Spor Sevgisi İçin...

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Başta futbol olmak üzere önemli spor dallarında bir çalışma yılı daha bugünlerde sona eriyor.
Yıl boyu yaşanan ve yer yer kitleselleşen sporda
kavga ortamı geçen hafta sonu bir taraftarın öldürülmesi noktasına vardı. Bu yetmezmiş gibi ırkçı davranışlar da yaşandı.
Kürt sorununa
çözümü barışta arayan bir toplumun, insanı, yalnız bedeniyle değil, yaratıcı aklıyla da güzelleştiren sporda bir çatışma ortamına sürüklenmesi bir büyük çelişkidir.
Bu
yıkıcı çelişkinin giderilmesi gerekiyor.

\n

***

\n

Sporu çatışma ortamına taşıyan nesnel ekonomik ve toplumsal koşullar arasında, özellikle de ailesinin yoksulluğu nedeniyle çocuğun ve gencin eylemli spordan uzak kalması; ailelerin ve okulların çocuklara sporu sevdirmedeki yetersizlikleri; aile içi şiddet; spor salon ve alanlarının azlığı sayılabilir. Nesnel koşulların düzeltilmesi için toplumsal duyarlığın artması ve ülkeyi yönetenlerin bu amaçla çaba harcaması gerekiyor.
Ancak, sporu, bugünkü
hastalıklı çatışma ortamından ve toplumu bundan doğan korku dehşetinden kurtarmak üzere hemen yapılabilecek ve yapılması gerekli çok iş vardır.
Görevin büyüğü siyasete düşüyor.
Ancak siyaset bu konuda da çok duyarsız kalıyor. Geçen hafta sonu yaşanan
öldürme olayından bu yana günler geçmesine karşın, ne Başbakan, ne Gençlik ve Spor Bakanı ne de siyasetin muhalefet kesimini, sporda şiddet ve çözümü konusunu gündeme getirdi; ırkçılığın kesinkes oluşamayacağını vurguladı!
Büyük takımların taraftarlarının aynı stadyumda maç izlemelerini bile sağlayamayan
siyasetin son olaylar karşısındaki akıl dışı duyarsızlığı mutlaka tedavi edilmelidir.
Para karşılığı ya da karşılıksız yapılan biçimleri; kişisel ve toplumsal boyutlarıyla ülke sporunun sürüklendiği
yıkım süreci tersine çevrilerek, sağlıklı bir bakım ve onarımın konusu olmalıdır.
Kaldı ki, bu kadar duyarsızlıktan sonra, hükümetin 2020 Olimpiyatları’nı İstanbul’a almak için uluslararası düzeyde uğraşmasının bir anlamı kalır mı? Bu tutumla mı ülke insanı, olimpiyatın, “
citius, fortius, altius”, daha hızlı, daha güçlü, daha yüksek kavramlarının dostluk, barış ve özgürlük içinde yarışı yansıtan anlayışıyla buluşturulacak?
Asıl görev spor
kamuoyuna düşüyor.
Sporun her düzeydeki kişi ve sorumluları, yani üst kurullar; kulüplerin başkan ve yöneticileri; çalıştırıcıları; sporun yazılı ve sözlü yorumcuları; özellikle de çocukların ve gençlerin örnek aldığı oyuncular, kısaca yaşamını spora veren ve ekmeğini spordan sağlayanlar, sporun şiddetin kaynağı olmasını önlemek için ayrıca çaba harcamalıdır.

\n

***

\n

İki somut önerim var:
Birincisi, önümüzdeki futbol mevsiminde maçların önceden belirlenen
hakem listesi temelinde her hafta başı yapılacak kura çekimiyle saptanacağı kuralı getirilemez mi?
İkincisi,
Burak Yıldırım’ın öldürüldüğü 12 Mayıs 2013, spora barışı, dostluğu ve sevgiyi getirecek yeni bir anlayışın ve uygulamanın; bir büyük toplumsal uyanışın doğum günü yapılamaz mı?
Kısaca, sporun insana ve yaşama değer verilmesi,
dostluk içinde yarış anlayışıyla yeniden yapılanması için çaba harcanması büyük önem taşıyor.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları