Yüksel Pazarkaya

Yeni Bir Çağ

01 Nisan 2011 Cuma

İlk kez bir yeşil politikacı başbakan oluyor. Alman Yeşiller Partisi’nin kurucu üyelerinden bugün 62 yaşındaki Winfried Kretschmann Baden-Württemberg eyaleti başbakanı olacak. Böylece Avrupa siyasi tarihinde yeni bir dönem başlayacak.

Kuruluşundan sonra Baden-Württemberg eyaletinde otuz küsur yıl muhalefet sıralarına dirsek dayadıktan sonra, atom enerjisinin insanlık için tehdidini ilk kez gündeme getiren politika, 27 Mart seçiminde yaklaşık yüzde 25 ile bu eyalette ilk kez Sosyal Demokrat Parti’nin önüne geçti. Ama Sosyal Demokrat Parti ile birlikte oyların yaklaşık yüzde ellisini toplayarak, 58 yıldan beri bu eyalette iktidarı elinde tutan Hıristiyan Demokrat Parti’yi de (CDU) indirdiler.

Bu dönüşümün anlamı şu bakımdan önemli. 58 yıllık Hıristiyan Demokrat yönetimde Baden-Württemberg sanayi ve teknoloji yoğunluklu Almanya’nın en büyük eyaletlerinden biri olarak hep en güçlü ekonomiye ve en düşük işsizlik oranına sahip olmuştur. Şimdi seçimle indirilen iktidarın 58 yıl sürmüş olması nedensiz değildir. Ekonomideki başarısı bugün de Almanya’da en önde gelmektedir.

Yeşiller’in başarısında elbette Japonya’daki atom santralı felaketi ve sonuçları etkili oldu. Daha altı ay önce atom lobisinin hizmetinde eski atom santrallarının işletme sürelerini otuzlu, kırklı yıllara dek uzatma kararı alan Angela Merkel’in Hıristiyan Demokrat CDU ve Hür Demokrat FDP koalisyonu eyalet seçimlerinden iki hafta önce birden çark etmek zorunda kalıp, üç aylık bir moratoryum ilan etti. Eski yapım sekiz atom santralını durdurma kararı aldı. Ancak seçmen bu seçim taktiğine prim vermedi. Tersine Yeşiller Partisi’nin otuz yıldır değişmeyen atom karşıtı politikasını, bu partinin oylarını ikiye katlayarak ödüllendirdi. Aynı gün yapılan Ren-Pfalz eyalet meclisi seçimlerinde de Yeşiller’in oyunu üçe katlayarak Almanya ve Avrupa siyaset tarihinde bir dönüm noktasını başlattı.

Bu durumda artık atom lobisinin isteklerine gönüllü uyan Merkel hükümeti de politikasını ciddi biçimde gözden geçirmek zorunda kalacak. Üç aylık moratoryumla işletmesi durdurulan sekiz atom santralına yeniden işletme izni verilmesi neredeyse olanaksız görünüyor.

Almanya’da yenilenebilir enerji kaynakları çağı artık başladı. Yine Yeşiller’in Sosyal Demokrat SPD ile Schröder başkanlığındaki koalisyon hükümetindeki çabaları sonucu Almanya’nın enerji gereksiniminin yüzde on beşten fazlası bugün yenilenebilir kaynaklardan (rüzgâr, güneş vs.) sağlanıyor. Ama enerjinin yüzde kırk beşi hâlâ atom santrallarından geliyor. Şimdi bu yüzde kırk beşin de adım adım yenilenebilir kaynaklardan sağlanması süreci başladı. Atom santralından yana partiler ve lobiler de aslında her zaman büyük riskin ayırdında olarak, bu kaynağın köprü işlevini vurguladılar. Geçici bir süre atom santrallarından yararlanıp yenilenebilir kaynaklara dönüşüme gidilmesini onlar da her zaman dile getirdiler.

Özellikle Japonya’da yaşanan felaketten sonra artık köprü işlevinin de bir an önce sona ermesi görüşü kamuoyunda ve seçmen gözünde gittikçe yaygınlaşıyor. Bundan sonra Avrupa ülkelerinde seçim kazanmak isteyen partiler, yenilenebilir enerji kaynakları çağının temsilcisi olarak ortaya çıkmak zorunda kalacaklar. Önemli olan büyük riskin toplum olarak ayırdına varılıp elbirliğiyle yenilenebilir enerji çağında ilerlemektir.
         



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kaygan Mantık 7 Şubat 2014
Yargı ve Demokrasi 30 Ocak 2014

Günün Köşe Yazıları