şu sözler ona ait:
- Önce komünistleri götürdüler, komünist değildim, sustum... Sonra Yahudileri aldılar, ben Yahudi değilim dedim, sustum... Ardından sosyalistleri tutukladılar, ben sosyalist değilim dedim, sustum... Sonra Katolikleri hedef aldılar, ben Katolik değilim dedim, sustum... Bir gün beni almaya geldiler; yardım istemek için arkamı döndüm, ama beni savunacak kimse kalmamıştı...
İşte bu utanç, Alman halkının yakasını hiç bırakmadı... Tarih babanın kara kaplı defterine yazılan bu utançtan kurtulamadılar..
- Aradan 80 yıl geçtikten sonra, aynı karabasan kader midir?..

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İhanet!.. 4 Temmuz 2013

Günün Köşe Yazıları