Yazgülü Aldoğan

Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayabilmek için...

28 Ekim 2021 Perşembe

20 Ekim 1927’de gençlere hitap ederken şöyle diyor Mustafa Kemal Atatürk:

Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlarını, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet fakrü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir! 

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” 

YÜZÜNCÜ YILA DOĞRU

2023’te Cumhuriyetin yüzüncü yılını kutlayacağız. Yüz yıldır tökezleye, düşe kalka koruduk laikliği, demokrasiyi, hukuk devletini. Ama geldiğimiz nokta, Cumhuriyetin fabrika ayarlarından hayli uzaklaşılmış durumda. 

Çok partili demokratik sistem, tek adam yönetimine evrildi. Tek kişinin karar ve direktifleri doğrultusunda koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuku, ekonomisi, dış politikası biçimleniyor. Bu tek kişi kim olursa olsun, sağlıklı ve kabul edilebilir bir durum değildir. Geldiğimiz durum da zaten bunun sonuçlarını gösteriyor. Türkiye hiç bu kadar yalpalamamış, gelir dağılımı hiç bu kadar adaletsiz olmamış, insanlar hiç bu kadar yoksullaşmamış, milletin efendisi köylü ve köy bitirilmemişti. Sanayi tıknefes, betona boğulmuşuz, tek hedef daha çok inşaat. Bu inşaatları beş büyük grup yapıyor, vergileri siliniyor, rantı kiminle paylaşıyorlar, belli! Ülke yol geçen hanı olmuş, geçici göçmenler yerleşik hale gelmiş, Arap düşmanlığı artıyor. Türkiye bütün komşularıyla kavgalı, Katar dışında dostu yok, Şişli ilçesi kadar ülke, bütün varlıklarımızı satın alıyor, satılacak şey kalmadı! Mustafa Kemal’in hitabede çizdiği tabloyu bire bir yaşıyoruz. Girilmedik tersanemiz, işgal edilmemiş üniversitemiz mi kaldı? 

Laikliğin son kırıntılarını yaşıyoruz. Ülkeyi din adamları biçimlendiriyor. Diyanet’e alınan kadrolar oradan bürokrasiye yönlendirilirken hayatımızı Diyanet İşleri Başkanı’nın fetvaları şekillendiriyor. Eğitimin her alanına din sokuşturuluyor. Kindar ve dindar gençlik yaratma projesi TÜGVA gibi kurumları yarattı. İşe yerleştirmede en son aranan liyakat, yetenek, beceri. Tek kıstas referans. Gençlerin üçte biri işsizken bu ne haksız bir seçim. Kendini kurtarmak için hepsinin gözü dışarı gitmekte, beyin göçü ülkenin kaynaklarını tüketiyor.

En son yaşadığımız tezkere olayı ise dış politikadaki yanlışlara tüy dikti: Bizim Suriye topraklarına asker değil, Şam’a diplomat yollamamız lazım! 

UMUT VAR

Bu düzenin böyle gitmeyeceğini herkes görüyor. Herkesin gözü seçim sandığında. Herkesin kulağı kamuoyu yoklamalarında. Ucube partili cumhurbaşkanlığı sisteminin yarattığı kaosu ilk seçimde değiştirmek için kurulan Millet İttifakı’nın demokrasi bileşenlerine dönüşmesi, ülkenin ayağa kalkması için tek seçenek. Gençliğe Hitabe’de tanımlanan iktidarı ele geçirmiş olanlar seçimle gider mi? Yaşanan yanlışları bir daha yaşatmayacağız. Tezkere oylaması bunun için önemliydi. Seçimden kaçmak için savaş mı çıkaracak? CHP’nin karşı çıkışı bunun için değerliydi. İYİ Parti’nin milliyetçi seçmenine hoş görünmek için yan çizmesi bunun için düş kırıklığıydı! Artık geri basma, tereddüt etme, aday seçme tartışmalarıyla oyalanma zamanı değil. Başka yolu yok, birleşilecek! CHP’si, İYİ Parti’si, Saadet’i ve elbette dışarıda bırakmadan HDP’si! DEVA hızlı ilerliyor, buyursun. 

Reklam arası bitsin, Cumhuriyet fabrika ayarlarına dönüp kurtulsun! O zaman gönülden kutlayacağız Cumhuriyet Bayramı’nı. Yoksa hepimiz batan gemide boğulup gideceğiz, bu sonucu yaratanlar dahil.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları